Birden Fazla Evrenin Varlığını Kabul Ettiğimiz Takdirde Bu Evrenlerin Arasında Ne Olabilir?
paralel evrenlerin olduğunu varsayarsak, bu evrenlerin sonsuz sayıda ve birbirine çok yakın olduğu düşünülüyor.
tabi, bu evrenlerin arasında bizim algılayabileceğimiz (bildiğimiz) anlamda zaman olmayacağı için, bir boşluk yahut ''şey'' arayamayız, diye düşünüyorum. çünkü uzayzaman dediğimiz şey birbirine geçmiş haldedir. evren yoksa zaman da yoktur. zamanın olmadığı yerde de bir şeyin varlığından söz edilemez.
buna benzer bir örnek de big bang'ten önce, o nokta boyutundaki enerji topunun dışında ne olduğu...
evrenin yapsına baktığımızda %74 oranında kara enerji, %22 oranında kara madde, %3.5 oranında galaksiler arası gazlar yani bildiğimiz atomlar ve %0,5 oranında da yine bildiğimiz maddelerden oluşmuş yıldızlar, gezegenler, insanlar, ayakkabı çekeceği, triger kayışı gibi maddeleri görüyoruz.
kara enerji ve kara madde konusunda daha bilinmeyen çok şey var. paralel evrenler şu an var mı yok mu bilemeyiz ama paralel evrenlerin dışında farklı fikirler de var. mesela içinde bulunduğumuz evren bir kara değilin içi olabilir ve o kara delikte başka bir evrenin içinde olabilir gibi. aynı anda farklı evrenler ya da bir biri içine geçmiş kara deliklerde var olan evrenler.
içinde bulunduğumuz evrenin bir kara deliğin içinde bulunan bir evren olması çok da mantıksız değil. içinde bulunduğumuz evren devamlı genişlemekte. kara delikler de içlerine parçacıkların girmesi ile büyür. belki de içinde bulunduğumuz evrenin genişlemesinin sebebi budur. belki de büyük patlama çok büyük kütleli bir yıldızın içine çörek kara deliğe dönüşüp büyümesidir.
aslında bunların içinden en fazla beyin yakan kısmı hologram evren fikridir. bu evrende gördüğümüz her şey uzaktaki ince iki boyutlu bir yüzeye depolanmış bilginin yansıması olabilir. bu fikir de yine kara deliklerden geliyor. belki kara deliğin içine düşmüş bir maddenin bilgisi o kara deliğin yüzenine kopyalanıp depolanmış olabilir. aynı bilgisayarlarda olduğu gibi. belki de kara deliğin içine düşmüş asıl üç boyutlu bir maddenin sadece iki boyutlu yansıması olabiliriz.
kozmos'un kumaşını anlamada kara delikler kilit bir rol oynuyor. biri ya da birileri ya da bir olay bizi bu kozmos'un içine attı. ya öğreneceğiz ya da hiç bir zaman neden burada olduğumuzu öğrenmemize fırsat verilmeyecek. bir şeyin özemsiz bir parçası da olabiliriz önemli bir parçası da olabiliriz. sonuçta içinde bulunduğumuz bu boyutta bilim insanlığın en büyük ışığı olacak.
eğer parelel evrenler var ise bu evrende neden hüseyinin annesinin evlendiği adamın farklılığı parelel evren oluşturmuş olsun ki? biz milyonda bir gelebilecek sayısal lotonun çıkmış haliyiz çünkü bu sayısal loto milyarlarca kez çekilmiş.
ama parelel evrenlerin mesela güneş sistemi oluşmaması, bu bir süpernova patlamasının farklı bir şekilde meydana gelmesiyle oluşacağı yerine insan ilişkilerinin değişikliği ile ortaya çıkacağını varsaymak bana göre hala evrenin merkezinde bilinçaltında insanı oturtmak ve en kutsal canlıyı insan kabul etme varsayımından geliyor.biz evrende önemsiz, olması ihtimali varken ortaya çıkmış canlılarız.hepsi bukadar.
evrenler arasında maddenin beşinci halinde bulunan evrenler arası madde vardır. bu madde atomların çok hızlı kıpraşması ile bu hale geçmiştir. ama çok hızlı... evren hızı ile kıpraşır. tıpkı sitoplazma gibidir. evrenler bu maddenin içerinde yüzerler. bakın yüzerler diyorum çünkü her zaman aynı geçidin farklı evrenlere açılma olasılığı mevcuttur.
eğer ki bu maddenin halini değiştirmeyi başarır, diğer dört halden birine geçmesini sağlarsanız evrenler arası bir geçiş kapısı açmayı da başarabilirsiniz.
cevabı (bkz: karanlık madde) olabilecek soru. karanlık madde'nin bizim evrenimizin büyük bir kısmını oluşturduğunu biliyoruz, fakat henüz çoklu evrenler hipotez aşamasındayken net konuşmak yanıltıcı olacaktır.
olası diğer evrenler yanyana veya aralarında bir sınır varmış gibi bitişik durmak zorunda değil, içiçe geçmiş sonsuz sayıda evrenler kümesinin tam ortasında yaşıyor olabiliriz, içiçe geçmiş sonsuz evrenlerin biraraya gelerek ancak oluşturabildiği sonsuz ihtimaller deryâsının ortaya çıkarabildiği yaşam formları olabiliriz.
iyice şişirilmiş iki balon düşünelim, bu balonları patlatmadan içiçe geçirebildiğimizi varsayalım, sonra bu balonlardar milyarlarcasını aynı şekilde birbirine geçirelim, tam olarak böyle bir durum söz konusu olabilir (varsayımın izdüşümsel gerçekliği gibi oldu).yani biri bitmeden diğeri başlayamaz gibi bir durum söz konusu olmadığı için sınır veya "ara madde" aramanın manâsı yoktur.
paralel evren diye bir şey muhtemelen olmadığı için anlamsız bir soru. paralel evren diye bir şey ortaya atılmasının sebebi tamamen eldeki veriyi açıklayacak daha düzgün bir ontoloji olmadığından. takılmışız 1-2 tane teorinin peşine gidiyoruz.
lee smolin'in ve zamanında feynman'ın ve hatta aslında mill, lloyd morgan gibi birçok felsefecinin savunduğu gibi evren de doğal seçilim muadili bir süreçten geçiyor olmalı. bu süreç içinde bir sürü yeni gerçeklik alanı oluşuyor lakin sadece bazıları ortamdaki fotonların enerji seviyesi vs gibi durumlara dayanabildiği için varlığını sürdürüyor. yani paralel evrenler varsa bile buradaki gerçeklik seviyelerinde bir noktada ayrılmış olmalılar. yani başka bir gerçeklik elektron yerine pozitronun seçildiği bir yer olabilir. gravitasyon yerine benzer başka bir etkinin hüküm sürdüğü bir yer olabilir. ancak fringe isimli sikko dizide olduğu gibi zeplin dışında her şeyiyle aynı paralel evrenler düşünmek tamamen saçmalık. evrenle ilgili anlayışımız çok kısıtlı olduğu, sürekli parçacık üstüne parçacık tespit edip önemli bir iş yaptığımızı sandığımız için bu anlamsız teoriler de uzun süre ortaya atılacak.