Eskişehir Kültürel Hayatına Bir Dönem Çok Şey Katan Kitapbank'ın İlginç Kuruluş Hikayesi
kitapbank'ın sahibi ve kurucusu olan muhittin bayazıt çok genç yaşlarda,büyük olasılıkla askerlik çağından da önce bir iş bulmak amacıyla kara tren ile kahramanmaraş'dan istanbul'a doğru yola çıkar.
tren eskişehir'e vardığında eskişehir'de bir süre mola verir bu arada genç muhittin treni kaçırır.
cebinde beş parası yoktur.
istasyon çevresindeki bir park bekçisi ile tanışır.
bekçi ona yol parasını denkleştirene dek parktaki derme çatma bekçi kulübesinde kalabileceğini söyler.
genç muhittin istanbul'a yol parasını çıkarabilmek ve bu arada karnını doyurabilmek amacıyla iş aramaktadır.
bir ara bekçi kulübesi yakınlarında oralarda dükkanı olan bir esnafın bıraktığı tahta el arabası dikkatini çeker,esnafa
bu arabayı kendisine ödünç verip vermeyeceklerini sorar,olumlu yanıt alınca istasyona çok yakın olan ve şimdiki adı
haller gençlik merkezi olan sebze ve meyve hali'ne emanet el arabasıyla koşturarak gider.
oradan da sattıkça parasını ödemek koşuluyla domates ve bir kaç çeşit sebze alır.
ama bir sorun daha vardır bu sebzeleri satabilmek için, o zamanlarda yani geçmiş yıllarda yaygın bir biçimde kullanılan kesekağıtlarına gereksinimi olacaktır.
bu gereksinimini de kesekağıdı yapılmak üzere okunmuş gazeteleri toplayarak esnafa satan bir başka esnaftan, "satış yaptıkça parasını ödemek" koşulu ile alır.
istemeye,istemeye kalmak zorunda kaldığı eskişehir'de, genç muhittin'in işi, çoğunluğu ukrayna-kırım,tataristan ve bulgaristan gibi balkan ülkelerinden gelme göçmenlerden oluşan eskişehir esnaflarının, göçmenin halinden anlayan ve inanılmaz yardımları sayesinde yaver gitmiştir.
istanbul'da hayal ettiği koşullar ona göre bu küçük ilde yavaş,yavaş oluşmaya başlamıştır.
genç muhittin sebze ve meyvelerini "herşeye karşın" istanbul'a gidebilme umuduyla satmayı sürdürürken.
bir yandan da gazete kağıtlarından kesekağıdı yapmayı el arabasının bir kenarında sürdürmektedir.
ama çoğunluğu balkan ve kuzey ülkelerinden gelen insanların oluşturduğu bu kentte ülke geneline göre yüksek bir okuma yazma oranı vardır.
dolayısıyla genç muhittin'in hiç hesabında olmayan bir şeyler olmaya başlar; yoldan gelip geçenler kese kağıdı yapmakta olan genç muhittine, sebze meyve fiyatlarından çok "ucuzmu satıyordur acaba?" düşüncesiyle okunmuş bu gazete ve dergiler( ki bu dergilerden önemli bir bölümü hayat mecmuası'dır.) kaç para? diye sorarlar.
insanlar o denli çok sorarlar ki, bu gazete ve dergilerin fiyatlarını, genç muhittin, bunlardan her soran insana bu dergileri uygun fiyata satmaya başlar.
daha sonraları "sebze meyveden çok bu gazete ve dergilerden satıyorum.
neden el arabamda yalnızca bunlardan satmayayım ki?" der.
ardından sebze meyve işini bir kenara iterek hurda kağıt satıcısından aldığı gazete ve dergileri satmaya koyulur.
işler umduğundan da iyi gidince genç muhittin 1965 yılında bu iş için bir dükkan kiralamaya ve işini orada sürdürmeye karar verir.
iş yaşamında başarılı olan genç muhittin eskişehir de söğütlü bir kızla evlenir.
iki kız çocuğu olur.kızlarını da evlendirir.her türlü kitap bulunan dükkanına kitapbank adını veren muhittin bayazıt, binlerce eskişehirli insana fiyatları nedeniyle ulaşamayacakları kitaplara ,uzun yıllar boyu, kendi buluşu olan bir yöntemle ulaşma olanağı sağladıktan sonra geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrılır.
dükkanını bugün kitapbank'ın üçüncü kez değiştirdiği yerinde sakarya caddesinden eski devrim ortaokuluna çıkan ülkü sokakta damatları işletmektedir.
dükkanını olur,olmaz karıştıran çocukları tatlı bir biçimde haşlamayı da bilen bu güzel insan, belki farkına bile varmadan, eskişehir kültürel yaşamına çok şeyler katmıştır.
saygıyla anıyoruz.