Bir Kimlik Krizinden İmparatorluğa: Walter White’ın Heisenberg’e Dönüşümü
kimlik krizi: heisenberg’in doğuşu
walter white’ın dönüşümü, bir kimlik kriziyle başlar. orta yaş bunalımı, başarısızlık hissi ve ölümcül hastalık teşhisi, walter’ın varoluşsal korkularını tetikler. önceleri ailesine bakmak için başladığı bu yolculuk, zamanla içsel bir güç arayışına dönüşür. walter, "heisenberg" kimliği altında, kendi başarısızlıklarını telafi etmeye ve kontrolü ele geçirmeye çalışır. bu dönüşüm, erik erikson’un "orta yaş kimlik krizine" işaret eder; fert, kimliğini ve hayatın manasını yeniden sorgular. heisenberg, walter’ın içsel arzularının ve baskılanmış hırslarının bir dışavurumu olur.
ahlaki çöküş ve güç arzusu
walter, başlangıçta ailesi için para kazanma niyetindeyken, zamanla bu motivasyonunu yitirir ve güç peşine düşer. ahlaki değerlerini bir kenara atarak yasa dışı işlerde giderek daha fazla yer alır. bu süreçte, güce olan açlığı artar ve her geçen gün kendisini daha az vicdanlı hale getirir. psikolog lawrence kohlberg'in "ahlaki gelişim teorisi"ne göre walter, ahlaki gelişimin en alt seviyesine iner: kendi çıkarlarını merkeze koyan bir ahlak anlayışı geliştirir. heisenberg olarak, güç ve kontrol, walter’ın hayatının tek gayesi haline gelir.
narsisizm ve egonun gelişimi
walter, kimliğini güçlendirdikçe ve başarı kazandıkça narsistik özellikler sergilemeye başlar. kendini her şeyin üstünde görme, başkalarına güvenmeme ve sadece kendi kararlarına güvenme, onun narsisistik yapısını belirginleştirir. narsisistik kişilik bozukluğu'nun temel özelliklerinden biri olan büyüklük yanılsaması, walter'ın karakterinde giderek daha baskın hale gelir. bu büyüklük hissi, onu hem ailesinden hem de jesse’den uzaklaştırır. kendini adeta "dokunulmaz" hisseden walter, hatalarının bedelini ağır bir şekilde öder.
jesse pinkman’ın içsel çatışmaları
jesse pinkman, walter’ın tam aksine, sürekli olarak vicdanıyla mücadele eder. walter’ın manipülasyonları altında giderek derinleşen bir travma yaşayan jesse, hem bir baba figürü arayışı hem de vicdanı arasında sıkışıp kalır. jesse’nin depresyonu, suçluluk duyguları ve intihar düşünceleri, walter ile olan ilişkisi üzerinden şekillenir. walter, jesse’nin zayıf noktalarını kullanarak onu kontrol eder. jesse’nin içsel çatışmaları, walter’ın aksine ahlaki bir arayışı yansıtır; doğru ve yanlış arasında gidip gelirken, vicdanını asla susturamaz.
güç, kontrol ve çöküş
walter’ın hikayesi, gücün ve kontrolün nasıl bir insanı ele geçirip çöküşe sürükleyebileceğinin psikolojik bir portresidir. ilerleyen bölümlerde, walter’ın tüm kontrolünü kaybettiği ve adeta güçsüz kaldığı anlar, onun için bir yıkım sürecinin başlangıcıdır. bu çöküş, hem psikolojik hem de fiziki bir çözülmeyi temsil eder.
kaynakça:
- ishwa arshad - narcissistic personality disorder of walter white
- abinash gajurel - breaking bad: a masterpiece of intensity, morality, and character transformation