Çok İyi Puan Ortalaması Yapan Jorge Jesus, Fenerbahçe ile Neden Şampiyon Olamadı?

Jorge Jesus, Fenerbahçe ile Süper Lig'e çok iyi başlamasına ve çok iyi bir puan ortalaması yakalamasına rağmen şampiyon olamadı.
Çok İyi Puan Ortalaması Yapan Jorge Jesus, Fenerbahçe ile Neden Şampiyon Olamadı?

jesus, ligi son hafta beleşten gelecek 3 puanla birlikte 2,22 maç başına puan (mbp) ile bitiriyor. yine aynı durumdaki galatasaray ve okan buruk da 2,44 mbp ile sezonu kapatıyor. jesus'un bu puan ortalaması son 5 sezonu göz önüne aldığımızda aslında şampiyon olmaya yetiyordu ancak galatasaray ligde 17 senedir ulaşılamayan bir puan ortalaması yakalayarak darmaduman etti ligi. bu puan ortalamasına en son 2005-2006 yılında yine galatasaray ulaşmış. hemen arkasındaki fenerbahçe'nin mbp ortalaması da 2,38. demek ki fenerbahçe iyi bir sezon geçiriyorsa galatasaray ekstra bir hırs mı yapıyor nedir. 2,38 mbp de birçok sezonda ulaşılabilmiş bir ortalama değil en nihayetinde.

kısa bir istatistik bilgisi daha vererek jesus özeline geçeceğim. bu sezon 21.yy'da süper lig şampiyonun en yüksek mbp ile şampiyon olduğu ilk 3 sezondan bir tanesi oldu. en çok mbp ise 2002-2003 sezonunda 2,5 ile beşiktaş tarafından toplanmış.

bence bu sezon jesus'un fenerbahçe taraftarını hayal kırıklığına uğratmasının birbiriyle bağlantılı 2 sebebi var:

1. süper ligi (bence) çok basite alması
2. birinci maddeden sebep kadro mühendisliğini iyi yapamaması

ligin dünya kupası arasından önceki durumunu hatırlayalım. fenerbahçe hem ligde, hem de avrupa ligi'nde oldukça sağlam adımlarla ilerliyor ve taraftarlar olarak biz de jesus'ran övgüyle bahsediyorduk. aslında dünya kupası öncesindeki birkaç maç, sonrasında olacakların habercisi gibiydi ancak iyi top oynayan fenerbahçe'nin sarhoşluğu vardı üzerimizde.

dünya kupası bitti, jesus'la ilgili flamengo'ya gitmek istiyor, brezilya milli takımına gitmek istiyor söylentileri çıkmaya başladı. aynı zamanda fenerbahçe'nin çözülme maçları da başlamıştı. ligin o dönemine kadar fenerbahçe'nin oyunu fakir zidane'ı diyebileceğimiz crespo üzerinden şekilleniyordu. topu savunmadan alıyor, taşıyor, pas dağıtımı yapıyor, ileride baskı yaparak topu kapıyordu. izlerken mest oluyorduk. abdullah avcı, deplasmandaki trabzon maçında fenerbahçe'nin bu oyununa bir çözüm buldu. fenerbahçe'nin gardı düştü, daha sonra kadıköy'de okan buruk fenerbahçe'nin knock-out edecek hamle olmasa da knock-down edecek hamleyi yaptı. birçok fenerbahçelinin "ulan bu sezon da mı olmayacak" düşüncesi bu maçta başlamıştır diye düşünüyorum.

jesus, çözülen sistemine karşı bir anti tez üretmekten aciz kaldı. zaten belli bir süre maçlara aynı taktikle çıkmaya devam etmişti. yine maçlar kazandı ancak rakiplerdeki o "ulan bu fener bizi 3'lük 4'lük yapmasa bari" endişesi kalmadı. fenerbahçe'nin oyunu artık çok daha kırılgan bir hale geldi. fenerbahçe'nin oyununun kırılgan hale gelmesi ise yukarıda saydığım yanlış kadro mühendisliğinden kaynaklıydı bence.

yaz transfer döneminde fenerbahçe çok vasat oyuncular transfer etti. bu vasat oyuncularla jesus'un kırılan oyununa karşı yeni bir oyun kurması da pek mümkün olmadı. jj'in kadrodaki oyuncu tercihlerinden dolayı çok eleştirildiğini gördüm. geldiği günden bu yana ısınamadığım rossi ısrarı, alioski'ye çok fazla şans vermemesi gibi konularda ben de hocanın yanlış yaptığını düşünüyorum. ancak samimi olalım, rossi yerine emre mor daha çok şans bulsaydı, alioski 11'in sürekli oyuncusu olsaydı her şey gerçekten daha farklı olur muydu? 2,44 mbp ortalamasına sahip gs yakalanabilir miydi? hiç sanmıyorum.

hazır eleştirilere girmişken oradan devam edeyim; fenerbahçe devre arası transfer sezonunda aboubakar'ı almadığı için de çok eleştirildi. ancak ben bu eleştirilere de çok fazla katılmıyorum. fenerbahçe, ligi 84 golle tamamladı. ligin en çok gol atan takımı oldu. ancak aynı zamanda attığının yarısı kadar da yedi. ligi ilk 5'te tamamlayan takımlar arasında fenerbahçe'den daha fazla gol yiyen tek takım adana demir. dolayısıyla jesus'un ve yönetimin yanlışı forvet transferinde değil savunma transferindeydi. kim min jae gittikten sonra onun yerini dolduracak bir savunmacı alamadı fenerbahçe. zaten kim min jae gibi bir stoper her zaman denk gelmez ama onun yerini alacak oyuncu da samet akaydın değil, gustavo henrique hiç değil zaten. dolayısıyla jesus, henrique'dir, samet'tir falan bunların yerine gerçekten yaşlı da olsa baba bir stoper isteseydi olaylar daha farklı gelişebilirdi.

jesus, ligi hafife almasının ben bu ortalama oyuncularla da şampiyon olurum düşüncesinin kurbanı oldu. kurbanı diyorum çünkü son yıllarda ben jesus kadar sevilen bir hoca hatırlamıyorum fenerbahçe'nin başında. bu sezonu başarılı bir şekilde bitirmiş olsaydı hem taraftarın gözündeki yeri bambaşka olacaktı ve bu sayede sözleşme uzatma konusunda eli çok daha güçlü olacaktı. jesus'un dönmek istediği flamengo, sampaoli'yi getirdi takımın başına. jesus'un bundan sonraki adresinin arap yarımadası olma ihtimali bulunuyor.

"aptal, her şey çok daha farklı olabilirdi aptal" diye bir kalıp var ya sosyal medyada çok sık meme olarak kullanılıyor, jesus ile fenerbahçe arasındaki ilişki aynı bu şekilde sonlanacak gibi duruyor. gerçekten her şey çok daha farklı olabilirdi.

2022-2023 sezonu, "ligi bilen hoca" klişesinin doğruluğunu test eder nitelikte bir sezondu. son olarak, galatasaraylı arkadaşları da şampiyonluklarından ötürü kutlarım.