Bir Dönem Efsane Olmuş Ama Şimdilerde Unutulan Türk Rock Grupları
Mavi Sakal
ünlü olduklarında orta okul sonu lise başları filandı sanırım. iki yol albümleri baya dinleniyordu, özellikle servis aracındaki abilerimiz tarafından. az önce bu albümlerini dinledim yine ve o 90'ların sonundaki tadı bıraktı damağımda. garip duygular içerisindeyim, o zamanlara geri döndüm, siyah giyinince satanist diye suçlanan rakçılar zamanları yani, acil servis, sular yükseliyor dönemlerinin kokusu geldi burnuma. o zamanlar bunları bizlerden daha hissederek dinleyen ve şimdilerde 35'li yaşlarda olan, zamanında epey bi özendiğimiz nesile gönülden bi selam çaktım, nedense aklıma hiç tanımadığım kerrigan geldi, ona da bi selam çaktım, sonra bir ağırlık çöktü üstüme, müziği kapadım.
110
türkçe rock tarihinde yerini almış özgün ve kaliteli grup. özellikle vokalisti candan tezel'in sesi kendine hastı. müzikal altyapısı ve şarkı sözleri kalitesi yüksekti. gerçekten dağılarak, dinleyicilere çok yazık ettiler. hala dönüp dönüp bu 2000'lerin rock grubunu dinliyorsak bir sebebi var. elbette ki boşluğu doldurulamadı. arabesk türkçe rock laneti artık her yerde!
Dr. Skull
orta 1'e giderken vory zover albümlerindeki rock the school roll the teacher şarkısından aldığım gazla aynı isimli şarkının t-shirt'ünü (t-shirt'ün üzerinde öğretmene hareket çeken üzerine bilmemkaç beden büyük gelen üniforması olan bir ortaokul öğrencisi çizimi vardı) bastırdığım grup. heavy metal'in kısıtlı takip edilebildiği bir dönem türkiye'sinin önemli bir grubudur.
Kurban
belki 50 kere söylendi, 1000 kere yazıldı ama bir daha altını kalın harfler ile çizerek belirtmekte fayda var ki bu adamlar türkiyede türkçe sözlü hard rock'ı hakkıyla yapabilen ender 3-5 gruptan biriydi. hatta yabancı kaynaklara türkiyede müzik adı altında referans olarak sunulabilecek kadar kaliteli işler çıkarıyorlardı.
Almora
2014 yazında nasıl olduğunu hatırlamadığım ama iyi ki de olmuş dedirten bir şekilde tanıştım bu grupla. kıyamet senfonisi, ay ışığı savaşçısı derken, rüzgarın kızı, güneşin ozanları, cyrano, masalcı... bu gitti böyle ve en sevdiğim grupların arasında yerini aldı, evet belki diğer gruplar kadar iyi değiller ve evet belki eksikleri de var ama olsun lan. özellikle türkiye'den böyle bir grup çıkabilmesi çok hoşuma gitti arkadaş ve bunu bir milliyetçilik ürünü olarak söylemiyorum türkiye koşullarında böyle bir grup çıkarmanın zorluğunun az çok farkında olduğum için diyorum. tabi türkiye'deki her güzel şey gibi, bu grup da maalesef fazla dayanamamış, dağılmış. yazık olmuş.
Çilekeş
2000'lerde müzik piyasasında olanların, özellikle bir şekilde ankara'ya yolu düşmüş olanların yakından tanıdığı gruptur. muhteşem bir vokalistleri vardı. hem iyi müzisyen hem süper insandı.
gençliğimizin önemli unsurlarından biriydi çilekeş. bu tarz grupların yeni yeni çıkmaya başladığı, bizim jenerasyonun kendi tarzını ortaya koymaya başladığı yıllardı. çilekeş'in duman'ın, tnk'nın konserlerine giderdik hem de doğru dürüst hiç kimse bilmiyorken, gerçekten çekirdek kitleyle beraber bu grupları dinlemek büyük fırsattı. devamı gelmedi. şimdi geriye bakınca insan sadece üzülüyor. muhteşem yıllardı, kıymetini bilemedik.
Zardanadam
sene 2005'ti sanırsam. odtü bahar şenliklerine gelmişlerdi. ayak üstü bira muhabbet yapıp arabalarına atlamıştık. bi odtü turu yapıp muhabbet ettik adamlarla. gayet efendi ve cana yakındılar sağolsunlar. mayıs, gelmesen de olur, hepsi hepsi hayat nasıl olsa güzeldir. sarışınlar boktur var tabi bi de.
öyle aşmış riffler, damar sözler beklemeye gerek yok, adamlar zaten relax tipler. işinde gücünde adamlar. hobi niyetine yapıyorlar bu işi. belli bir yaştan sonra müzikleri yavan geliyor tabi, içerik çok derin olmadığı için. ama yine de hafızada güzel hatıralar bıraktıkları için hepsine teşekkür ediyorum buradan.
Radical Noise
genç nesilden biri olarak keşfedene kadar canımın çıktığı gruptur. ve soundu, sözleri duyunca kendimden geçtim. gerçekten bizim jenerasyonun çok büyük eksiklikleri var müzik konusunda. evet bu aralar bi turkish indie furyası, değişik isimli gruplar modası felan başladı ama ne müzikal açıdan ne de sözler açısından tatmin edici bir sonuç vermiyorlar. ayrıca malumunuz çoğu şarkıları da arak oluyor. arak demeyelim de yüksek dozda esinlenme içeriyor diyelim kızmasın ablalarımız.
büyükler haklı sanırım. türkiye'de 90'lardan sonra sert müzik bitti. radical noise ise bunun başarılı örneklerinden yalnızca biriymiş.
Whisky
kendimizi türkçe'den soyutlar, bir kenyalı gibi dinlemeye çalışır ve sözleri anlamamakta ısrar edersek, müzikal anlamda türkiye'nin gelmiş geçmiş sayılı heavy metal grupları arasına girebilecek bir gruptur, bilhassa güneşin tahtı albümüyle. toplamda dört albümleri vardır ve son olarak ilk albümleri babaanne'nin cd kaydıyla çıkmışlardır karşımıza. keşke devam etse ve keşke serdar çokuslu yerine başka bir vokal bulsalar diye eklemeden yapamıyorum.
The Climb
dillere pelesenk olmuş "zamanın ötesinde" argümanını fazlasıyla hak eden müzik grubu. yakın dönem türk müzik tarihinin en farklı, farkındalık yaratan, başarılı kompozisyonu. günümüzde cami avlusunu mesken tutmuş imaj müzisyenlerinin ortaya çıkardığı sözde estetik zırıltıları duydukça, yaptıkları işlerin bu ülke dinleyicisi için ne denli aşırı olduğu daha net anlaşılıyor. fazla iyi gruptular bu ülke için. fazla iyi olmanın bedelini de bize ödettiler. birbirinden iyi iki albüm yaptılar ve bu boktan piyasanın içinde sessizce çekildiler, iyi şeylerin kısa sürdüğünü ispatlarcasına.
Asia Minor
"progressive rock" müziğinin iki ana damarı olan yes ile genesis'ten ikincisine daha yakın duran; flütün varlığıyla kaçınılmaz olarak jethro tull etkileri taşıyan; kanımca, ilginç bir biçimde, yer yer al di meola'nın ilk dönem albümlerini de çağrıştıran; anadolu'nun tınıları ile tartımlarını müziklerine son derece iyi bir biçimde yedirmiş (sözcüğe yükleyebileceğiniz en iyi anlamıyla) seçmeci (eklektik) ama aynı zamanda seçkin bir topluluk...
Grizu
1993’te istanbul’da kuruldu. 1997’de hard rock ve grunge tarzı çalışmalarıyla oluşturdukları ilk albümleri “tuzlabuz” çıktı. özellikle bütün bunlar düş adlı parçanın klibiyle dikkat çektiler. ancak dağıtım yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerle, topluluğa olan talep yanıtsız kaldı. şu sıralar emre dışında tüm elemanları değişen topluluk yeni kadrosuyla yola devam etmekte...
Replikas
çok güzel insanlar. daha güzel müzik. türkiye'yi daha aşağı bir yere koymak için değil ama bazen bu insanlar gerçekten türkiye'de mi müzik yapıyorlar dediklerim. nekropsi'ye de aynı heyecanla şaşırıyorum mesela. sonra düşünüyorum da tam da türkiye'de oldukları için bu kadar güzel müzik yapıyorlar aslında bu adamlar. köprüyü geçmek'te diyor ya batının ve doğunun ayrı ve birbirine tahakküm eden ikilikler olduğunu düşünmek ne kadar da saçma, ne kadar iktidarca.
Dandanadan
gözümde türkiye'nin en iyi, en nitelikli, en über ötesi grubuydu. dağılması ile içimde onanmaz yaralar açtı dandadadan. artık onlar gibi bir grup gelir mi, bana kalırsa gelmez.. her ne kadar elimizde korhan futacı ve kara orkestra gibi bir cevherimiz olsa da, artık canlı canlı bir kara araba veya zın zın dinleyemeyecek olmak, nefesimi köreltiyor.
Üçnoktabir
kişisel nostalji torbamın, "daha bilinçli" kesesinde yer alan, çok da güzel türk rock grubu idi. 2007'deki tek albümleri sabah karşı çok çok iyiydi. şimdi yalnızca, yoğun ve kafa doldurmuş bir günün ardından karanlıkta dingin dingin dinlenecek nostaljik bir anı.
Sakin
'sakince' gelip, 'sakince' şarkılar söyleyip, 'sakince' dağılan grup... sanırsın sessiz bir protestoydular ve polis bile onlara müdahale etmeye yanaşmadı.
oysa düşündüğümüzden çok daha yüksek sesle söylediler şarkılarını. sözlerinde koca bir evreni, dünya halini, memleket meselelerini bazen çok yalın, bazen bolca simgeyle dillendirdiler. bu adamların yazdığı sözlerin derinliğine, yoğunluğuna bakınca, safi arabesk, duygu katili zakkum, model gibi zırlak rezalet grupların ne kadar zorlama, yapmacık ve kalitesiz olduğunu anlıyor insan.
Rashit
en büyük hatasını dinozorlara bulaşmakla yapmış türk punk grubu. bu şarkıyla (dinozor taşağı) özdeşleşmeleri büyük talihsizlik. punk eskiden beri -ska, celtic punk gibi türleri saymazsak- pek ısınabildiğim bir tür değil. ama bu grubun birçok şarkısını severek dinlerim.
Acil Servis
5-6 yıl kadar önce kadıköy shaft'ta canlı dinlediğim ve sound olarak pearl jam çizgisinde olduğunu düşündüğüm rock grubu. bu da tekrar tekrar dinlemek için yeterli bir sebep zaten.
Haramiler
son derece başarılı bir müzik grubu olmasına rağmen neden devam etmediler ya da tutunamadılar bilmemekle birlikte, solisti ayhan yener'in bir ilaç firmasında çalıştığını görmüştüm linkedin'de. sene 2016 hala dinlerim bu grubu. benden başka dinleyen var mı gerçekten merak etmiyor değilim bazen. en sevdiğim şarkısı 'çağır beni' dir. her güzel şey gibi onlar da bitmeseydi keşke.
Neyse
ilk albümleri benim için bütün parçaların güzel olduğu albumler kategorisinde olan gruptu. bugün seneler sonra nihayet denk getirip canlı dinleme şansına da sahip oldum. kesinlikle underrated bir konumdalar. iyi müzik yapıyorlar, güzel çalıyorlar ve dinlenmeyi hak ediyorlar.
Direc-t
ilk 2 albümleri şahane 3. albümleri vasat olan türk rock'ının en güzel incilerinden. özellikle davulcu ve basçı çok kaliteli çalar, arada bir kerem tüzün alex tintaru'nun yerine çalar. ayrıca kendileriyle bira içme fırsatım oldu, çok kafa adamlar, her eve şartlar.
Malt
kuruldukları 12 yıldan bu yana 2 tane çok iyi albüm çıkarmış olan rock grubu. piyasadaki sözde türk rock gruplarının en azından "kendi adını taşıyan ilk albüm'den" bir şeyler kapmaları gerek diye düşünüyorum. her şarkıları ayrı bir bağımlılık yapıyor. cenk durmazel'e zaten ezelden beri ayrı bir sevgim var.