Çizgi Roman Tarihinin En Unutulmaz Karakterlerinden Tenten'in Renkli Alt Metinlerle Dolu Tarihçesi
eserlerinde hergé takma adını kullanan georges prosper remi, belçikalı bir çizgi roman yazarı ve çizeridir. 1929 yılından, ölüm yılı olan 1983’e kadar tenten serisi üzerinde çalışmış; yirmi dört adet macera yazmıştır. yazmaya başladığı son macera olan “tintin and alph-art” ölümü sebebiyle tamamlanamamıştır. ilk tenten macerası “tenten sovyetler’de” 10 ocak 1929- 8 mayıs 1930 tarihleri arasında gazete köşesi olarak yayımlanmış, daha sonradan ciltlenip kitap haline getirilmiştir.
ilk tenten maceraları siyah-beyaz olarak basılmış, daha sonra hergé tarafından renklendirilmiştir. hergé yazdığı hikayeleri çizerken national geographic gibi dergilerde basılan resimler ve kitaplarda bulduğu bilgilerden yararlanmıştır. ilk maceraların her birinin hazırlanması yaklaşık bir yıl almıştır ve hergé söz konusu ilk eserleri hakkında utanç duyduğunu sık sık dile getirmiştir. çünkü bu çalışmalar hakkıyla araştırma yapılmadan ve önyargılarla dolu bir şekilde ortaya konmuşlardır. örneğin, bu eserlerden en çok tartışma yaratan ve pek çok yerde yasaklanmış olan “tenten kongo’da” kitabında misyoner okulunda yerlilere coğrafya dersi veren tenten şu cümleyi kullanır: “sevgili arkadaşlarım, bugün size ülkeniz belçika hakkında bilgi vereceğim.” daha sonraki baskılarda bu ders matematik dersiyle değiştirilmiştir.
beşinci tenten macerasında bu üstünkörü ve desteksiz bilgi aktarımı yerini uzun süreli araştırmalar sonucu gerek çizimlerde, gerekse hikayelerde gerçekçi bir yaklaşıma bırakmıştır. bunun sebebi, “tenten ve firavunun puroları” macerasının sonunda bir sonraki kitabın çin’de geçeceğini belirten hergé’yle iletişime geçen ve katolik bir okulda çinlilere eğitim veren peder gosset’tir. hergé’den çin ile ilgili yazılarında dikkatli olmasını rica etmiş ve bu ricasını kabul eden hergé’yi, belçika’da öğrenim gören chang chong-jen adlı bir heykel sanatçısıyla tanıştırmıştır. chang’den çin kültürünü, tarihini ve sanatını öğrenen ve sonucunda ortaya çıkardığı eserden memnun kalan hergé ileriki eserlerinde tenten’in ziyaret ettiği yerler hakkında büyük çaplı araştırmalara girişmiştir. yapacağı eleştirilerde okları tek bir ülkeye açıkça çevirmemek için, coğrafi açıdan kast ettiği yerlerin anlaşılabilmesini çizimleriyle sağlasa da yazarken hayali ülke ve yer adları kullandığı olmuştur.
2. dünya savaşı başladığında hergé’nin eserlerinin haftalık iki sayfa halinde basıldığı gazete nazi’ler tarafından ele geçirilir. hergé nazi boyunduruğu altında çalışmayı kabul etse de, tartışma yaratmamak için eserlerinde güncel ve siyasi olaylardan uzak durmak zorunda kalır. bu dönemde, “altın kıskaçlı yengeç”, “esrarengiz yıldız”, “7 kristal küre” gibi siyasi açıdan etliye sütlüye dokunmayan maceralar yazmıştır. olaylar yerine kararkterlere ağırlık vermek zorunda kalan hergé unutılmaz karakterler olan kaptan hadok ve profesör turnösol’ü bu dönemde tenten maceralarına katmıştır. fakat hergé’nin bu dönemde çalışmaya devam etmesi, onun nazi yanlısı olarak suçlanmasına yol açmıştır. hala bir çok kişi bu savlarında diretmektedir. oysa hergé tenten kitaplarında siyasi görüşlerini zaman zaman, üstü kapalı olarak da olsa, belirtmiştir. hergé’nin nazi işgali sırasında çalışmaya devam etmesini belçika’ya olan bağlılığı, işine olan sevgisi ve bu kötü zamanda okuyucularına eğlenceli bir şey sunabilme arzusuyla açıklayabiliriz.
tenten kitapları, çoğunlukla yanlış siyasi görüşleri dikte ederek çocukların beynini yıkamak üzere araç olarak kullanılmakla suçlanmıştır. “tenten sovyetler’de” ve “tenten kongo’da” maceraları hakkında bu söylenebilir olsa da, hergé’nin de belirttiği gibi ileriki eserlerinde yazacağı her olayın iç yüzünü araştırdığı için böyle yaklaşımlara pek rastlanılmaz. bir diğer eleştiri ise romanlarda hüküm süren kadın düşmanlığıdır. nefret odağı kastafiore dışında hiç kadın karakter yoktur. diğer gözüken kadınlar ya temizlikçidir, ya da alt sınıftan başka insan modelleridir. bu eleştiriye katılmamak elde değildir ancak kitaplarda açıkça bir kadın düşmanlığı ya da kadınların aşağılanması gibi durumlara rastlanmamaktadır.
tenten maceralarının barındırdığı adrenalin ve “şiddet” o dönemde kadınların hikayeye katılmasını engellemiş olabilir belki de. zira maceralarının mümkün olduğunca gerçekçi olmasını isteyen hergé’nin, tenten ile birlikte uyuşturucu kaçakçılarının peşinden giden bir kadın karakter çizmenin o dönem için inandırıcılıktan uzak olacağını anlamış olması muhtemeldir. unutulmamalıdır ki kadınların bu tür maceralarda önemli rollere kavuşması, doksanlı yıllarda lara croft ile birlikte başlayan bir trenddir. kadınların tenten kitaplarında fazla yer almamasının bir diğer sebebi de yaşı ve cinsel kimliği tam olarak tanımlanmamış karakterin hayatının karşı cinsin varlığıyla dengesizliğe uğramaması ve kitaplarda tenten’in aşk hayatına dikkat çekilmek istenmemesi olabilir.
tenten kitapları tüm dünyada, çok sayıda dile çevrilmiştir. küreselleşen dünyada yaşayan herkesin tanıdığı belki de tek amerika merkezli olamayan çizgi kahraman tenten’dir. ancak ülkeler arası kültürel farklılıklardan dolayı, tenten maceraları yayımlanmadan önce çeşitli değişikliklere uğramaktadırlar. çünkü pek çok değişik ülkede geçen ve şarkiyatçı söylemlerle dolu olan bir serinin yerel halk tarafından hoşgörüyle karşılanması ve dolayısıyla başarılı olması için çeşitli düzenlemeler gerekmektedir ve bu düzenlemeleri hayattayken bizzat hergé yapmıştır. bu düzenlemeler “tenten kongo’da” macerasındaki gibi yeterli düzeyde olmadığı zaman, tenten kitapları bazı ülkelerde yasaklanmaktadır. örneğin batı unsurlarının getireceği çöküşü temsil eden bir ajan olarak görülen tenten, iran’da yirmi beş yıl boyunca yasaklı kalmış; kitaplar sonradan yayımlanabilmiştir.
bu tip değişiklikler sadece kitaplar doğu ülkelerinde basılacağında değil, özgürlükler ülkesi olarak bilinen amerika’da basılacağında bile gerekmiştir. örneğin “altın kıskaçlı yengeç” macerasında zenci bir miço, muhtemelen porto rikolu olan bir karakterle değiştirilmiştir çünkü o dönemde amerika’daki sansür sistemine göre çocuk kitaplarında farklı ırklardan insanlar olması yasaklanmıştır. yine aynı macerada çok fazla içki içilmesi sebebiyle bazı kareler hergé tarafından yeniden resmedilmiştir çünkü amerikan yayımcı çok içki içmenin ve bu olgu etrafında dönen esprilerin avrupai bakış açısınca kabul edilebilir olmasına karşın amerika’da hoş karşılanmayacağını öne sürmüştür.
hergé, zaman içerisinde pek çok asistanla çalışsa da, pek çok çizerle birlikte işler yapsa da tenten’in ancak kendisiyle anılmasına izin vermiştir. pek çok macerada detaylı arka planları çizen sanatçıların adının kullanılmasına müsaade etmemiştir. bu yüzden ölümünün ardından yeni bir tenten macerası yazmak üzere kimse görevlendirilmemiş, hergé’nin kendisiyle bu kadar özdeşleştirdiği karakter başkasının eline teslim edilmemiştir.
karakterler
tenten: hergé, belçikalı tenten karakterini bir gazeteci yaparak onun, aklına gelebilecek her türlü macerada yer alabilmesini sağlamıştır. böylece tenten bir gazeteci olarak dünyayının her noktasına gittiği gibi ay’a da gitmiş ve okuyucunun aklına bu karakterin neden bu kadar gezdiği sorusu gelmemiştir. tenten indiana jones gibi bir kaşif, lara croft gibi bir mezar yağmalamacısı olmadığından dolayı burnunu sokabileceği olaylar sınırsızdır.
serinin diğer baş karakterlerine bakarsak, hepsinin kendilerini özgünleştiren konuşma biçimlerine ve hayat tarzlarına sahip oldukları görülebilir. ancak tenten’in maceradan maceraya koşmak dışında hayatında olup bitenler kitaplara yansımaz. her zaman yinelediği bir sözcük, her zaman içtiği bir içki yoktur. sıradan kazağı ve pantolonuyla “genel”i temsil eder ve çok sıradan bir karakterdir. okuyucuların en sevdiği karakter olmasa da, en çok empati kurduğu karakter daima tenten’dir. çünkü her ülke insanının ortak özellikleri tenten’de birleşir.
tenten’in yaşı hakkında kesin bir bilgi yoktur. ortak kanı, onun yirmili yaşlarına yaklaşmış bir genç olduğudur. “tekboynuz’un esrarı” adlı kitapta görülen pasaportunda doğum yılı, karakterin ortaya çıktığı yıl olan 1929 olarak gösterilmiştir. bazı gazetelerde yaşı 15 olarak gösterilirken , time onu “genç” olarak tanımlamıştır . karakterin resmi sitesi olan tintin.com’da ise yaşı 16-18 arası olarak belirlenmiştir. aslında tenten’in yaşının tam belli olmaması okuyucunun onu sorgulamasını da engeller niteliktedir. onun neden etrafında hiç kız olmadığı , nasıl olup da bu kadar çok yeri gezebildiği, ailesinin kim olduğu ve çocukları o kadar küçük olmasına rağmen neden varlık göstermedikleri gibi sorular kitaplarda asla yanıt bulmazken, okuyucunun kafasında tenten’in bir “genç” olarak konumlandırılmasıyla bir nevi ortadan kalkarlar.
tenten’in karakterinde göze çarpan özellikler entellektüelliği, kolay öğreniyor olması, içinde kötülük barındırmaması ve benzerleridir. tenten’in maceralar boyunca ata bindiği, araba ve uçak kullandığı çokça görülmüştür. bu olaylar yaşının 15 olduğu savını yalanlar gibi dursa da, tenten’in bütün yaşlara ve insan çeşitlerine eşit uzaklıkta bir karakter olduğunu kanıtlar niteliktedir.
tenten’in bir geçmişi yoktur. diğer karakterler maceralar boyunca zaman zaman geçmişlerine gönderme yapsalar da, tenten’in geçmişiyle ilgili bilgiler daima okuyuculara sunulan maceralar çerçevesindedir. örneğin “mavi lotus” macerasında tanıştığı chang, tenten’in son maceralarından biri olan ve hergé’nin en kişisel işi olarak nitelenen “tenten tibet’te”de görülür. karakterin bu özelliği de, hergé’nin onu mümkün olduğunca yüzeysel ve herkesin kendinden bir parça bulabileceği biçimde tutma isteğinden kaynaklanır.
unutulmamalıdır ki tenten onlarca dile çevrilen, tüm dünyaca okunan bir karakterdir ve genele hitap etmek zorundadır. annesi ölmüş olarak resmedilseydi eğer, maceralarda geçmişinden taşıdığı bu izlerin bir göstergesinin ortaya çıkması gerekirdi ve mutlu bir aile hayatı süren çocukların tenten’in yaptıklarına anlam vermesi imkansızlaşırdı. ayrıca hergé kitaplarında karakter kalabalığından mümkün olduğunca uzak durduğu için diğer karakterlerin de aileleri veya aşk hayatları hiçbir macerada açığa çıkmadı.
tenten tüm özelliklerinin yanı sıra şansıyla tanınır. hatta tenten, süper gücü şans olan bir süper kahraman gibidir. düştüğü tehlikelerden kurtulurken zekasının yanında şansı da büyük rol oynar. “güneş mabedi” adlı macerada güneş tutulması sayesinde hayatının kurtulduğu bile görülmüştür. karakterin bu özelliği onun diğer gerçekçiliğini gölgede bırakır ve okuyucuya ellerindekinin bir çizgi roman olduğunu hatırlatır.
milu: ingilizce çevirilerde snowy adını almış terrier cinsi köpek milu, tenten’in yoldaşıdır. kahraman filmleri ve kitapalrı incelenirse, hepsinin “sidekick” adı altında bir yandaşı olduğu görülebilir. özellikle disney filmlerinde bu netçe görülebilir. hercules’in pegasus’u, mulan’ın muşu’su, alaaddin’in apu’su vardır ve tenten çizgi romanlarında olduğu gibi çocuk kitlesine en çok hitap eden karakterler bunlardır. çünkü olayı birebir yaşayan kahramanın aksine, olan bitenden dolaylı olarak etkilenen bu karakterler daha esprili, daha önyargılı ve fikir sahibi olma fırsatını bulurlar. zekaları nispeten daha düşük olduğu için maceralarda olmadık tehlikelere bulaşmak ve heyecanı arttırmak görevlerini de üstlenirler. ayrıca ana karakterlerin önemsedikleri varlıklar oldukları için onların “kaybedecek hiçbir şeyi olmayan gözüpek insanlar” olmalarını önlerler ve seyircinin veya okuyucunun ana karakterin yenik düşmesi ihtimalinden korkmasını sağlarlar.
milu da sıklıkla okuyucuyla konuşur ve tarafsız olması gereken tenten’in aksine okuyucunun zihninde barındırabileceği önyargıları veya fikirleri açıkça dile getirir. bu yüzden çok önemli bir karakterdir. gidilen yerlerdeki sivrisineklerden, etrafın ne kadar çamurlu veya sıcak olduğunda, hayvanların ne kadar şapşal olduğundan şikayet eden daima milu’dur. okuyucu da aklından geçirdiği düşüncelerin kitapta bir karakterce seslendirilmesinden memnun olur. milu’nun konuşmalarını karakterlerin duyup duymadığı tartışmalı bir konudur. “tenten kongo’da” adlı kitapta tenten ve milu’nun birbirlerini anladıkları açıkça görülebilirken diğer kitaplarda böyle bir olaya rastlanamaz.
kaptan hadok: ilk olarak “altın kıskaçlı yengeç” macerasında ortaya çıkan bu karakter herkese eşit uzaklıkta olan tenten’in aksine, alt tabakaya daha yakındır ve onları da maceranın içine çeker. çok sık küfreder, alkoliktir ve bu sorununu yenmeye çalışmaktadır. ayrıca insanın isterse değişebileceğinin ve daha iyiye gidebileceğinin somut kanıtıdır. atalarından kalan hazineyi bulduktan sonra bir şatoya yerleşmesi onu daha saygıdeğer bir insan yapmıştır. yine de özünü kaybetmez ve “alt sınıf”ı temsil etme görevinden asla vazgeçmez. zaman zaman nefsine yenik düşer ve viski içer, olmadık yerde ağır küfürler savurur.
profesör turnösol: “kızıl korsan’ın hazinesi” adlı macerayla seriye katılan profesör ülkemiz için çok tanıdık bir karakterdir. karagöz’ün özelliklerini birebir taşımaktadır. her şeyi yanlış anladığı gibi, bu yanlış anlamalar sayesinde kimsenin dile getirmeye cesaret edemeyeceği, “boşboğazlık” olarak algılanabilecek tespitler yapar. çok zeki bir bilim adamı olmasının yanı sıra günlük hayatında pek akıllıca hareketlerde bulunmadığından kitaplardaki komedi unsurunun çoğunu oluşturur. zaten önceki kitapların bazılarında gözüken profesörlerin hepsi delidir, saçma laflar ederler. hergé’nin mucit karakterlerinin hiçbiri normal değildir.
maceralar boyunca çok sayıda icat yapmıştır. örneğin kişiye alkolün tadının çok kötü gelmesini sağlayan ve alkolizmi sonlandıran bir pil, köpekbalığı şeklinde bir denizaltı, ay roketi ve saire. bu icatların hiçbiri kaptan hadok tarafından beğenilmez ve aşağılanır. ancak profesör’ün kulakları ağır işittiğinden bu aşağılamaları ya hiç duymaz, ya da övgü olarak algılar. yazar hergé’nin burada verdiği mesaj, insanlığın ilerlemesinde gelişimi kösteklemek isteyenlerin sözlerine aldırış edilmemesi ve yılmadan çalışılması gerektiğidir. bu söylem ülkeler bazında da dikkate alınabilir. zira, gelişmekte olan ülkelerin kendilerini kösteklemeyi amaçlayan gelişmiş ülkeler karşısında kendini güçlü tutması gerekmektedir ki yollarından sapmayıp gelişimlerini olması gerektiği gibi tamamlayabilsinler. zaten profesör turnösol de işine yoğunlaşmak ve dikkatini etraftaki konuşmalara vermemek için işitme cihazı kullanmamakta ısrar eder.
düpont ve düpond: ilk olarak “firavun’un puroları” macerasında gözükmüşlerdir. belçika polis departmanının sevilen çalışanları olan ve bıyıkları dışında birbirlerine ikiz kadar benzeyen bu iki karakter , tenten’in bütün maceralarında uluslararası polis olarak çalışır. kolluk teşkilatındaki pozisyonları tam olarak bilinmez. bazen kapkaç gibi sıradan olaylara bakarken , bazen de uluslararası bir uyuşturucu çetesinin peşine düşmekle görevlendirilirler .
ilk maceralarda sıklıkla tenten’in peşine düşseler de, sonraki maceralarda tenten’in davasını hukuken meşrulaştırma görevi görürler. tenten hangi maceraya bulaşırsa, peşinde olduğu suçluları “tutuklama emri” düpont ve düpond’da mevcuttur. ayrıca günlük hayatta neredeyse milu kadar beceriksiz olduklarından, okuyucunun bakış açısını yansıtmak ve komedi unsurunu yansıtmakta da kullanılırlar. ayrıca empoze edilecek bir fikir, ya da maceradaki bir gelişme onların ağzından duyulur. çünkü biri bir cümle kurduktan sonra öteki “dahası var” deyip aynı cümleyi başka bir cümle kurgusuyla tekrarlar.
tenten kitaplarındaki şarkiyatçılık açısından bu karakterlar büyük önem taşırlar. çünkü gittikleri tüm ülkelerde, o ülke halkının arasına karışmak ve dikkat çekmemek için kıyafetlerini değiştirirler ancak her zaman kafalarındaki prototipe göre giyindiklerinden yerel halk tarafından alay konusu olurlar.