Bir Zamanlar İngiltere'de İnsanların, Yılan Balıklarıyla Kiralarını Ödemesi

Orta Çağ İngiltere'sinde yılan balığı, insanlar arasındaki borç ilişkilerini etkileyecek kadar çılgınca tüketiliyordu.
Bir Zamanlar İngiltere'de İnsanların, Yılan Balıklarıyla Kiralarını Ödemesi

lezzetli bir balık olan yılan balığı, orta çağ ingiltere'sinde oldukça popüler bir besin maddesiydi. besinleri bozulmadan saklamanın hayati öneme sahip olduğu bir dönemde tuzlanması ve kurutulması kolay bir balık olduğundan ve ingiltere'nin tatlı sularında bol miktarda bulunduğundan diğer besin maddelerinin önüne geçmişti. aristokratların sofrasında bir statü göstergesi iken, halk için de değerli bir protein kaynağı olarak sofralarda vazgeçilmez bir yere sahip oldu. genelde turta ve çorba ağırlıklı bir tüketimi vardı ama zengin sofralarında çeşitli versiyonları da tüketilmekteydi.


zamanla o kadar önemli bir ürün hâline geldi ki ticari ilişkilerde kullanılmaya başlandı. aslında orta çağ boyunca sadece altın veya ona benzer ikameleri değil bira, baharat gibi çeşitli ürünler de ticari ilişkilerde kullanılmaktaydı. fakat hiçbiri yılan balığı kadar popüler değildi. bir kere bulunması kolaydı, kolayca saklanabiliyordu ve tadını sevmeyen yoktu. kira ödemelerini yılan balığıyla yapmak herkesin işine geliyordu. örneğin kiracı avlanma döneminde yılan balıklarını fazlaca avlayabilirse bunu hem ailesini doyurmak hem de kirayı ödemek için kullanabiliyordu. alacaklı da sıklıkla tükettiği balığı avlama ya da satın alma zahmetinden kurtuluyordu. diğer yandan kendisi avlansa bile kiracının ödediği balığın toplumda maddi bir karşılığı söz konusu olduğundan elindeki fazla balıkları yine maddi bir metaya dönüştürebiliyordu. kısacası herkesin yararına olan bir durum söz konusuydu.


üstelik yılan balığı sadece halkın kendi arasında kullandığı bir ekonomik enstrüman değildi. krallığa yapılan ödemelerde de kullanılmıştır. ünlü norman baskınıyla 1066 yılında ingiltere tahtına geçen birinci william'ın (fatih william) emriyle ingiltere'deki her bir toprak parçasının değerini ve bu değerin oluşmasını sağlayan insan ve hayvan kaynaklarını kaydedip toprak sahiplerinin krala olan borçlarını ortaya çıkarmak için 1085 yılında bir çalışma yapıldı. kralın asıl amacı krallığın mali kaynaklarını net olarak tespit etmekti fakat çalışma toplumun ekonomik ilişkilerini ve alışkanlıklarını apaçık ortaya koyduğundan sosyolojik açıdan çok daha fazlasına dönüştü. 1086 yılında domesday book adıyla kitap hâline getirilen bu çalışmaya göre yılan balığı ile ödenen kiraların toplam tutarı diğer tüm vergilerden ve ödemelerden daha fazla tutuyordu. hatta 11. yüzyılın sonlarına doğru neredeyse her yıl 540.000 yılan balığının kira olarak ödendiği düşünüldüğünde durum daha iyi anlaşılabilir. yılan balığının toplumdaki ekonomik değeri diğer her şeyden fazlaydı.


yılan balığının popülerleştiği bir diğer halk kesimi de rahiplerdi. bunun da nedeni balıklarının üreme yöntemindeki garipliktir. bazı türleri ömürleri boyunca sadece bir yerde çiftleşir. bu yerin dışında herhangi bir cinsel aktivite göstermezler. hatta cinsel organları bile görünür değildir. sadece ömürlerinin sonlarına doğru üremek için tatlı sudan tuzlu suya geçerken cinsel organları belirgin hâle gelir. tabii ki insanların balığın bu aşamasına şahit olma şansları düşüktü, balığın çiftleşmesine hiçbir zaman tanık olmadılar ve eşeysiz ürediklerine inandılar. bu nedenlerle de balığa dini bir anlam yüklediler. özellikle et tüketiminin yasaklandığı hristiyan orucu olarak bilinen lent (lenten, pre-lenten) döneminde rahiplerin cinsel düşüncelerden kendilerini uzaklaştırmaya yardımcı olduğunu düşündükleri bir besin olarak tüketimine izin verildi.

tüm ekonomik düzeni adeta yok eden büyük veba salgını (1348-1349) gelene kadar yılan balığının önemi artarak devam etti. kara ölüm ile birlikte nüfusun ciddi bir şekilde düşmesi ile beraber arazinin de kullanım şeklinin değişmesine bağlı olarak tüketim alışkanlıklarının sığır, domuz gibi çiftlik hayvanları yönünde değişmesi sonucunda yılan balığına olan talep azaldı ve yılan balığı ile yapılan kira ödemeleri geçen yüzyıla göre yüzde 90'nın üzerinde trajik bir düşüş yaşadı. bir daha da ekonomik ilişkilerde eski önemini kazanamadı.


yılan balığı her ne kadar eskisi kadar geçerli olmasa da ingiliz mutfağında yer almaya devam etti. öyle ki londra'nın doğu yakasındaki en eski fast food restaurantı 1862 yılında kurulan ve menüsünde ağırlıklı olarak yılan balığı kullanan pie and mash adlı restorandır. ayrıca yılan balıklı turtanın yenilebileceği yerler mevcuttur. bunlar dışında sofralardaki eski ağırlığından eser yok belki ama yine de hanelerde çeşitli şekillerde tüketen ailelere rastlanılabilir.

sonuç olarak, toplumumuz özelinde çoğumuzun yemediği, yiyince de pek sevemediği bir balığın ingiltere'de bir dönemler borç ilişkilerini etkileyecek kadar çılgınca tüketildiği düşünüldüğünde toplumsal kültürün ekonomik yapı üzerindeki etkisini daha iyi anlayabiliyoruz. bu açıdan değerli bir örnek gerçekten.

kaynaklar: 123