Bir Dönem 100 Milyon Euro Değer Biçilen Dele Alli'nin Kariyeri Neden Düşüşe Geçti?
öncelikle genel profilinden bahsedelim dele alli'nin
96 doğumlu, 1,88 boyunda, 8 ile 10 numara arasında gidip gelen, sağ ayaklı ingiltere milli takımı'nda 37 maça çıkmış, everton'ın oyuncusu dele alli. kariyerinin sükse yaptığı dönemler tottenham'da oynadığı dönemlerdi.
mk dons'ta keşfedilen alli, 6,5 milyon euro'ya 2015 şubat ayında tottenham'a transfer oluyor. fakat devre arası transferinin anlaşması gereği, yarım sezon kiralık olarak takımında devam ediyor. 15/16 sezonunun başında da tottenham'a katılıyor, hem de ne katılmak!
fakat işler pek de istediği gibi gitmiyor, harika başlayan kariyeri, pochettino'nun gidişi ile düşüşe geçiyor. pochettino döneminde 4 sezonda ligde 4 sezonda 42 gol, 29 asist yapıyor. o gittikten sonra 3 sezonda 14 gol 8 asist yapıyor. inanılmaz bir düşüş gözümüze çarpıyor.
tabii, bu düşüşle birlikte tottenham'da bulduğu süreler düşüyor. ve everton'a transfer oluyor. bonservis açıklanmıyor; 21/22 sezonunun devre arasında bonservis + bonuslar karşılığı everton'a geçiyor. bonuslardan biri ise; "everton'da 20 maça çıkarsa 12 milyon euro ödenir".
bize gelişinde bu maddenin öneminin büyük olduğunu düşünüyorum. alli, everton'da toplamda 13 maça çıkabildi ve bu 13 maçta yalnızca 1 gol attı. everton da 20 maça çıkmadan oyuncuyu göndermek istiyor, hem de para kazanarak ya da geliştirmek için...
oyuncunun genel özelliklerine bakacak olursak
ofansif oynayan takımlar için dribling yeteneği olan, uzaktan etkin şutlar çekebilen, boyuna göre hızlı, teknik ve çevresini kontrol edebilen, en önemlisi alan koşularını çok iyi yapabilen bir oyuncu.
genelde oyuncu tiplemesi yazarken, "bunları övgü olarak almayın, bunlar oyuncunun özellikleri" diyorum. ama dele alli bu özellikler en üst seviyeye yakındı. övgü olarak da alabilirsiniz; zira o sezonlarda 100 milyon euro fiyat biçilmiş bir oyuncudan bahsediyoruz.
yani dele alli topla birlikte akmış. bir de sakatlık geçmişine baktığımızda 2019 ocak ayında ciddi bir sakatlık geçirdiğini, 2 ay formasından uzak kaldığını, döndükten sonra tottenham'da 3 defa 1 ay formasından uzak kaldığı sakatlık geçirdiğini görüyoruz.
aslında psikolojik düşüş başladığında, fiziksel; fiziksel düşüş başladığında, oyun içi düşüş başlar. tüm bunlarda yukarı giden bir veri olmazsa, sakatlıklar kaçınılmazdır. ama dele alli'nin tüm bu düşüşlerin yanında oyun içi aksiyonlarını da inceleyip karar vereceğiz.
öncelikle; pochettino dönemi dedik, top seviyede oynadığı 4 sezon var. burada oyun sistemi 4-2-3-1 ağırlıklı ama değişkendir. bütün takımın, topla birlikte yağ gibi aktığı, kanatların inanılmaz top taşıdığı, dele alli'nin ise aldığı top sayısının epey yüksek olduğu dönemlerdi.
sonra mourinho ile başlayan, defansif anlayış, esprito ile devam etti. önceki dönemde alli'nin maç başına aldığı top sayısı 50 üzeriyken, bu dönemde 30'a kadar gerilemiş oldu. çünkü tottenham oyunu merkezden oynayan, merkezi kullanan bir takım olmaktan uzaklaştı.
özellikle oyunu santrafor arkasına kümelenen değil de, santrafor ile mesafeli oynayan takımlarda, 8-10 arasında oynayan yetenekli oyuncular boşa çıkar. oyun tamamen çizgi ve half-space oyununa döner. ki son'un üzerine moura da gelince top kullanımı azaldı.
son iyi oynadığı sezon olan 19/20 sezonuna kadar maç başı top kayıpları 2-3 civarında olan ve sezon boyunca rakibin şutuna dönen bir hatası olamayn dele alli, 21/22 sezonunun ilk yarısında maç başı 10'dan fazla top kaybetmeye başladı. gidiş süreci de burada hızlandı.
çünkü tottenham, sistemi itibarıyla az ama öz atak yapan bir takım, girdikleri atak sayısına bakıldığında kayıp sayısı epey fazlaydı. ki "2 senedir hiç futbol oynamıyor" cümleleri dönüyor. geçen sene (tottenham+everton) 14'ü ilk 11 olmak üzere 29 maça çıktı.
bu sene de 2 maç sonradan girdi. bence en büyük hatası ise, yine merkezden oynamayan, inanılmaz düşüşte olan, oyuncu öğütme fabrikası everton'a transfer olmasıydı. eğer daha çok futbol oynamaya meyilli bir takıma transfer olsaydı, şu anda ismi yine tepelerde olabilirdi.
geçen sene oynadığı 29 maçta beni en çok etkileyen şey şu oldu. herkes gol asist sayısının düşüklüğünden bahsediyor ama araya girme verisinde maç başına 5.3 ile premier league'de 2. sıradaydı. yani alanı çok iyi bildiğini net şekilde görebiliyoruz.
oyuncu ile ilgili en büyük eleştirilerden biri ise defansif performansı. halbuki bu da ezberden ibaret. defansif aksiyonlarda maç başına 13,25 başarılı defansif aksiyon ile yine premier league'in 2. sırasında yer alıyor. burada takımların defansif düzeninden bahsetmiştim.
başa dönelim. bu defansif verilere göre oyuncu neden gönderildi?
dediğim gibi 10 civarı top kaybı ile; kazandığını kaybetmiş diyebiliriz. çünkü dele alli'den top kazanmasından ziyade, kazandığı topu kullanmasını bekleriz. bu ingiltere'de kötü bir veri.
iyi oynadığı dönemlerde ise topla mesafe katetme anlamında iyi ya da kötü diyemem. 4,5 ile ortalama bir veri yakalamış. yine ilginç bir nokta, 3. bölgeye pas sayısı düşük, bu bölgede pas veren değil alan oyuncu olduğu için ve skora gittiği için kabul edilebilir.
iyi olduğu dönemlerde maç başına 2 civarı şut çekerken, maç başına 1 de isabet oranı yakalamış. dediğim gibi uzaktan şutları tehlikeli diyebiliriz. çoğu veride de bruno fernandes ile yarışmış.
en iyi dönemi dediğimiz, ligde 18 gol 7 asist yaptığı 16/17 sezonunda ise, verileri ile yapılan genel ortalamada bütün oyuncular arasında ligin en iyi 3. oyuncusu. zaten ilk yıllarda ligde yılın en iyi genç oyuncusu ödülleri de mevcut. buraya kadar saha içinden bahsettik.
şimdi gelelim bize gelme sebeplerinin en büyüğüne; oyuncunun futbol dışı hayatına
çok kötü, gerçekten çok kötü. henüz 26 yaşında ama skandallarla yaşamış. bununla ilgili birçok video, bilgi bulabilirsiniz. ben bu kısımda çok çok kötü olduğunu belirteyim, yeterli.
peki, nasıl düzelir? öncelikle yaşının genç olması, hala futbolun içinde kalabilecek olması adına umut verici. diğer konu bizim atmosferimizin o'na iyi geleceğini düşünüyorum. diğer konu ingiltere'den biraz uzaklaşması da iyi gelebilir. önemli!
kulübe gelir gelmez mental danışmanlarla desteklenmesi, arkadaşlık ortamında evrilmesi gerekiyor. ki tottenham ne zaman iyi olmuş, dele alli iyi olmuş. tottenham'ın kötüye kırılması, dele alli'yi de kötüye kırmış. çünkü takımla hareket eden bir oyuncu.
diğer bir konu, 3'lü sistemden ziyade 4'lüde başarılı olduğunu, 4-2-3-1'in forvete yakın 3'lüsünün merkezinde oynadığını görüyoruz. ve şunu göreceksiniz, weghorst'a yaklaştırırsak, çok atıp attıracaktır. ghezzal, öne oynarken 1 istasyon daha eklendiği için mutlu olacaktır.
şunu da net belirteyim, direkt v. ismael'in sistemine uymuyor, topu çok kullandığımız denklemde başarılı olacağı aşikar. ama elinizde dele alli varsa da topu kullanmanız gerekir. josef'in de dönmesi ile gerideki dengeyi iyi kurgularsak, dele alli'yi tekrar oyuna döndürürüz.
bu süreci iyi planlamak gerekiyor, oyuncuya inter, milan gibi takımları hedefletip, yüksek bonservis ile satış planı çıkarmamız gerekiyor. kulüp için çok verimli bir süreç olabilir. hayırlısı olsun, saha içine dönsün!
okuyan herkese teşekkür eder, keyifli günler dilerim.