Ed Sheeran'ın Kekemelikten Zirveye İlginç Hayat Hikayesi
ed sheeran kendisi kekemedir. ama bir sebebi vardır.
ekşi sözlük'te bir arkadaş da bahsetmiş; dövülesi tip, hortumla ıslatılası sopayla dövülesi diye... heh işte bu herif de 8-9 yaşlarındayken o kadar çok dayak yemiş ki, bir gözüne amblyopia teşhisi konmuş, göz tembelliği.
kabadayılar öyle bir abone olmuş ki arkadaşa, o kadar çok dalga geçmişler ki adam artık sınıfta konuşamaz olmuş ve sonunda bu yediği dayaklar ve mobbing sonucunda kekemelik ve hiç konuşamamazlık durumundan muzdarip oluvermiş.
sonra babası bu duruma dayanamayıp çözüm arayışına girmiş ve rap ile tanıştırmıştır kendisini. özellikle de yine kendisi gibi bütün çocukluğu boyunca kabdayılığın dibine maruz kalan, bununla savaşmak zorunda olan ve popüler olmayan şarkılarında bu hiklayelerinden devamlı olarak dem vuran birisi ile: eminem bildiğin marshall bruce mathers olan nam-ı diğer slim sahdy. kendisi ile değil tabii ki, müzikleri ile. herif bu müzikleri dinleyip şarkı sözlerini ezberlerken kekelemediğini farketmiş ve kendisini müziğe vermiştir.
sonrasında hayata karşı tutunabildiği tek dalın bu olduğunu anlayan kardeşimiz, barlarda pavyonlarda elinde gitarıyla boy gösterir olmuş ama fakirliği bir türlü yenememiştir. sokakta, parkta yatmış bir dönem, evsiz takılmış.
sonra ünlü olmak hayallerine kapılıp yine eminem'in izinden gitmiştir. böylece rotayı los angeles'e çevirmiş ve bir şekilde jamie foxx'un radarına girmiş ve tıpkı dr.dre'nin eminem'in elinden tutması gibi jamie de bu gencimizin elinden tutmuştur.
sonrası malum.
hani adama "başarı için ne dersin" sorduklarında demiş ya: "çalın abi, dibine kadar çalın yani canlı konser verin bir gün mutlaka keşfedilirsiniz" diye, yalan yok adamın bildiği bu. zaten çok da ifade edemiyor işte kendisini idare edin artık.