Erdoğan'ın Kullandığı "Ev Zencisi" Tabiri Ne Anlama Geliyor?
malcolm x'in otobiyografisinden hatırladığım kadarıyla;
beyazların üstünlüğünü teslimiyet içinde kabul etmiş ve yaşama tarzı olarak da beyazlara yaltaklanma, onların istediği gibi olma, onların beğenisini kazanmak için uğraşıp didinme içindeki siyah insanı tanımlayan bir benzetme, tanımdır ev zencisi.
bunların zihniyet olarak da beyazlara uşaklık etmekten başka çareleri olmadığını çaresizce kabullenmiş olanlarına, yani teslimiyet gösterenlerine, meşhur romana adını da veren şahsiyete atfen uncle tom diyorlardı.
(türkiye'de batının her alandaki üstünlüğünü kabul eden, biz türklerin zayıf eksik hatalı yetersiz kötü bozuk olduğunu ve düzeltilmesi için batılı emperyalist gücün dayattığı her türlü yöntemi, değeri, kültürü ve yaşayış tarzını kabul edip, batılı emperyalist güç tarafından beğenilmek ve bir millet olarak ancak bu şekilde hayatta kalabilmenin, geçinip yükselebilmenin mümkün olacağını, dolayısıla değişip dönüşerek düzeltilmesi gerektiğini iddia eden anlayış(sızlık) ile kıyaslanabilir bir yaklaşım.)
ev zencileri, diğer kölelere karşı efendilerinden bile vicdansız olurlar çünkü ona imtiyaz veren efendilerinin isteği zaten budur. eğer efendi, kölesine zulmederse diğer köleler tepki gösterebilir hatta belki de isyan edebilir. ancak efendisi köleye zulmetmez de ev zencisi tarlada zorla çalıştırılan köleye zulmederse, köleliğe isyan ihtimali ortadan kalkar. hatta pek şefkatli pek merhametli "efendi" gelir ve köle ile ilgilenirse köleler köleliğine mutlu bile olabilir. sonuç olarak ev zencisi nedeniyle kölelerin nefreti efendilerine değil ev zencisine döner ve efendilerine isyan etmezler, hatta efendilerine daha da sadık olurlar.
ev zencisi de bunca kişisel nefrete karşılık diğerlerinden izole ortamlarda, imtiyazlı ve iyi bir hayat sürer.
django unchained filmindeki stephen rolündeki samuel l. jackson ev zencisine iyi bir örnektir.
fransa, afrika ve italya üzerinden örnek:
fransa günümüzde hâlâ afrikayı sömürüyor hatta cehenneme çeviriyor, ancak afrika'dan gelen göç dalgası ile coğrafi nedenlerle italya karşı karşıya kalıyor. italya'da birisi çıkıp da fransa tepki gösterse ve "çözüm, afrikalıların avrupa'ya göç etmesi değil, aksine afrika'nın avrupalılardan kurtulmasıdır" deyince fransa'nın italya'da satın aldığı ev zencileri bu söyleme göçmen karşıtlığı diye ortaya fırlıyor, hatta bu sözleri söyleyenleri sosyal medya aracılığı ile baskı altına alıp işinden, okulundan ve çevresinden soyutlamaya çalışıyorlar. (bkz: cancel culture)
eğer italya'da giorgia meloni'ye ırkçı veya göçmen karşıtı diyen bir italyan varsa; fransanın italyanlara propaganda için satın aldığı ev zencisidir. çünkü bir fransız bunu derse italyanların nefreti ev zencisine değil, fransaya yönelir.
aslında bu olay fransa'nın italya'yı tahakkümü altına almasıdır. italyanlar bu durumu fark ettikleri için meloni'yi seçti. ancak ev zencileri hâlâ italya'da aşırı sağ yükseliyor diye yaygara koparıyor. ancak gerçekleşen etki - tepki durumudur.
aşırı sağın yükselmesi tehlikeli olabilir ancak aşırı sağa sebep olan ve sorgusuz sualsiz cancel culture ile insanları işinden okulundan mahrum eden sjw tayfası vardır. bu sjw tayfasının arasında italyan olmasına rağmen ise fransa ile çalışan ev zencileri de vardır. italya'daki fransız hizmetkârı ev zencileri, gerçek siyahi değil de sadece satılık kalemler olarak fransaya hizmet eden italyanlardır. bu söylemimde siyahileri kastetmiyorum.
sosyal devlet ve zor durumdaki mültecilere yardım etmek olması gerekendir, iyidir ve vicdanidir ancak fransa, afrika'yı cehenneme çevirip italya'yı bu cehenneme sürüyorsa bunun adı düpedüz tuzaktır. italya'da meloni'nin seçilme sebebi de italyanların bu tuzağı fark etmesidir.