Einstein'ın Bir Kuryeye Bıraktığı, Yıllar Sonra 1,5 Milyon Dolara Satılan Not
1922 yılı albert einstein için yoğun bir yıldı: birleşik alan teorisi üzerine yazdığı ilk makalesini tamamladı, fransız-alman ilişkilerinin normalleşmesine yardımcı olmak için paris'e gitti ve milletler cemiyeti'ndeki fikri işbirliği komitesine katıldı. bir konferans turu için asya'ya gitmeden kısa bir süre önce, 1921 nobel fizik ödülü'nü kazandığını öğrendi, ancak ödül töreni için stockholm'e gitmek yerine planlarını bozmayarak japonya'ya gitme kararı aldı.
tokyo'ya vardığında, binlerce kişi onun imparator ve imparatoriçe ile buluşmasını izlemek için meydanlara akın etti ve şehirdeki ilk konferansını izlemek için yaklaşık 2.500 kişi para ödedi, bu konferans çeviri ile birlikte neredeyse dört saat sürdü. einstein bu ilgi karşısında şaşırmıştı, eşi elsa'ya dönerek "hayattaki hiçbir insan bu tür bir karşılamayı hak etmez’’ dedi.
tokyo'daki ımperial hotel'de kalırken, bir kurye teslimat yapmak için kapıya geldi. tam olarak hangisinin gerçekleştiği net olarak bilinmese de ya kurye japon kültürü gereği müşterilerden bahşiş almayı kabul etmedi ki bu onlar için müşteriye karşı gösterilen bir saygı kuralıydı ya da einstein'ın yanında hiç bozuk para yoktu ama yine de kuryeye bir şeyler vermek istiyordu, bu yüzden odasında bulduğu kâğıt parçalarına almanca olarak mutluluk teorisini yazdı: ilk notta ‘’sakin ve mütevazı bir yaşam, sürekli huzursuzlukla başarı peşinde koşulan bir hayattan daha fazla mutluluk getirir.’’ yazarken ikinci notta "istek varsa, yol da vardır." yazdı ve bunları kuryeye vererek saklamasını söyledi:
bu kağıtlar gelecekte değerli olacaktı, nitekim öyle de oldu! 2017 yılında kudüs'te yapılan bir müzayedede, bu mutluluk notu 1.56 milyon dolara ismi açıklanmayan avrupalı bir koleksiyoncuya satıldı. ikinci not ise 240,000 dolara alıcı buldu:
hiç şüphesiz bu notlar içerdiği mesajlar sebebiyle o kuryenin hayatı boyunca aldığı en ‘’kıymetli’’ bahşişlerden biriydi, fakat çeşitli kaynaklarda yazılanın aksine alınan en ‘’yüksek miktarlı’’ bahşiş de değildi…. en yüksek miktarlı bahşiş; 30 mart 1984'te, robert cunningham isimli bir polisin, garson phyllis penzo'ya bahşiş yerine 1 dolarlık bir piyango biletinin olası kazancını teklif etmesiydi. penzo bu 6 rakamlı biletin 3 rakamını belirledi ve tahmin edeceğiniz üzere ertesi gün o 1 dolarlık bilet 6 milyonluk bir ikramiye kazandı. cunningham ise sözünü tutarak yarısını penzo’ya bahşiş bıraktı….