Dünya Uzay Boşluğundaysa Neden Aşağıya Düşmüyor?

Hemen herkesin aklına gelebilecek bu soruya Sözlük yazarı "ghost writerr" açıklayıcı bir yanıt vermiş.
Dünya Uzay Boşluğundaysa Neden Aşağıya Düşmüyor?


kütlenin uzayı büktüğünü muhmetemelen duymuşsunuzdur.nasıl büker, nereye büker, hayaledemiyor olmanızın sebebi sadece duymuş olmanızdan.

önce kütlenin uzay zamanı nasıl büktüğünü basit bir deneyle görelim:

buradaki, çember üzerine gerilmiş branda uzayı, yani boşluğu temsil ediyor. uzayda kütlesi büyük olan cismin, küçük olanı nasılda kendine çektiğini görüyorsunuz


sonsuz evrende bir kum tanesi kadar küçük kalan güneş sistemimiz bu çemberdeki branda olsun. güneş'i merkeze koyduğumuzda, dünya'yı kendine araba farına yapışan bir sinek gibi yapıştıracaktır.

güneş'in yoğunluğu dünyanın yoğunluğunun 1/4 ’ü kadar olmasına rağmen,ağırlığı dünyamızın 333.000 katı kadar. güneşin büyüklüğü düşünülünce uzayda sinek tabiri, devede kulak kalır.

peki neden güneş'e doğru düşmüyoruz? işte güzel bir soru daha

kendi etrafında dönen cisimler bir momentum üretir.şahane bir merkezkaç kuvveti.
hayal edebilmek için önce buraya bakalım:

kütlenin dönmesi sonucu oluşan merkez kaç kuvveti,yerçekimine nasılda meydan okuyor görüyorsunuz.

dünya'nın kendi etrafında dönmesi, merkezden kaçmak isteyen bu kuvveti oluşturuyor. ama ne kadar kaçmak isterse istesin uzayı büken güneş'in kütlesi, dünyamızı kendine doğru çekiyor. bu 3 kuvvetin etkisinde kalan minik dünyamız, sonsuza kadar sürmeyecek olan bir kısır döngü içinde. güneş'in etrafında dönüyor.

peki bu üçüncü kuvvet nedir? işte bu kuvvet sorumuzun cevabı

uzayda 3 aşağı 5 yukarının pek lafı olmadığından en basit tabirle. tüm evrendeki kütlesi olan cisimler gibi, dünyada evrenle aynı yönde düşüyor. işte üçüncü kuvvet bu düşme kuvvetinin ta kendisi.

güneş tarafından çekilen, çekilme sonucu kendi etrafında dönerek oluşturduğu merkezkaç ile güneş'ten kaçmak isteyen ve aynı zamanda düşüş halinde olan dünyamız bu kısır döngü sayesinde boşluk diye tabir edilen uzayda bize göre duruyor.

aslında tüm evren düşüyor, düşmeyen hiç bir cisim olmadığından referans olarak kullanabileceğimiz bir başlıngıç noktası da elimizde bulunmuyor. tüm yanılgı, bizimle beraber düşen her cismin sabit durduğunu düşünmemizden doğuyor.

aynı gemide yolculuk eden tesadüfleriz. dönüşüyor ve yaşam virüsünü evrene yaymaya devam ediyoruz.