Bir Gezginden, İskoçya'nın Pastoral Hayatına Dair Keyif Verici Detaylar

İskoçya'nın doğa hayatına dair, klasik gezi rehberlerinde kolay kolay bulamayacağınız birkaç güzel ayrıntı.
Bir Gezginden, İskoçya'nın Pastoral Hayatına Dair Keyif Verici Detaylar
iStock

iskoçya'nın dağlarını, loch lomond ve loch ness göllerini, 50 kadar köy, 10 kadar kasaba ve 4 şehrini gezmiş biri olarak aklıma gelenleri yazayım.

şehirlerde ve popüler yerlerde gezenler görmemiştir, bilemeyebilir, kasaba ve köylerdeki özel günlerde ve düğünlerde erkekler kilt giyiyor.

edinburg, edınbra diye okunur.

glasgow güzel değil diyenlere aldırmayın, gayet güzel, gezilesi bir şehirdir.
hele bir de ana caddelerin birinde "clanadonia" grubuna rastlarsanız çok güzel bir gün geçirirsiniz.

grubun glasgow sokaklarındaki bir performansı


stirling'de william wallace anıtı vardır, yolunuz düşerse gezilmelidir


167 kişinin yaşadığı "tyndrum" adlı küçücük köydeki "the green welly stop" adlı dükkanda, muhtemelen daha önce adını bile duymadığınız yerel viskiler de dahil, türkiye'deki en baba dükkanın 20 katı çeşitlilikte single malt viskiler görebilirsiniz.

ancak iskoçya'da üretilen single malt viskiler, ingiliz vergi sisteminden dolayı fransa, ispanya ve italya'dan çok daha pahalıdır.

yemekleri kötüdür, içi sakatat doldurulmuş mide içeren haggis yemeği ve domuz kanı ve yulaftan yapılan kan sucuğu, yokluktan icat edilmiş yemeklerdir.


ancak yağda yumurta, mantar, domuz pastırması, sosis, domates ve kuru fasulyeli klasik ingiliz kahvaltısı güzeldir. (kan sucuğu hariç)


iskoçlar inanılmaz pozitif ve yardımsever insanlardır, eğlenmeyi severler, köylerinde bile hafta sonları aileler restoranlara yemeğe, dansa ve eğlenceye giderler.

doğası efsanedir, dağlık olan highland bölgesindeki dağlar arasında kalan neredeyse her vadi, yağışlı iklim nedeniyle göl haline gelmiştir. "west highland way" gibi yürüyüş yollarını da kapsayan efsanevi güzel ve büyük milli parklarında, geyikler ve diğer vahşi hayvanlar serbestçe dolaşmaktadır, resimleri rahatlıkla çekilebilir.

west highland way 


highland bölgesinde yemyeşil çayırların büyük bir çoğunluğu, tarım yapılması mümkün olmayan turba tabanlı ve sulak yerlerdir.

islay bölgesi single malt viskileri de arpanın bu turba ile kurutulması nedeniyle isli karaktere sahiptir. bu bölgeler yerleşime pek uygun değildir, daha çok hayvancılık yapılır.

iskoçya kırsalındaki büyük arazilerin, çitlerle çevrilmiş ve hayvanların geçmemesi için karmaşık kilit sistemi olan çok ilginç kapıları vardır. ancak bizde hiç bilinmeyen bu acayip mekanik düzenekli alengirli kapılar, hayvanlar kadar bu yörenin yabancısı olan az yetenekli insanları da şaşırtmakta ve açmak için çok uğraştırabilmektedir.

yürürken kilometrelerce uzaktan gördüğüm ve yanına gelinceye kadar kapıyı açamayan, sonra da beraber açmaya uğraştığımız pek çok yabancı yürüyüşçü ile karşılaştım.

dünyada doğalarına bu derece aşık ve doğa sporlarını bu kadar seven bir toplum olduğunu sanmıyorum. hafta sonları avm gezisine gider gibi çoluk çocuklarla tepelere çıkıyorlar.
5.5 milyonluk iskoçya'da muhtemelen yüzbinlerce insan doğa sporlarına ilgi duyuyor.

dürüstlükte başka bir boyuttalar, bizim dürüstlük algımızı sorgulattı. dağlarda kapalı kutuların içine meyve, içecek, kurabiye ve turta benzeri yiyecekler koyup, yanına malzemeleri alanlar içine parasını atsın diye bir kutu koyuyorlar, bu sistem kusursuz ve hilesiz işliyor.


köy ve kasabalarda otellerde kalan ve çok erken saatlerde yürümeye başlayan yürüyüşçüler, valizlerini otelin önünde üzerinde para konmuş taşıma bedeli olan zarflarla bırakıyorlar.
bu valizleri bir sonraki konaklama yerlerine taşıyacak olan araçlar gelip, yürüyüşçülerin otel önlerinde bıraktıkları çantalarını alıyor ve yürüyüşçünün bir sonraki oteline transfer ediyor.
bu çantalar muhafaza altında değil genelde, üzerinde 30-40 pound paralar var ve hiç kimse bu paralara dokunmuyor.

otelcinin birine "senin bu çantaları soyarlar hacı" dedim, anlam veremedi, bizde en son hırsızlık 1837'de oldu dedi.

kısacası güzel bir yerdir iskoçya.