Cumhuriyet Tarihimizin İlk Başarısız Darbe Girişimi: 22 Şubat 1962
15 ekim 1961 seçim sonuçlarından sonra ordudaki rahatsızlık ayyuka çıkmış ve silahlı kuvvetler birliği, yönetime el koymaya çalışmıştır. ordudaki hoşnutsuzluğu gidermek için cemal gürsel cumhurbaşkanı seçilmiş, chp-ap koalisyonu kurulmasına rağmen, ordudaki hareketlenme durulmamıştır.
bütün bunlar yaşanırken ordu içindeki generaller hükümetin yanında yer almıştır. fakat albaylar cuntası denilen ve başını talat aydemir paşa'nın çektiği grup, tehditkar ifade ile generallerin kıtlarına hakim olamadığını bildirmiştir. albaylar cuntası, istanbul'da 9 şubat protokolü ile darbeyi planlamış ve 22 şubat günü ankara'da harekete geçmiştir.
harekata geçilmesine saatler kala 9 şubat protokolünü imzalayan yüksek rütbeli kumandanlar, talat aydemir'den desteğini çekmiş ve gerekirse bu girişimi bastırmak için talat paşa'nın karşısında yer alacaklarını bildirmişlerdir.
chp genel başkanı ve başbakan ismet inönü, adalet partisi genel başkanı ragıp gümüşpala ve diger partilerin genel başkanları, genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları ile olaya el koymak için çankaya'ya, cumhurbaşkanı cemal gürsel'in huzuruna çıkmışlardır.
hava kuvvetlerinin desteğini çekmesi sonucu büyük kan kaybeden cuntacılar, her şeyi göze alarak talat paşa öncülüğünde harp okulundan harekete geçmişlerdir. hiç kimsenin beklemediği şekilde, kısa bir süre zarfında ankara, cuntacıların eline geçmiştir. hatta ankara'ya cuntacılara karşı koymak için getirilen birlikler, talat aydemir paşa'nın emrine girmişlerdir.
çankaya'da devlet erkanı bir hal çare ararken, cumhurbaşkanlığı muhafız alayı da albaylar cuntasının eline geçmiştir. hatta çankaya'yı ele geçiren komutan, talat aydemir'e, "buradakilere ne yapayım paşam?" diye sormuştur. talat aydemir, daha sonra hayatına mal olacak hatayı yapmış ve şu cevabı vermiştir: "serbest bırakın, bizim onlarla derdimiz yoktur!"
çankaya'dan ayrılan ismet paşa, daha arabasına binmeden bu darbeyi kafasında bastırmıştır. yanındakiler şöyle buyurmuştur: "ben burada ölmeyi göze aldım ama talat, öldürmeyi göze alamadı!"
çankaya'dan genelkurmay binasına geçen ismet paşa, buradaki askerlere son damla kana kadar burayı savunacaksınız emrini verdikten sonra hava kuvvetleri komutanlığı'na geçmiştir.
talat aydemir öncülüğündeki cunta genelkurmay'ı, meclis'i ve hava kuvvetlerini abluka altına almıştır. bu sırada ytp genel başkanı, talat aydemir ile olan akrabalık ilişkisini kullanıp, müzakere etmek için ismet paşa'dan izin istemiştir. ismet paşa şu cevabı vermiştir: "eğer karşımızdakiler kararlıysa seninle muhatap olmaz ve seni harp okulunun depolarından birine kapatırlar. yok eğer müzakere şartları sunarlarsa, bu harekatı kafalarında bitirmiş olurlar. bunu göze alıyorsan gitmene izin veririm."
ismet paşa'nın bu sözleri üzerine talat paşa ile görüşmeye giden ytp lideri, talat paşa müzakereye oturmuştur. talat paşa'nın şartları şöyledir:
- hükümet istifa edecek
- meclis fesh olacak
- anayasa kaldırılacak
ismet paşa, bu şartları çok sert dille reddetmiştir ve etrafındakilere cuntacıların kaybettiğini söylemiştir. ismet paşa'nın şartları ise "bu hareketten vazgeçerseniz hepinizi emekliye sevk edip, hakkınızda yasal işlem başlatmayacağım" olmuştur.
iki taraf arasında gerilim hat safhaya çıkmış ve birlikler hava kuvvetlerini iyice sarmaya başlamıştır. olayın daha da vahim hale gelmesi üzerine talat paşa, bir subayını ismet paşa'ya göndererek yeni şartları bildirmiştir: "arkadaşlarım tayin edileceği yerleri seçecek, benim durumum ise aynı şekilde devam edecek ve harp okulu komutanı olarak kalacağım. kan dökülmesini istemiyorum."
o sırada ismet paşa'nın yanında, abluka altına alınmış binada bulunan devlet erkanı bu şartların kabulünü istemiştir. ismet paşa'nın cevabı ise şöyledir: "oldu olacak talat aydemir genelkurmay reisi, sen de kara kuvvetleri komutanı ol! hiçbir şart kabul olmayacak, koşulsuz şartsız kışlalarınıza dönün! ben devleti 15 çapulcunun eline bırakmam. gerekirse bu devlet için oluk oluk kan dökerim."
talat paşa'nın subayı ayrıldıktan sonra devlet ekranı, ismet paşa'dan şimdilik hiçbir ceza vermemeyi taahhüt etmesini istemiştir. devlet ekranının tavsiyesi üzerine ismet paşa, bunu kabul etmiş, asker kışlasına dönmüştür. 23 şubat günü ise bu olaya karışan bütün askerler emekliye sevk edimişlerdir.
1826 senesinde yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra ilk kez 22 şubat 1962 gecesi türk askeri birbirine silah çekmiştir. garp orduları komutanı ismet paşa, çizmelerini tekrar giymiş ve ortaya koyduğu irade sayesinde büyük bir felaket atlatılmış, bu girişim kan dökülmeden bastırılmıştır.