Bir Erkeğin Sadık Kalması Hangi Koşullara Bağlıdır?
yakın arkadaşımdan duyduğum bir örnekle gireyim: "abi çok özeniyorum bekar erkeklere. farklı kızlarla oluyorlar, ayrılıyorlar, arada üzülüyorlar. ben ayrılık acısını bile unuttum. 24 yaşında 2. sevgilimle (oha artık) evlendim, çevremdeki kızlar 30'dan sonra açık açık bana yürüyor ve hiçbir şey yapamıyorum ve kendimi zor tutuyorum." (yakışıklı ve mühendis bir arkadaş kendisi, iyi de kazanıyor.)
işte aldatan erkeğin profili budur. incelemeden önce ilk anlamamız gereken "kadının o erkeğin sadakatini kontrol edemeyeceğidir." kişiler kendilerinden sorumludur.
bir erkeğin sadakatinin yolu geçmişte cinselliğe ulaşabilmesi ve doyum sağlamış olmasıdır. aksi halde 7-24 cinsel dürtü yaşayan erkeğin cinsel kontrolünü sağlaması zordur ve ilk fırsatta aldatır. bunu durdurmanın tek yolu da erkeğin kendisini keşfetmesidir. aşırı cinselliğe ulaşmak da benzer şekilde tehlikelidir ve ıssız adam sendromu yaşatabilir, şuradaki çalışmada görülebilir. burada amaç maskülen karakter geliştirilirken içsel gücünün de farkına varılmasıdır. maalesef çoğu erkek ya aşırı maskülen (çok kötü çocuk) uca ya da aşırı içsel (aşırı efendi), duygusal bir ruh haline giriyor. denge olmazsa gelişme olmaz ve günümüzde erkekler kadınlardan daha da feminenleşmiş durumda. eminim ki bunu okurken bile "efendi erkek" kötüymüş diye atarlananlar çıkacaktır ama anlatılanın, erkeğin kendini keşfetmesiyle ilgili olduğu iyi anlaşılmalıdır.
günümüzdeki erkekler 3 tane seri monogamik ilişki yaşayıp ondan sonra kendilerini tecrübeli sanıp yerleşik hayata geçiyorlar. çünkü elde edebilecekleri ya da onlarla ilgilenen -o da şanslılarsa- ilk kadınla evlenmeye filan çalışıyorlar. toplumda da "daha güzelini mi bulacaksın, bunu elinden kaçırma" gibi baskılar geliyor. oysaki evet, daha iyisini bulacak ve bilmiyorlar ki bir kadını elinden kaçırmayım diye uğraşmak o kadın için dünyanın en itici şeyidir. kadın değerli olana arzu duyar, kendini değerli hissederse minnet duyar. yani size lütfeder. yani genç erkek, kadın için de çekici değildir. podcast'te anlattık ama biraz daha detaylandıralım. tabii burada normal psikolojiye sahip bireylerden bahsediyoruz, yani narsisistik, içinde çeşitli kırılgan, bağımlı vb. ilişkide şemalar bulunduran bireylerin durumu farklıdır. ilgili geçmiş ekşi-şeyler yazım:
erkek biraz kendini geliştirdiyse 30'larında para kazanmaya, yükselmeye ve statüsü artmaya başlıyor. bununla doğru orantılı olarak çevresindeki kadınlar da artıyor. sonrasında sadakat bitebiliyor işte. çünkü ona "en güzeli ilk bulduğundur, kaçırma" öğretildi ve doğasını reddetmesi için şartlandırıldı. oysa ki erkeğin amacı ne en güzelini bulmak ne de onu kaçırmamak olmalıdır.
şu iyi anlaşılmalıdır ki bu benim değil dr. david buss'ın cümlesidir: "doğada dişinin misyonu en iyi erkeğe, erkeğin misyonu ise limitsiz cinselliğe ulaşabilmektir." milyonlar üstünden yapılan eşleşmeleri içeren okcupid istatistikleri bile bunu doğrular [ref]. erken boşalmanın bile esası buna dayanır. monogamik yaşam ancak karşındaki kişi buna değerse erkeğin feragat edebileceği bir ayrıcalıktır. gerçi çoğu erkek değerli değildir ve buna ulaşamaz. yine bize yakın birçok maymun türünde erkeklerin enerji kaybı olduğu için dişiler tarafından cinsellik sonrası ilişkiden atıldığı bilinir. önceden ekşi şeyler'e giren yazımızda ayrıntılı anlattık:
erkeğin kendini gösterdiği yaşlar 20'leri değil, 30'lardır, bu yaşlara kadar evlenmeniz demek, potansiyelinizin kesilmesi demek. ilişki yaşayacaksın, ayrılacaksın, üzüleceksin, rezalet insanlar göreceksin... bir kere kadınları öğreneceksin. bununla mücadele edeceksin ve gelişeceksin. değerli kadın, ruh eşi mitine kapılmanız en verimli çağlarınızı harcamanıza neden olur. doğada bile en müsrif türler (kötü çocuklar), örneğin tavus kuşlarının erkekleri, balıklarda güzel kuyruklar dikkat çeker. yani efendi erkekler yok olur. (bununla ilgili ayrıntılı podcasti de mükemmel sıkıcıdır ismiyle yapmıştık.)
en önemlisi kadın ve erkeğin ilişki beklentisi farklıdır. kadınların da tecrübeli, fiziği ve statüsü iyi erkeğe çekilmesidir, şurada yapılan araştırmaya bakabilirsiniz. sen şimdi bunları gerçekleştiremeden 20'lerinde bir kadına hormonlarla çekilip evlenirsen, sıfır tecrübeyle 30'larında o kadını aldatırsın.
şimdi madalyonun diğer tarafı geliyor: "aldatılabilirsin de!"
evet. sen potansiyelinin en iyisini taşımıyorken evlenirsen aldatılabilirsin!
sorun şu ki kadınlar da az ilişki yaşamış erkeği öyle kalacak veya sadık filan sanıyor. alakası yok. o, kadınlara ulaşamadığı için, zararsız bir tavşan olduğu için bu durumda ve sen de içten içe biliyorsun ki diğer kadınlar tarafından çekici bulunan erkek çekicidir. ne demiş şair? "kadınlar diğer erkeklerin yerinde olmayı istediği, diğer kadınların yatmak istediği erkeği çekici bulur." bunu 80'lerde rock starlarda gördük. groupie kavramının bile çıktığı nokta bu.
özetle efendi erkekler her zaman aldatmaya daha müsaittir, çünkü opsiyonsuzdur, opsiyona ulaşırsa acımaz. kötü çocuklarınsa böyle bir sorunu yoktur. zaten kadınlara ulaşımları vardır ya kısa süreli ilişkiler yaşar ya da tamam bu kadın benim için uygun der ve durur. gerekirse evlenerek huzurlu bir hayat yaşar.
son bir not: güzellemeler yapmanız, "benim hissettiğim gibi olan doğrudur" düşünceniz, özel olduğunuzu düşünmeniz cinsel seçilimde fayda sağlamayacaktır. erkek-kadın ilişki dinamiği onbinlerce yılın sonucunda oluşmuş bir yol izler. üstte verdiğim istatistikler ve makaleler de bunu desteklemektedir.