Ceket Sözcüğünün Ufkunuzu Açacak Etimolojik Kökeni
"ceket", fransızca jaquette "avrupai cepken" sözcüğünden alıntıdır. fransızca sözcük jaque "1. köylü, 2. dize kadar inen köylü giysisi" sözcüğünden gelir. evet, bugün daha resmi olan bu giysinin asıl anlamı köylü giysisiymiş. :)
jague sözcüğü ise jacques "bir erkek adı, yakub" özel adından türetilmiştir. jacques ise latince aynı anlama gelen jacobus özel adından türetilmiştir. bunların hepsi türkçeye de geçen yakup özel isminin farklı varyasyonları.
tüm bu varyasyonların atası olan yakob sözcüğü ibranice "1.yakup, 2.tevrat'a göre ishak'ın oğlu ve israiloğullarının atası" özel adından türetilmiştir. bu kelimenin başkaca anlamları ise "1. topuk, 2. izinden gelme, ardından gelen, sonraki" anlamlarıdır.
dolayısıyla bugün türkçede kullandığımız "hemen ardından, hemen sonrasında" anlamına gelen akabinde kelimesinin de benzer anlamlara geldiğini hatırlamak çok zor olmasa gerek.
ayrıca "son, sonuç, sonunda, en sonunda" anlamlarına gelen akıbet kelimesi de bu köke dayanıyor.
ayrıca ingilizcede "1. bir erkek adı, 2. iskambilde vale" anlamlarına gelen jack kelimesine, "pota, çanak" anlamına gelen pot kelimesinin eklenmesi ile oluşan ve "1. pokerde vale çıkıncaya kadar biriken pot, 2. her türlü kumarda büyük kasa" anlamlarına gelen jackpot kelimesi de bu köke dayanır.
hatta ingilizcede "1. köylü uşak , at uşağı, yamak, 2. yarış atı binicisi" anlamına gelen jokey kelimesi de bu köke dayanır.
"fransız ihtilali esnasında (1791) pariste st honoré sokağındaki eski st jacques manastırı'nda toplanan radikal cumhuriyetçi hizip mensuplarına verilen ad" olan jakoben kelimesi de aynı köke dayanır.
şimdi daha da derine inme zamanı. tüm bu kelimelerin ibranicedeki yakob kelimesinden çıktığını söylemiştim. şimdi de bu kelimenin nereden ve hangi dilden türediğine bakalım:
bu yakob kelimesi ise arapçada "1. ayak topuğu, iz, ard, peş, sonra, 2. izleme, peşinden gitme" anlamlarına gelen akab sözcüğünden gelmektedir. dolayısıyla az önce bahsettiğim akabinde veya akıbet gibi kelimeler, bu bilgiden veya tanımdan sonra daha da bir anlam kazanıyor.
şimdi de gelelim bu akab kelimesinden türeyen bazı kelimelere.
arapçada "önü açık ve çoğu zaman külahlı yün cübbe" anlamına gelen önce arapçadan italyancaya, sonra italyancadan fransızcaya, sonra da fransızcadan türkçeye geçen ve fransızca anlamıyla "gemici paltosu" olan kaban kelimesi bu köke dayanır.
ayrıca arapçada "namazda mekke'ye dönme, namazda dönülen yön" anlamına gelen arapçadan türkçeye giren kıble sözcüğü,
arapçada "alma, benimseme" anlamına gelen ve oradan türkçeye geçen kabul sözcüğü,
"bir soydan olanlar, aşiret, boy, oymak" anlamına gelen ve türkçeye arapçadan geçen kabile sözcüğü,
“kabul edilen, benimsenmiş” anlamına gelen makbul ve ondan türeyen makbule sözcüğü,
"kabul görme" anlamına gelen ikbal sözcüğü de bu köke dayanır.
dolayısıyla ceket, jaquette, jaque, jacques, yakub, jacobus, yakup, yakob, jack, akabinde, akıbet, jackpot, jakoben, jokey, akab, kaban, kıble, kabul, kabile, makbul, makbule, ikbal sözcüklerinin hepsi aynı kökten türemiştir.
daha araştırsam çok devam eder ama bu kadar yeter bence. :) gördüğünüz gibi hepsi aynı köke dayanıyor. ben bu durumu bir ananın çocuklarına, sonra o çocukların da kendi çocuklarının oluşuna benzetiyorum. bana göre kelimeler birbirlerinin akrabasıdır ve bazı akrabaların birbirini tanıması için dedelere, nenelere gitmek gerekebilir. :)
son olarak, sevdiğim bir sözle bitirmek istiyorum: "etimoloji der ki: beraber olduğun şeye dikkat et çünkü bir zaman sonra göğsünü yasladığın şeye dönüşürsün."