Eczacılık Gereksiz Bir Meslek mi?

Eczacılığın gereksiz bir meslek olduğunu düşünenlerin sayısı az değil. Kimilerine göre onlar ilaç satan bakkal. Peki gerçekten öyle mi? Eczacılar ne diyor bu duruma?
Eczacılık Gereksiz Bir Meslek mi?

açılın ben eczacıyım

türkiye'de birçok ilaç üretim firması var ve bunlarda eczacılar üretim yapıyor. üretim yapmıyorlar tezini hele bir geçin.

serbest eczanelere gelirsek. eczacı olmadan önce ben de sizin gibi düşünüyordum. evet yaptığımız şey ticaret. yalnız ben ticaretini yaptığı şey hakkında bu kadar bilgi sahibi olan ve bilgi sunan bir meslek görmedim memlekette. altı ay önce araba aldım, kendim internette araştırdım, karar verdim, küçük bi test sürüşü sonrası aldım. arabayı satan firmadan aldığım bilgiler şu: bu düğme radyoyu açar bu düğme klima falan. ulan 65 bin para verip aldığım mal ile ilgili adam bilgi verme aşamasında hepi topu 5 dk ayırdı bana. ben hastama 10 tl'ye ilaç verirken yüz çeşit soruya maruz kalıyorum. keşke dediğiniz gibi olsa ben de raftan ilacı alıp versem, ama öyle değil işte. hamileyim, çocuk emziriyorum, şekerim var, tansiyonum var, kolestrolüm var, araç kullanıyorum, içtikten sonra kabız, ishal oluyorum, iki tane birden atsam bişey olur mu, ilaç kilo yaptı vs. yüz çeşit soru. bakkaldan bisküvi alırken bunları soruyor musun?

yeri gelmişken bir konuya değinmek istiyorum. bakın kardeşim gözlem yapmak çok ciddi bir iştir ve herkes yapamaz, gözlem yeteneğiniz de yoksa yapmayın yahu başınıza silah mı dayıyorlar? yani eczacılığın icrası sizin anlattığınız gibiyse elbette haklısınız, ama gel gör ki değil işte yanlış gözlem yapmışsınız. tekrar ediyorum, 10 tl'lik ilaç için yarım saat konuştuğum oluyor insanlarla, madem bir boka yaramıyoruz o zaman ne diye yarım saat konuşuyoruz olum biz? siz cidden yanlış gözlem yapıyorsunuz. bu toplumun 50 yaş üstü bireyleri, çocuk sahibi kadınları, kronik hastalığı olan bireyleri ile her gün her saat muhattabız biz, bunu siz görmüyorsunuz diye bu böyle deme hakkını nereden nasıl hangi yetenekleri haiz olarak söylüyorsunuz? gece 10da başı ağrayan böbrek nakli olmuş hasta evde bulduğu ilacı kullanmak için beni arıyorsa ben nasıl gereksiz adam oluyorum? hangi bakkalı aramış bu hasta aldığı bulguru nasıl pilav yapacam diye veya hangi bim kasiyerini arayacak bu hasta? daha kritik durumlarda elbette doktoruna ulaşacak, ama günde beş nakil yapan doktoru baş ağrısı için o saatte rahatsız edebilir mi? keşke memlekette saat gibi çalışan bir sağlık sistemi olsaydı, o doktorun günde bir-iki ameliyat yapacağı yoğunluğu olsaydı. zehir gibi kalifiye elemanlarımız olsaydı da beni aramasaydı, ama yok arıyor işte napıcaz, yüzüne mi kapatayım, ne halin varsa gör mü diyeyim? keşke o ütopik sistem olsa da biz de daha güzel bir şekilde konumlandırılsak sağlık isteminin içinde, ama yok işte napalım, bim kasiyerine mi bırakalım mesleği?

bir de eczacılığı majistral ilaç (eczacılar yaptığı el yapımı ilaçlar) üzerinden değerlendirenler var. bakın işte gözlem gücünüz kötü olmasa saldırı silahınız majistral ilaç olmazdı. dünyanın en kolay işi majistral ilaç yapmak. iki merhemle bir tozu karıştırıyoruz, ironi değil majistral dediğin bu. oran orantı bilen ve eline aldığı tokmağı dairesel olarak dönderebilen her insan bunu yapabilir. majistral ilaç yapan bir eczacıyım, yaptığım her ilaç bana maddi zarar veriyor. yani yapmayan eczacı bilmediğinden değil zarardan kaçmak için yapmıyor anladın mı?

mühendisler; hanginiz icat yaptınız? neden aldığım araba ithal mal? ne lan bu cari açık?

avukatlar, hakimler, savcılar; mesleğinizi bu kadar iyi icra ediyorsunuz da neden insanlar adalet sistemimizin eline düşmektense ölmeyi tercih ediyor?

doktorlar; ne bu hastanelerin hali?

öğretmenler; merhaba eğitim sistemimiz nasıl?

siyasiler; :)

bazı meslekler toplumun gözünde haksız yere kolay para kazanma yolları gibi algılanıyor 

bir mesleğin avantajlarına bakarak çıkarım yapmak fazlasıyla kolpa bir şey bence. örneğin öğretmenleri "üç ay tatil yapıyorlar" diye küçümsüyor aynı kitle, ama kimse o insanların yıl boyunca kaç çocuğun hayatına dokunduğunu, evine iş taşıdığını konuşmuyor. dışarıdan bakıldığında sadece avantajları görünüyor belki de. mühendisler için masa başında oturuyor, avukatlar dilekçe yazıyor, eczacılar da sadece ilaç satıyor...
ama bu gözlemler yüzeysel, mesleklerin iç dinamiklerine dair pek az şey söylüyor. ben eczacı bile değilim, bunları yazarken sadece sesli düşünüyorum oysa.

eczacılık da bu dar bakışın kurbanı olan mesleklerden biri kanımca. dışarıdan bakıldığında sadece eczane açmak gibi görünse de, bu meslek bundan çok daha geniş bir alanı kapsamakta. evet, serbest eczane açmak için eczacılık eğitimi şart; ama mezun olan herkes eczane de açmaz, yahut açamaz. türkiye’de ve dünyada çok sayıda eczacı ilaç üretim tesislerinde formülasyon geliştirir, kalite kontrol ve ruhsatlandırma süreçlerinde görev alır, ilaç güvenliği birimlerinde, biyoteknoloji firmalarında, klinik araştırmalarda ve devletin sağlık otoritelerinde çalışır. kamu sağlığının planlanmasında, ilaç politikalarının belirlenmesinde de eczacılar aktif rol alır.

serbest eczane tarafına dönecek olursak:
evet, ticaret var. ama bu, sıradan bir mal satışı da değil. ticaretini yaptığı ürünle ilgili bu kadar teknik bilgiye sahip, sorumluluk taşıyan ve sürekli danışılan başka kaç meslek mensubu var?

bir ağrı kesici verirken gelen sorular özelinden düşünün:
"emziriyorum/hamileyim, sorun olur mu?"
"diabetim var, kullanabilir miyim?"
"*** işini yapıyorum, işime engel olur mu? uyku yapar mı?"
"araba kullanacağım, etkiler mi?"
bu sorulara doğru ve sorumlu yanıtlar verebilmek için sadece ilacı değil, hastayı da, farmakolojiyi de, etkileşimleri de bilmek gerekir. veya yerine bir başka ilaca yönlendirebilmek için o ilacı...
nitekim benzetildiği ilaç bakkalı örneğinde yola çıkarak, bakkaldan kraker, kola, peynir vs alırken bir tane bile soru sormuyorsunuz kuvvetle muhtemel.

ayrıca eczacılar çoğu zaman, özellikle sağlık sisteminin ulaşamadığı yerlerde ya da saatlerde, ilk temas noktası oluyor. bir tatil beldesinde, gecenin 10'unda bir tansiyon hastası "elimde şu var, kullanabilir miyim?" diye doktoruna değil mevcutta en yakın eczacıya ulaşır. bu sistemsel boşluğu o an için dolduran kişiye "eczacı ne işe yarar?" demek, ya sistemden bihaber olmaktır, ya da meslekleri yargılamayı alışkanlık haline getirmiş olmaktır.

her meslek görünenden fazlasını içerir.
makine mühendisi olup sadece asansör montajı yapıyor diye tüm mesleği buna indirgemek ne kadar yüzeyselse,
elektrik-elektronik mühendisi olup sadece bina elektrik tesisatıyla ilgilenenleri görüp "hepsi kablo döşüyor" demek o kadar yanıltıcıdır.
ya da bilgisayar mühendisliği okuyup yalnızca basit teknik destek işleriyle uğraşanlara bakarak bu devasa alanı sınırlı bir şeye indiremek.
ayrıca, avukat sadece dilekçe yazmaz. öğretmen sadece müfredat anlatmaz.
eczacı da sadece ilaç vermez.

ve mesleklerin zorluklarını ya da değerini sadece tatil süresine, kar oranına veya çalışma saatine bakarak ölçmek, hem yüzeysel bir yaklaşım hem de büyük bir salaklıktır.

ayrıca bu meslekler kura ile seçilmiyor; böyle avantajları olduğunu düşünüyorsanız ve bu sizin yaşam tercihinizse, siz de bu alanlara yönelebilirsiniz pekala.