Dünya Çapında Refah Düzeyi Yüksek Her Ülkenin Ortak Noktası Ne Olabilir?

Dünyanın geneline baktığımız zaman bazı ülkelerin uzun süredir gelişmişlik düzeyini yukarılara çektiğini ve oralarda kaldığını görebiliyoruz. Sözlük yazarı "gok yeleli bozkurtun avukati", bu konuya ekonomi üzerinden bir bakış açısı getirmiş.
Dünya Çapında Refah Düzeyi Yüksek Her Ülkenin Ortak Noktası Ne Olabilir?
iStock


refah düzeyi yüksek ülkelerin ortak noktası...

coğrafi olarak batıda olmaları mı? hayır. avustralya, güney kore, singapur ve japonya gibi ülkeler doğuda.

ingilizce konuşmaları mı? hayır. almanya, fransa, norveç, japonya gibi farklı diller konuşan bir çok ülke var.

hıristiyan olmaları mı? hayır. bir çok batı ülkesi dinsizdir, japonya'nın hıristiyanlıkla alakası yok. israil, kuveyt, katar gibi ülkeler de hakeza.

doğal kaynaklara sahip olmaları mı? hayır. venezuela gibi ülkeler petrol içinde yüzüp fakirlik çekerken japonya gibi neredeyse doğal kaynağı olmayan ülkeler zengin.

çok disiplinli ve çalışkan olmaları mı? değil. kuzey koreliler ve askeri rejimle yönetilen bir çok millet de çok çalışkan ve disiplinli ama refah seviyeleri düşük.

nüfuslarının az olması mı? değil. iskandinav ülkelerinin nüfusu az ama 320 milyonluk abd, 85 milyonluk almanya, 130 milyonluk japonya da gayet yüksek refah düzeyine sahip.

peki bu ülkelerin ortak noktası nedir?

sözlükçüler bu cevabı sevmeyecek ama gerçek şu ki bu ülkelerin tamamı kapitalizmi benimsedikten sonra refah düzeyleri artış göstermiştir. bu ülkelerin tek ortak noktası da budur.

kapitalizm rekabete önem verir, rekabet gerek ürünlerden gerek hizmetten alınan kaliteyi arttırır, bu da refah düzeyini arttırır. devletin ekonomiye fazla karışmadığı ülkelerde özgürlükler daha fazladır ve halk daha mutludur. dünyanın refah düzeyi yüksek ve mutlu ülkeleri arasında bir tane sosyalist ülke bulamazsınız.

amazon, uber, netflix, spotify gibi müşteri memnuniyetine son derece önem veren ve eski rakiplerini tarihin tozlu sayfalarına gömen şirketler hem bu toplumlardan çıkmıştır. son 100 yılda gerçekleşen bilimsel gelişmeler, yeni icatlar, tıpta ortaya çıkan yeni teknikler hep bu toplumlardan ortaya çıkmıştır çünkü kapitalist sistem ilerlemecidir ve rekabeti öne çıkartarak her şeyin daha iyisini bulma yarışındadır.

kapitalizm ne diyor? para karşılığı bir ürün veya hizmet alırken o şeyin paramıza değip değmediğini hesaplarız ve buna göre o şeyi alıp almama konusunda karar veririz. şirketlerin sunduğu ürün ve hizmet aldıkları paranın karşılığını veremezse müşteri başka yere gider ve parasını başka yerde harcar. günün sonunda para harcayan müşteri parasıyla oy vermiş olur ve hangi şirketin başarılı hangi şirketin başarısız olduğunu insanlar oylarıyla belirlemiş olur. 

uber iki anlamda kapitalizmi temsil ediyor

ilk olarak mevcut taksi şirketlerinin verdiği hizmetin daha iyisini daha iyi fiyatlara sunarak rekabet ortamı oluşturuyor. halk parasını harcarken uber ile taksiler arasında bir seçim yapıyor ve sosyal darwinizm kuralına göre rekabet edemeyen taraf fiyatını veya kalitesini değiştirmediği halde azalarak bitme yoluna gidiyor. uber kapitalizmi sadece burada temsil etmiyor. aynı zamanda insanlara şoförlere puan verme hakkı veriyor ve şoförler arasında da kötü hizmet sunanların elenmesini sağlıyor.

kapitalizmde rekabet halindeki 2 şirketten biri geriye düşerse rakibini yakalamak için ya ortaya koyduğu ürünün kalitesini arttırmak ya da fiyatlarını ciddi derecede düşürmek zorunda. ortada üçüncü bir seçenek yok. eğer şirket ürünün kalitesini arttırmadan fiyatlarını düşürürse en azından parası az olan veya kalite konusunda seçici olmayan müşterileri kendi tarafına çekebilir. yok eğer fiyatları aynı tutacaksa bu kez ürünün kalitesini arttırmak zorunda. aynı anda kaliteyi biraz yüksektip fiyatı da biraz kırma seçeneği de var ama sonuç itibariyle ortaya konan ürün ile alınan para arasında denge olmak zorunda ve bu denge sağlanamazsa rekabet ortamı ortaya çıkıyor ve rekabet sonunda eninde sonunda denge sağlanmış oluyor.

kapitalizmin benimsenmediği toplumlarda şirketler arası rekabet olmadığı için ve bazı hizmetler bizzat devlet tarafından sağlandığı için alternatifsizlik hakimdir ve düşük kalite ürünler pahalı fiyata satılır. mesela evinize internet hizmeti alırken sadece bir tek seçeneğiniz olur ve o internet sağlayıcı ne kadar pahalı olursa olsun ve verdiği hizmet ne kadar kötü olursa olsun alternatifiniz olmadığı için ona mahkum olursunuz.