Çocukluğumuza Dair Özlemini Sık Sık Duyduğumuz Şeyler
misafirlikte veya evde koltukta sızılmasının ardından, babanın kucağında yatağa taşınmak, şayet kucaktayken uyanılırsa uyuyo taklidi yapmak şarttır.
sokakta gecenin bir körü oynanan saklambaçtır. sonrasında ise saklandığın yerde duyduğun en ufak bir çıtırtıyı doğaüstü varlıklar yaptı zannedip çılgınca eve doğru koşmanın da tadı ayrıdır.
yarını düşünmeden uyuyabilmek.
cuma akşamı geç yatarken çok çılgın bir şey yapıyormuş gibi hissetmek.
birisine inanmak. çocukken hiç şüphe etmeden, herkese inanırdık oysa. domates yiyince, kırmızı olacaktı yanaklarımız.
banyodan çıktıktan sonra annenin saçları tarayıp kurutması sırasında uykuya dalmaktır.
sinek ilaçlama aracının arkasından koşup dumanında kaybolmak.
anneanne evi kokusu.
pazar sabahları kendi kendine erkenden, henüz anneler kalkmamışken, kalkıp televizyonun karşısına geçip alfin başlamasını beklerken uykulu gözlerle trt'nin sağırlar için özel haber programını seyretmek..
akşam hava kararınca annemin balkona çıkıp bütün mahallenin duyacağı şekilde ismimi haykırması, "ama anneeeea biraz daha" şeklinde saat pazarlığı yapmak ve kir pas içinde eve gelip sofraya oturmak. bilgisayardan, internetten falan bihaber olup bütün gün sokaklarda koşturmak.
anneyle babanın arasında uyumak
3 ay süren ve hiç bitmeyecekmiş gibi gelen yaz tatilleri.
(bkz: capri sun)
iyi birşey yaptığınızda taktir edilmesi.. şimdi ise "yapmak zorunda" olduğumuz için yapıyoruz, ne taktir var, ne içten bir teşekkür..
karne almak, sözlüye kalkmak, tenefüse çıkmak, adının tahtada konuşanlar listesine yazılması, sömestr tatili, kar tatili, andımız
çocukluk aşkıyla balkondan balkona bakışmak..sokakta oynarken onun topunu hep senin oynadığın tarafa atması..
mahalleye gelen dönen zincir salıncak
bilumum karton oyuncaklar. karton evler... karton adamlar, karton kadınlar ve onların giydirip çıkarılan karton giysileri.
babaannenin dut ağaçlarının arasına kurduğu salıncakta saatlerce sallanmak.
bayramlarda harçlık almak. özellikle artık kardeş,kuzen,yeğen kısmına harçlık vermeye başlayan, harçlık dağıtan kişi siz olunca daha bir koyuyor bünyeye.