Bir Dönem Fenomene Dönüşen Dünyanın En Absürt Programlarından Biri: Jackass
jackass... şimdiki gençlerin pek bilmediğini sandığım, dünyanın en absürt programıdır kendileri. söze girmeden önce konuya uygun olan şarkımızı bir açıp havaya girelim derim...
kabaca aptal adam veya mal adam demek olan jackass ismili program milenyumla beraber dönemin meşhur müzik kanalı mtv ile hayatımıza girdiğinde. içerik olarak ismi gibi aptallıklar barındırıyordu. televizyonculuk terimlerinin içinde bulunan durum komedisi türüne kendi bakış açılarıyla şaka ve acı dinamiklerini katarak bunu iliklerimize kadar bize hissettiriyordu.
neyse ana kahramanımız hevesli aktör ve yazar johnny knoxville kahramanı gonzo gazeteci hunter s. thompson'a (bkz: gonzo gazeteciliği) bir saygı duruşu olacak şekilde bir makale kaleme almak istiyordu. fakat yazacağı yazıda kelimelerin yetmeyeceğini biliyordu. çünkü yazı savunma ekipmanlarını(biber gazı, şok tabancası ve kurşun geçirmez yelek... gibi şeyler) kendi üzerinde test etmeyi içeren bir makaleydi ve bundan dolayı bir videoya ihtiyacı vardı. bundan kaynaklı bu denemelerini videoya çekti.
knoxville bu yaptığı çalışmayı videolarla birlikte birkaç dergiye sundu, ancak aklı selim insanlar ben ne izledim dedi ve biz sizi daha sonra ararız deyim bir dönüş yapmadılar. fakat o dönemler jeff tremaine yönetimindeki big brother dergisi sadece kaykay değildi; delikanlılığın gerçekten deli olan kısmını kontrolsüz abazan enerjisini, sansürsüz ve fiziksel sınır tanımayan kaykay denemelerini ve daha fazlasını belgeliyordu. en önemlisi dijital çağa geçilirken yazılara ruh vermesi için yanında konuyla alakalı amatör videolar da üretiyordu.
neyse jeff tremaine, knoxville'in bu videolarını izlediğinde yerinden zıplayarak ''bu adam manyak değil… tarihi değiştirecek kadar manyak'' dedi ve hemen iletişime geçilsin emrini verdi. tremaine’in aklında ampul yandı ve yeni bir proje beliriverdi. bizdeki manyaklar bu adamı görünce bayılacaklar diyerek yarını bekledi
big brother çevresindeki zaten böyle bir ekip vardı ve efsaneydi(deli kaykaycılar olarak tabi) ertesi gün tremaine hepsine (steve-o, chris pontius, wee man, dave england) knoxville’in videosunu izlettirdi. odanın tepkisini tahmin etmişsinizdir. “heyyy dostummm bu adamla mutlaka bir şey yapmamız lazım.”
böylece bir çekirdek kadro oluş oldu. aynı günlerde, ülkenin öbür ucunda, pennsylvania’da bam margera ve ryan dunn(cyk) kamerayla mahallede bitmeyen bir şaka terörü estiriyordu: birbirlerini karting arabalarıyla kovalıyor, babası phil’e uyurken saldırıyorlar, alakasız yerlere atlıyor, akıl almaz iddialara girişiyorlar çöp konteynerlerine dalıyorlardı. bu ekibin videoları da yeraltı dünyasında usul yayılıp konuşulmaya başlamıştı.
tremaine cky üyelerine de haber salmıştı ve o gün knoxville, tremaine’in ofisine geldiğinde içeride steve-o, pontius, wee man ve dave england vardı. biraz sonra kapı açıldı; içeri bam margera, ryan dunn ve iki üyesi daha girdi. ardında hemen fikiirler uçuşmaya başladı. ama kendilerine bir isim bulmaları gerekmekteydi. yaptıkları işe baktıklarında; kendini sakatlama cesareti vardı, aptalcaydı ama aynı zamanda eğlenceliydi, kendileriyle dalga geçebiliyorlardı, en önemlisi işin içinde punk kültürü vardı ve bu yaptıklarıyla toplumsal normlara meydan okumaktı.bütün bu saydıkları şeyleri ancak salak bir adam yapabilir diye düşündüler ve isim kendiliğinden ortaya çıktı; jackass...
ardından hemen işe koyulup bir kaç pilot bölüm çektiler ve bunu yaparken çok eğlendiklerini fark ettiler. pilot görüntüler çekilip saturday night live'a sunuldu fakat reddedildi. knoxville, tremaine ve jonze boğulacaksak büyük denizde boğalulalım deyim görüntüleri, comedy central , fx ve mtv'ye gönderdiler. şaşılacak şekilde hepsi videoları beğendi ve aralarında bizde çıkın savaşı başladı. bildiğimiz üzere savaşı mtv kazandı. yayınlandıktan sonra daha ikinci bölümde jackass, mtv'ye şimdiye kadarki en yüksek reytinglerini kazandırdı.
sonrası mı tabii ki şov bir hit oldu ve bir fenomene dönüşerek dünyaya yayıldı. jackass fenomeni, sadece tehlikeli şakalar ve uçuk deneylerden oluşan bir televizyon programı olmanın ötesine geçerek, 2000’ler gençlik kültürünün umursamazlığını, risk alma arzusunu ve kendine yönelik ironik mizahını temsil eden bir pop-kültür ikonuna dönüştü.
son.
