Dizi ve Filmlere Konu Olan Sicilya Mafyası Cosa Nostra'nın Dünden Bugüne Tarihi

Cosa Nostra nedir? The Sopranos dizisini izlemek isteyen ancak henüz başlayamayanlar için Cosa Nostra'nın tarihini öğrenmek çok iyi bir altyapı sağlayacaktır.
Dizi ve Filmlere Konu Olan Sicilya Mafyası Cosa Nostra'nın Dünden Bugüne Tarihi

godfather'ın tek kanallı televizyon yıllarında trt'de yayınlandığı günden bugüne cosa nostra hakkında epey yabancı kaynak okudum, film ve belgesel izledim ve saatler süren podcastler dinledim. bunların ışığında diyorum ki the sopranos, gelmiş geçmiş ve gelebilecek en iyi mafya dizisidir. mafya denen organize suçun ne adi, mafya üyelerinin ne şerefsiz ve psikopat adamlar olduğunu gözler önüne serer.

işte bu gerçekçi tutumu yüzünden defalarca ödüllerle taltif edilerek 20. yüzyıl'ın en önemli amerikan kültür ögelerinden biri oldu. şimdi diziyi yeni izleyecekler için "la cosa nostra" yani "this thing of ours", yani bizim sırrımız, bizim şeyimiz ismiyle anılan italyan amerikan organize suç şebekesi ile ilgili bir takım bilgiler vereyim. zira bunları bilerek izlemek diziyi daha anlamlı kılacaktır.

malum “mafia”ismiyle anılan organize olmuş ilk örgütlü suç şebekesi sicilya adasında doğdu. merkezi otoritenin bir türlü hakim olamadığı, yüzyıllar boyunca arapların romalıların şunun bunun binbir türlü kavimlerin istilasına uğramış, çizmenin ucunda tekmelenmiş gibi duran bu iteklenmiş adada, otorite boşluğu bulan insanlar kendi aralarında örgütlenerek gruplaştılar ve bir anlamda devletleşecek şekilde güçlendiler.

bu örgütlenmeyi kurarlarken bir takım kurallar koydular ve suç örgütlerini geleneklere bağladılar. güçlenmiş bazı liderlerin etrafında toplalan çeteler devlet otoritesini tanımayarak adayı yönetmeye ve kanun dışı işler yapmaya başladılar.

o yılların fakir italya'sında bu örgütlere girerek hayatta kalmak, işsiz ve parasız gençler için tek çıkış yoluydu. daha sonra italya'yı ele geçirecek olan faşist mussolini kimse devletten güçlü değildir diyerek bu örgütlenmelerin üstüne acımasızca gidecek mafyayı nefes alamaz konuma getirecekti. (mafya üyeleri faşist hareketten ve mussolini'den nefrer eder, yıllar sonra lucky luciano sicilya'ya yapılacak müttefik çıkarmasına yardım edecek ve mussolinin düşmesine katkı sağlayacaktı.)

sözü uzatmayalım. mafya isminin etimolojik kökeni tam olarak bilinmiyor. fransızlara karşı herhangi bir direniş örgütünün baş harfleri olduğu tamamen bir geyiktir. mafya herhangi bir vatansever veya idolojik örgüt değildir. tek amacı para kazanmak olmuştur. etimolojik kökeninin arapça olduğu düşünülmektedir. ma'aafi sözcüğünün evrimleşmesi ile oluştuğu sanılıyor.

işte bu mafia denen örgütün sicilya'daki üyeleri ve benzer örgütlenmelere ev sahipiliği yapan napoli ve diğer şehirlerdeki mafiosolar 19.yüzyıl'ın sonlarında yeni bir hayata başlamak için amerika'ya göç etmeye başladılar. daha iyi bir yaşam ve hayatta kalabilmek adına.

bu yıllarda göçmen italyanlar amerika'da perişan haldeydiler. acınacak durumda gettolaşmış italyan mahallesinde bir lokmaya yaşamaya çalışmaktaydılar.

mario puzo "baba dosyası" isimli kitabında sevinçli, neşeli şarkılar söyleyen ve sürekli şakalar yapan italyan klişesinin nerden çıktığını bilmediğini söyleyerek o yıllardaki italyanların sefaletini anlatmaktadır.

sadede geliyorum

işte bu ahval ve şerait içinde yeni kıtaya göç eden mafiosolar insanların kanun dışı talepleri karşılamak gerektiğini düşünerek eski ülkelerindeki adetleri üzere kumar oynatmaya, tefecilik yapmaya, kadın satmaya ve adam öldürmeye başlarlar.

amerika o güne kadar grup halinde organize olmuş insanların birtakım kurallar dahilinde emir komuta zinciri içinde suç işlemesine tanıklık etmemiştir.

o yıllarda irlandalı ve yahudi çeteler de mevcuttur ancak bu çeteleri basit ve kaba suç grupları olarak tanımlayabiliriz.

italyanların oluşturduğu çeteler ilk kez joe "the boss" masseria isimli adamın etrafında gruplaşmaya başlarlar. joe new york'ta suç işlencekse benim onayım olmalıdır diyerek ufak tefek işler yapan göçmenleri etrafında toplayarak "la cosa nostra"nın ilk temellerini atar.

joe her ne kadar gelenekçi ve hatta geri kafalı da olsa kendisine amerikanvari bir şekilde "boss" yani patron dedirterek italya'daki patronlara takılan "baba" sıfatını kullanmayı bırakır. bugün bile cosa nostra liderleri "boss" olarak anılmaktadır.

ancak tabir-i caizse new york'u adama tek başına yedirmezler. sicilya'dan yeni gelmiş, joe masseria'ya göre daha şehirli ve kendini kültürlü bir avrupalı olarak tanıtan salvatore maranzano bu işte ben de varım diyerek ikinci bir örgütlenme kurar.

new york karpuz gibi ortadan bölünmüştür. bu bölünme sonucu castellammarase savaşları patlak verir ve taraflar birbirini öldürmeye başlarlar. tarihler 1928'i göstermektedir.

ancak bu iki büyük patronun yanındaki, new york'a çocuk yaşlarda gelmiş ve amerikan kültürü ile hemhal olmuş gençler durumdan hiç hoşnut değildir. savaşmak yerine para kazanmak ve amerikan rüyasını yaşamak istemektedirler. yaşlı italyanları geri kafalı bulmaktadırlar ve onları "bıyıklılar " olarak anmaktadırlar. bu isyankar gençler de, gelenekçi patronları tarafından asi genç anlamında ingilizceye yerleşmiş olan bizim jon türklere gönderme yapan "young turks" sıfatıyla anılırlar.

(baba romanı ve filmindeki solozzo'nun türk lakabı bu olaya göndermedir. solozzo aynı zamanda türkiye'de afyon tarlası sahibidir. meraklısı 1930'larda atatürk'ün de başını çok ağrıtan eroin fabrikalarını incelesin.)


işte bu young türklerden “şanslı” lakabıyla bilinen lucky salvatore luciano bu işin böyle gitmeyeceğini düşünerek yanındaki arkadaşlarıyla bir plan yapar. karşı tarafa yani maranzano'ya haber göndererek kendi patronu olan joe the boss'u pusuya düşürmeyi önerir. karşılığında patron olarak tanınacak ve joe'nun çetesini devralacaktır. maranzona teklifi hemen kabul eder.

(teklifin kabul edilmesi üzerine lucky luciano, patronu olan joe masseria'yı yemeğe davet ederek pusu kurar. yemeğin tam ortasında luciano'nun tuvalate gitmesiyle aynı anda içeri giren 3 kişi (ki bunların yahudi kökenli, las vegas fikrinin sahibi buggsy siegel, daha sonra "suçun başbakanı" lakabıyla anılacak ve godfather'da vito corleone tiplemesine ilham olacak frank costello ve joe adonis oldukları düşünülmektedir) joe messaria'yı kurşun yağmuruna tutar. oracıkta can veren joe'nin eline bir de sicilya usulü mesaj olarak maça ası iskambil kağıdı sıkıştırılır. luciano olay olduğunda tuvalette olduğunu söyleyerek polis sorgusundan kurtulur.)


şimdi gelelim maranzano'nun önemine ve italyan-amerikan mafyasını nasıl değiştirdiğine

maranzano denen adam tam bir tarih meraklısıdır ve kafayı roma tarihi ile bozmuştur. italyanların zaten kültürel kodlarında olan kural koyma, hukuk yaratma geleneği mafyaya bile yansımıştır ancak maranzano ortaya bir de örgütlenme biçimi koyar.

sicilya'da sistemli bir örgütlenme yoktur. elbette bazıları emir verirken bazıları emir alır ancak bir ordu gibi veya bir roma lejyon birliği gibi bir şemasal yapılanma değildir bu.

maranzano bizler romalıyız diyerek askeri bir emir komuta zinciri kurar. başta caeasar ki bu kendisi olacaktır, sonra kaptanlar (teğmenler) onların altında askerler (mafiosolar) ve onların altında connectionlar (irtibatlar) ve bir danışman olarak consiglieri...

(bugün bile mafya üyeleri kendilerini roma ile özdeşleştirir. "sopranos'da tony'nin romalılar tam karşında duruyor dediği sahne" kendileri asker kabul eden mafiosolar işledikleri cinayetleri kendilerince meşrulaştırırken bizler askeriz diyerek savunma yaparlar. mafyadan olmayanlar ise "sivil" olarak anılır. 16 cinayetten yargılanan meşhur john gotti'nin sağ kolu sammy the bull gravano, "askerler devlet için adam vurmuyor mu, ben de cosa nostra için vurdum ne fark eder" diyerek mafianın mantığını açık etmiştir.)

(consiglieri danışman olmakla birlikte askerlerin sorunlarını dinleyen ve o sorunları icabında patrona bildiren, patronla askerler arasında bir köprüdür aynı zamanda. askerlik yapanlar "sıralı amirler" tanımını hatırlayacaktır. hiçbir asker consiglieri'ye danışmadan veya kaptanını bilgilendirmeden patrona dert yanamaz.)

amerika'daki tüm çeteler bu fikri kabul eder. (godfather part 2'de pentangelli'nin hapishane avlusunda puro içerken aile örgütlenmeleri kurduk ve işe yaradı dediği sahneye dikkat!)

iki büyük çete kendi içinde takımlara bölünür, takımların başlarına birer kaptan getirilir ve örgütlenme oluşur.

fakat young türkler durumdan yine pek de memnun değildir. capo di du cappi yada ceasar koltuğunda oturan maranzano her şeyi bir imparator gibi elinde tutmaktadır.

işte burada lucky luciano'nun vizyoner dehası devreye tekrar girer ve bu sefer maranzano'nun sağ kolu olan genç bonanno ile anlaşılarak 1931 yılında maranzano öldürülür. (lucky luciano 2 adamını polis kılığına sokarak maranzano'nun manhattan'daki ofisine gönderir. çok sıkı koruma altında olan maranzano ofisinde hançerlerle katledilir.)


ceasar düşmüştür...

lucky luciano iki büyük çeteyi bölerek 5 aile kurar. (aile lafını akraba birlikteliği olarak düşünmeyelim. cosa nostra'da aile çete demektir ama aile denmesinin bir nedeni de örgüte girdikten sonra tek ailenizin artık o çete olduğudur. o kadar ki eşiniz doğum yaptığında bile çetenin size ihtiyacı varsa öncelik çetenindir veya oğlunuzu dahi çete için öldürebilmeniz sizden istenebilir.)

bu 5 ailenin 3'ü maranzano'nun çetesinden 2'si ise joe the boss'un çetesinden çıkar.

maranzano'nun çetesinin bugünki ismi "bonannolar"dır. diğer iki aile ise colombo ve lucheese'dir. joe the boss'un çetesini luck luciano yönetir. bugünkü isimleri genovese'dir, diğer grup işi gambino'lardır.

çetelere bu isimler 60'larda verilmiştir. o günkü polis soruşturmalarında çete liderlerinin isimleriyle anılmışlar ve isimler yerleşmiştir. 60'lardan önce genovese çetesi, luciano çetesi, colombo çetesi, profacı çetesi, gambino çetesi ve mangano çetesi olarak biliniyordu. bu 5 aile içinde en büyük ve en güçlü olanı lucky luciano'nun ailesi olan bugünkü ismiyle genovese'lerdir. 250'den fazla made man ve binlerce irtibatlı suçluyla adeta bir imparatorluk gibidir. en az muhbir de bu aileden çıkmıştır.

çeteler oluşturulmuştur. ülkenin diğer eyaletlerinde, jersey'de, chicago'da, los angeles'ta detroit'te vs 20'den fazla yerde oluşan gruplar aileler olarak kabul edilir ve new york'taki ailelerle iş birliğine giderler.

işte bu aşamada luciano komisyon isimli bir yapı kurar ve bir meclis oluşturur. bu meclis new york'un 5 ailesini kapsar ancak bu 5 aileden bazıları new york dışındaki aileleri de temsil eder. her türlü konu bu komisyonda konuşulacak ve karara bağlanacaktır. amerika'nın demokratik yapısı mafyaya da yansımıştır. lucky luciano eski kafalı sicilya geleneklerinin bir kısmını derhal iptal eder. ilk önce bıyık bırakmak yasaklanır. bıyıklılar gitmiştir ve gelecek bu yeni nesilin elindedir. bugün bile mafyada bıyık bırakmak yasaktır.

yabancı çetelerle iş birliği yapılmaya başlanır. ne de olsa orası amerika'dır...

bu arada amerikan italyanların örgütlenmelerinden bahsederken kendi aralarında sürekli bizim sırrımız bizim şeyimiz anlamında "la cosa nostra" diyip dururlar. bu isim bugünkü italyan amerikan organize suçunun özel adı olarak kalır.

bu suç örgütünün yüzyıllara dayanan birtakım kuralları vardır, la cosa nostra bunları yenilemiş bazılarını amerikanlaştırmıştır.


dizide de sık sık vurgulanan bu kurallardan bazılarını yazayım

örgüte girmek için önce yıllarca birtakım sınavlardan sınamalardan geçmek gerekir. bu 10 yıl da olabilir, 20 yıl da... eğer italyansanız (sadece babanızın italyan olması gerekir. amerika'da annenin de italyan olması kuralı kaldırılmıştır.) ve örgüt için sadık para kazanan birisi, adam öldüren birisi olduğunuza kanaat getirilirse "kitaplar açıldığında" (opening book) yani kara kaplı defter açıldığında üyeliğe kabul edilirsiniz.

üye olmanın önemli bir kıstası örgüt için cinayet işlemiş olmanızdır. bu kesin bir kural değildir ancak üyeliğe kabul edilmenizde önemli bir etkendir ve istisnası çok nadirdir. tetik düşürüp katil olan kişiler "made his bones" diye anılır. yani "kemiklerini sağlamlaştırmış" anlamında. bu tabiri dizide sık sık duyacaksınız. burada amaç örgütteki herkesin artık bu işe bulaşmış olmasını sağlayıp herkesin katil olduğu bir ortamda durumu normalleştirmektir.

komisyon üye alımlarını başlattığını duyurunca tüm aileler aday üyeleri yazar. bu kağıtlar elden ele dolaşır (bu kağıtlardan birisi john gotti'nin oğlunun evinde ele geçmiştir) ve diğer ailelerin itirazı olup olmadığı sorulur. herhangi bir aileden itiraz gelirse o kişi üye olamaz.

50'lerde albert anastasia üyelik satmaya kalkışmış ve komisyondan büyük tepki almıştır.

bir kere üye olduğunuz zaman artık "her şeyi" yapabilirsiniz. mafya üyelerine "made man", "wise guy", bilge adam gibi sıfatlar yakıştırılır ve o şekilde anılırlar. üye olan birisi için "wearing the stripes", yani çizgili takımları giydi tanımlaması da kullanılır.

üye olan kişiler kendilerini hiçbir şekilde ben mafiosoyum, şu ailedenim, bu ailedenim diye tanıtamazlar. en önemli yasaklardan birisi budur. ancak iki tarafı da tanıyan bir başka 3. mafioso yani iki mafya üyesini birbiri ile tanıştırabilir.

mafya üyesi birisi tanıştırılırken "friend of ours" derler. böylece cosa nostra'dan olduğu anlaşılır. eğer sadece "friend of mine" yani "benim arkadaşım" diyerek tanıştırılmışsa kişi sadece bağlantıda olunan birisidir.

kurallardan bir diğeri de hiçbir şekilde hiç kimse bir mafiosoya el kaldıramaz. mafioso birisi mafyadan olmayan birisini dövebilir ama hiçbir şekilde karşılık verilemez çünkü bu suçun cezası ölümdür.

ayrıca iki mafioso birbirleriyle tartışırken dahi saygısızlık edemezler ve birbirlerini küçük düşüremezler. böyle bir şey olursa saygısızlığa uğrayan taraf karşı tarafı öldürme hakkı kazanır.

ancak hiç kimse başka birinin ailesinden bir mafiosoyu kafasına göre öldüremez. konu patronlar seviyesinde tartışılır ve ancak patronlardan izin çıkarsa bu iş yapılabilir.

üyeler yaptıkları her işten, çaldıkları her kuruştan aileyi haberdar ederler ve üst kademelere komisyon öderler. aileden saklanan paranın müeyyidesi yine idam cezasıdır.

eskiden mafiosolar para kazansın-kazanmasın, her ay patrona belirli bir aidat öderlerdi. bu adet amerika'da kaldırılmıştır. amerikada bu adeti sürdüren tek kişi meşhur profaci olmuştur ve colombo savaşlarını başlatan bir diğer etken de bu aidat meselesidir.

bir diğer kural malum omerta, yani suskunluk yasasıdır. polisle ihbarcılık eden veya işbirliği yapanlar derhal yok edilir. bu kişiler, rat yani sıçan ismiyle anılır. bu bir mafioso için en aşağılık bir küfürdür. yıllarca beyni yıkanan mafiosolar için rat olmak bizdeki vatan hainliğine eşit bir kavramdır. ancak amerikan devleti organize suç davalarıyla bu katı disiplini kırmış mafyayı çözülmeye zorlamıştır. (dizide bu davalar rico davaları olarak geçer, ayrıca öldürülen muhbirin ağzına fare sokulduğu sahneye dikkat...)

velhasıl-ı kelam, bu örgütün kendi içinde onlarca kuralı ve geleneği vardır. hiçbir ülkenin illegal işler yapan şebekeleri ile kıyaslanamaz.


işte sopranos hiç romantize etmeden hemen hemen 120 yıldır amerika'da var olan bu derin kültürü gözler önüne sermiştir. mafya üyeleri takım elbiseler giyen ve briyantinli saçlarıyla dolaşan tipler değil, göz kırpmadan adam vuran, hırsız ve adi, alçak sosyopatlar ve psikopatlardan oluştuğunu göstermiştir.

Uyarı: Buradan sonrası diziye dair spoiler içerir.

sopranos dizisi de tony soprano'nun, annesinin ve kız kardeşinin psikolojilerini irdeleyerek mafyatik tiplerin nasıl bireyler olduğunu yansıtıyor.

aslına bakarsanız bu dizi bir mafya dizisi olduğu kadar bir psikoloji dizisidir de. ve burada dikkatli ve titiz izleyicilere bir ipucu vereyim; bu dizi bir borderline dizisidir.

işte bu bilgilerle ve ipucuyla diziyi izlerseniz daha bir keyif alırsınız kanaatindeyim.

biliyorsunuz bu dizinin sonu okullarda okutulan, aradan nerdeyse 14 yıl geçmesine rağmen hala tartışılan mistik bir son.

bir iki yıl önce yapımcı david chase aslında başka bir sahne düşündüklerini anlatırken istemeden de olsa tony'ın sonunu dolaylı olarak itiraf etti. açığı yakalayan gazeteciler chase'yi hemen sıkıştırınca , chasey kızgınlıkla “fuck you güys” gibi bir tepki verdi..

şimdi gelinen noktada sopranos'un dünyasında gelişmeler şöyle 

ekim ayında tony'nin gençliğini ve babasını ve o dönemi anlatan “many saints of newak” isimli bir film gösterime giriyor. tony'nin gençliğini oğlu oynadı.

bugün itibarıyla tony'nin eşi rolündeki edie falco 2010 yılında tony'nin hayranı olduğu basketbol takımı için gayriresmi 10 dakikalık kısa bir alternatif devam filmi çektiklerini, bu filmde tony'nin tanık koruma programına girdiğini ve karısı ile yaşadığından bahsetti. bu kısa filmden kimsenin haberi yoktu.

ayrıca hbo ceo'su yeni bir sopranos dizisi için kolları sıvadıklarını söyledi. tüm sevenlerine duyrulur...