Beyaz Yakalı İş Hayatının Muhteşem Tespitler İçeren Trajikomik ve Esaslı Bir Dökümü

Beyaz yakalılık, çoğu şey gibi Türkiye'ye girince yeniden anlam kazanarak başka boyuta geçen bir olgu. Sözlük yazarı "chrysaor", tam da bu başkalaşmayı ele alarak oldukça eğlenceli bir iş çıkarmış.
Beyaz Yakalı İş Hayatının Muhteşem Tespitler İçeren Trajikomik ve Esaslı Bir Dökümü
iStock.com


fenadır bu beyaz yakalı ya.

anlat anlat bitmez bu. dramdır dram. trajedidir…

beyaz yakalının en iyi yapabildiği şey nedir biliyor musun? hemen hemen hepsi yapar:

tatil birleştirme, tatil bağlama.

mesela salı günü 30 ağustostur, cuma öğleden sonra "arabayı yıllık bakıma vermiştim onu alacağım" diyerek bir kaçar, pazartesini de izin alarak bir günlük resmi tatil ile haftasonunu birleştirir, cuma öğleden sonra çıktığı şirkete çarşamba sabahı dönerek tam 5 gecelik kemiksiz bir yakın yer tatili yapar. bak bu yalnız 8 ay önceden falan yapılır. departman içi kavgalar çıkar, ben bayramı birleştirdim, bayramdan önceki perşembe cuma yokum, arefede sen gel, ben yılbaşını da bağladım, kurbanı birleştirdim, şeker bayramını bağladım, 19 mayısı cebe attım, 23 nisanı tut sende. "19 mayısta sen geldiydin ben kurbanda gittiydim banu da arefe de aldıydı atilla da şeker bayramının arasını bağlamıştı" bilmemne diye öyle bir kavgalar çıkar ki aga. odtü iktisat mezunu melis bir anda tatil bağlama kaygısı ile dolapdereli naciyeye döner, elinde böyle bir merdane oluşur şok olursun.

bu beyaz yaka bağlaması var ya. yani öyle bir voltran oluşur ki böyle türkiye’nin tüm beyaz yakaları el ele verip gökyüzüne bakarak "ommmm" diye ses çıkartıp gözleri kapatsa yemin ederim sana perşembe günü olan 23 nisan cumaya kayar, otomatik birleşir, cuma cumartesi pazar üç günü tatili perşembe akşamından bağlayıp ağvaya falan kaçarsın, mangala akarsın ne bileyim, kuzeni ziyarete eskişehire gidersin, beylikdüzünde oturan arkadaşlara gidersin ( gidiş dönüş 4 gün zaten ) . yapacak plan çok. bence bir denemeliler beyaz yakalılar bunu böyle el ele verip. perşembe günkü resmi tatilin kendiliğinden cumaya geçeceğini göreceksiniz. o enerjiyle atatürk kalkar gelir ya, "beyler kusura bakmayın 23 yanlış oldu 24 olacaktı o, yani cumaya geliyor bu sene" der sonra geri döner anıtkabire. bu seneyi bağlamış, kurtarmış olursun, seneye allah kerim. tatil bağlama bağımlılığı.


şimdi bu beyaz yakalıların bir de şöyle bir hastalığı var az çok bilirsin, "organik gıda" ve "sağlıklı yaşam".

organik gıda ve sağlıklı yaşam hastası olmayan bir beyaz yakalı tanıdınız mı ? ben tanımıyorum. tamam herkes uzun ve kaliteli yaşamak ister, sağlığına dikkat eder, düzgün beslenmeye çalışır ama. beyaz yakalı yürüyen posta gazetesi 5.sayfa sağlıklı yaşam köşesi gibi. "yok işte bergamut çayını alıp bal ile karıştır oradan ceviz kabuğunun içine dök sonra onu orta türk kahvesiyle güzel bir yıka tüm bunları yaparken de koltuğunun altına bezelyesini parmakladığın bir enginar koy ve denizden soğutularak çıkartılmış karpuzun üzerinde dur. karaciğerde hiç bir şey kalmıyormuş." aman tanrım. böyle bunun gibi şeyler.

yok tarçınlı çubuğu çaya at, yok ıhlamurları g.tüne sok, kavun çekirdeklerini saç diplerine yerleştir, yeşil soğanı burundan sok kulaktan çıkar falan… inanılmaz ya. sonu gelmiyor, duru durağı yok yani. hele bu organik gıda. son zamanlarda popüler kültür ile beraber öyle bir arttı ki bu organik gıda hastalığı, bildiğin gibi değil. "organik elma emrecan yer misin ?", "ama derinsu ondan kurt çıkıyor görmüyor musun?",  "ohh olsun kurtlu olması daha organik olduğunu gösteriyor emrecan ohh kurtlu kurtlu, topraklı, organik, hıdırlar köyünün ilaçsız katkısız ağacından şloookkk şlaap şluupp" organiiiik organiiiiik.

beyaz yakalı bunu biraz şey olarak görüyor, sınıf atlama anladın mı? biraz şey var. şimdi türkiye sınıfların çok belirgin olduğu ve sosyo ekonomik, sosyo kültürel sınıfsal farklılıkların ciddi aralıklarla açıldığı bir ülke. e doğal olarak da insanlar bu şekilde görüp bu şekilde yaşadıklarından bu hamur ile hareket edip, kendilerini her ortamda hem sosyal statü hem de sosyo ekonomik konum olarak üstlerde göstermeye gayret ediyorlar. doğal bir reaksiyonu bu durum bu işin. e ne yapıyor mesela beyaz yaka ? organik gıda. onun için bir sınıf atlama bu organik gıda aslında. nasıl biliyor musun "offff ben de mi a101 domatesi zeytini alacağım ? been ? geçen sene roma’dan aldığım pesto sosuyla yemek yaparken a101 domatesi mi kullanacağım salatada ? offf. tabii ki köyden geliyor, organikurunum.com’dan sipariş ediyorum ataşehir my world’e getiriyorlar offf"

anladın ? sınıf atladı.

 


cümle şu;
organik bezelye bulun arkadaşlar. sonra kulağınıza sokun o bezelyeyi. beş dakika çömelip bekleyin, şeker, tansiyon falan hepsi bir anda gider.
zaten işe alım esnasında da "ufffss marketlerde hep ilaçlı ürünler satılıyor, biz tercih etmiyoruz katkı maddeli ürünleri, genelde organik pazardan alıyoruz, zaten kendi zeytincimiz, kendi zeytinyağcımız ve kendi peynircimiz, kendi yoğurtçumuz var. adamlar direkt kendileri yapıyor, ezineden, edremitten geliyor kendi zeytincimizden, kendi peynircimizden, balcımız da rizede" demezsen seni işe almazlar. toefl’lar ielts’ler, kişilik testleri, mesleki yeterlilik testleri, cv incelemeler, beş farklı kişiyle birebir mülakatlar "5 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?" sorusuna verilen abuk cevaplar tüm emeklerin boşa gider aga. organik yiyoruz diyeceksin.

hatta mümkünse şöyle de. şimdi biz geçen mıhmanlar köyüne gittik, orada köy kahvesinde muhtar ve ihtiyar heyeti ile tanıştık. sağolsun ihtiyar heyetinden ragıp dayı’nın yol parasını ve ücretini veriyoruz iki haftada bir bizim eve geliyor, masaya yatırıyoruz onu böyle iki haftada bir ihtiyar heyetinden ragıp dayıyı emiyoruz böyle "curk curk curk" diye ohh mis gibi sağlıklı oluyoruz. ragıp dayı organik yumurtayla besleniyor, biz de onun besinlerini onu emerek kendi vücudumuza transfer edip sınıf atlıyoruz. zaten gıdalar full organik, böcekli, kurtlu. ıyy pis pis marketin ilaçlı, hormonlu, gdo’lu ürününü mü yiyeceğiz. zaten akşamları full salata. haftasonu sadece işte kebap rakı falan. sitede zaten gym var. ohooo. dünyanın en sağlıklı adamıyım.
tamam “dınnnnn” işe alındınız. size bir teklif mektubu gönderdik.

bir de bu organik gıda manyaklığından dolayı ofisten biri atıyorum assosa, küçükkuyu tarafına gidecek. of sıçtı o adam. bagajı yarıya kadar doldurması lazım. yemin ederim saldırı olur bu adama.

şöyle bir diyalog:

beyaz yaka 1 : tatile gidioruuum, bayramı birleştirdim bilionus
beyaz yaka 2 : aaa nereyeee?
beyaz yaka 1: assos küçükkuyu taraf……………….
tüm ofisteki beyaz yaka: saldırın arkadaşlar:
ben 5 litre zeytinyağı üç kilo çizik zeytin 8 kalıp zeytinyağı sabunu 7 paket dağ kekiği 6 zeytin sapı 5 kilo ağaç domatesi ( yol kenarında teyzelerin sattığı ) bir de köy muhtarı istiyorum. sardır ama evde yiyeceğim.


beyaz yakalının uzmanlık alanları ; mekanlar…

pazar kahvaltısı mekanı, rakı balık mekanı, fix menü mekanı, bira ve bira tabağı mekanı, kahve mekanı. pazar kahvaltısı, iki çift üç çift böyle, eşofmanları falan çekip.nerede hangi serpme kahvaltıyı yapsak, orası açık büfe, burası tanıdık, şurası serpme, polonezköyde romeo ağaç ev var, manyak kahvaltısı var, organik reçeller falan serpme. bilmem nerede rakı balık, orada italyan restaurant, burada meksika, her yere böyle 2 çift 3 çift birlikte hareket etmeler. bak çift çift ama. sonra deli gibi gıybetler, üç çiftlik dört çiftlik gruplarda birbirinin arkasından konuşmalar, iş çevirmeler, grup içinde gruplaşıp ayrılmalar, arkadan kurulan whatsapp grupları, bizi geçen kahvaltıya çağırmamışınızlar, yol muhabbetleri "kanka gemliğe osmangazi köprüsü üzerinden geçsen oradan ayvalığa daha rahat akarsın, ama çanakkale üzerinden gideceksen altınoluğa bilemem yani" falanlar. erkeklerin araba muhabbeti, yok kızıltoprak’a metroyla gidip arabayı parkedip oradan beş dakika yürüyerek gitmek daha rahatlar, oradan buraya nasıl gidilir, haftaiçi ofis kahvaltılarında hangi sağlıklı ekmek kullanılmalı ?

öğle yemeğinde sadece çorba ve bir dilim alman çavdarı yiyorumlar, bizim arkadaşlar geçen airbnb’de kaldılar milanoya gittiler, çok memnun kaldılarlar, grupfoni, markafoni bilimum promosyon ve indirimi ürünleri kovalama, o siteden parfümü yarı fiyatına aldımlar, yılbaşı için fix menülü mekan ayarlama çabaları, mekan eksperliği, herkesin gurme olması, herkesin her şeyden çok iyi anlaması, hangi semtte hangi ev kaç yıllık kredi ile alınır, kira ve emlak piyasasının son hali… evde handmade burger yaptığında tabakta mı servis ediyorsun tahta üzerinde steak bıçağı ile ve küçük küçük dilimlenmiş salatalık turşusu ile mi ? ne diyosun bu işe ? bıçak olmadan olmaz. bıçaksız yemek yemez beyaz yakalı. tavuk kanadını bile bıçaklan kesmek lazım. sen kurumsalsın çünkü. daha önce hiç köfteyi çatalının kenarıyla kesip, elindeki yarım dilim ekmekle çatala doğru ittirip çatala takarak yemedin di mi ?


yoga yapar beyaz yakalı.

yoga merakı, budizm falan. anti maddecilik. olum agi alıyosun lan. asgari geçim indirimi diye bir şey ödüyor sana devlet. hangi anti maddecilikten bahsediyorsun? excelde cash flow yapıyosun seneye enflasyon böyle olsa, zam bu kadar olsa, şu krediye gitti, bu spor salonuna, bu yogaya, bu yeme içme, ev masrafları, ulan yine bir şey kalmıyor beee.

bakma bu beyaz yakalının böyle dünya eliti takıldığına. ilk zamanlar simitçiden, limoncudan az kazanıyor bu.

pwc diye şirkete giriyor mesela, dünyanın dört büyük denetim firmasından birisi. price water house coopers’ta asistan tamam mı ? ulan nizam pide salonunda pideye yumurta kıran abiden daha az para alıyor. ama nerede çalışıyorsun ? price water house coopers. muhasebe firması bu da he. denetim falan o ayaklara takılıyor burada bilgi ekonomi mezunu abla giriyor buraya, ne iş yapıyosun ? denetim. audit. bildiğin stok sayıp amortisman hesaplıyor, trt aöf dersini anlatan bıyıklı amcanın anlattıklarını yapıyor. sırf hava aga. beyaz yakalının hayatı sırf hava.
yoga diyor, budizm diyor mesela, veganlık falan. maddeden, maddecilikten kendini soyutlama, et yememe olayları falan .sonra antalyaya ( aile antalyada olduğu için orada oluyor düğün ) şirketten antalyalı arkadaşının düğüne 4 arkadaş arabayla gidiyolar afyondan geçerken yarım sucuk döner + ayran yiyor o yoga falan diyen abla. dudağının kenarında böyle sucuk yağı falan. ne oldu az önce anlatıyodun yoga, veganlık, et yememek, budizm, maddecilikten uzak bir yaşam tarzı falan.

diyorum aga sırf hava yani.

mesela bir de kilo ve rejim manyaklığı vardır bu beyaz yakalının.

baktığın zaman cv iyi mesela, saint joseph bitirilmiş sonra marmara fransızca kamu yönetimi okunmuş, ingilizce iyi, fransızca iyi hr specialıst ( insan kaynakları uzmanı ) olarak çalışıyor ama tek konusu kilo. böyle zayıfladım da diyetisyenim bunu verdi de bu ekmeği yedim günde üç tane üzüm iki kuru kayısı beş de cevizle azıcık yoğurtla 7 ay yaşadım. ulan bir sanat tarihinden, ne bileyim rock tarihinden falan bir konu açsan, felsefeden, politikadan bir muhabbet açsan, dimitrov desen, ikinci dünya savaşı falan desen uffff hitler de bak ne güzel zayıfmış falan der sana. bir tarih, mitoloji, müzik, sosyoloji, felsefe, sanat falan konuşamazsın.


fransız okulu mezunu ama fransız ihtilalinin dünyaya yaydığı milliyetçi akımların osmanlı imparatorluğuna etkisi falan de ölür böyleee… "ayyyyy italyan dondurmacısı var şurada baileys'li dondurma yapıyolar hadi gel oraya gidelim de pazarlamadaki seda’nın kimle çıktığını anlatacağım sana" falan der. anladın ? donanım ve eğitim sadece sistem sömürüsünün devamı konusunda gayet iyi ve yeterli. o da alıyor maaşı gidip tektekçide vuruyor shotları, bozcaadada yiyor balığını, zara’dan, mangodan, bershka’dan, polo garage’dan jack jones’dan zaman zaman indirim denk getirirse gucci’den, guess’den, tommy’den, lacoste’dan, micheal kors’dan alışverişini yapıyor yatıyor aşağı.

gezdikten sonra da bulur bir "kocish" şöyle beyaz yaka onun gibi.

departman müdür yardımcısı falan. bir bakmışsın nişanda el kartlarıyla tüm şirketten arkadaşlar fotoğrafta, kartların üzerinde "nişan var dediler geldik", "en güzel kızı verdik ", "kıskananlar haklılar", "just engaged", "sırada düğün var", "kaptı cillop gibi çocuğu / kızı", "çok mutluyuz ki", "ne çektin be enişte" yazılı el kartları ile fotoğraflar falan. şirketteki bekar kız arkadaşların nişanlananın yüzüğüne bakmalar, kaç karat diye sormalar. gidip yapmacığını gerçeğinden ayırt edemediğin "cnmmm ayyhh ckk mtluu oldmmmm 'muck' allah devamını getirsin inşşş ckk mtluu olunnn" muck demeler. yapmacık dedim diye kızmayın bana şimdi yok mu böyle bir şey ? bekar yani eski tabirle "evde kalan" kız böyle öpüyor  "cnmmm muck çok muckkk mutlu oldummmm" diyip arkasını dönünce "ııııooorrrspppuuu nasıl paketledi mis gibi çocuğu azzznnaa sçiiym çocuk da yeni terfiii etmiş, geleceği parlakmış" falan diye böyle. yok mu böyle? he bir tek ben gördüm. konfeksiyon atölyesinde çalışıyordum ben. pardon.


neyse geri dönelim bu beyaz yakalının kilo hastalığına.

ofis içinde bir de şey kuralı vardır. başına iyi bir iş geldiyse baklava falan alırsın ne bileyim böyle ekler ikram edersin. misal ev aldın (tekrar yapılandırılmak üzere çekilmiş 10 yıl kredili), sınav kazandın, nişanlandın falan. alırsın baklavayı. gidersin dağıtmaya. çat oradan kurumsal iş sürekliliği departmanı müdürü sana "ayyyyyhhh ckkk kötüsüüüüüüüüüün" der. ne kötüsü lan ? baklava getirdim amınakoyim ya. o demek istiyor ki o tepkiyle şimdi, ben rejim yapıyorum, rejimimi bozdun , ben de bunu herkese duyurdum bak rejim yapıyorum, dikkatliyim, sağlığım, kilom, organiğim anladığın mı? sen de kötüsün çünkü bana fıstıklı baklava uzatıyosun, dayanamıyorum ama rejim yapıyorum. gördüm mü bunu dayanamam ama iradem de çelik gibi bak. şimdi git hadi buradan. lan ne kötüsü ya ? ne kötüsü ? adam sana baklava getirmiş götür işte ye. yemiyosan da "istemem teşekkürler" de sus.

diyorum aga sırf show temelli ya. akşam eve gidince çaya biskrem banıp arkasından pringles paprika atıyor ağzına game of thrones’u üç bölüm arka arkaya izlerken allasen ya. havası sana onun. "ayyy ckk kötüsün" müş !

yurt dışında tatil yapmayan beyaz yakalıların yakalarının da yavaş yavaş griye döndüğü kanıtlanmıştır.


beyaz yakalının aradaki iş gününü bağlamalı kurban bayramı tatili programı ve internet:

bayramın birinci günü: kızın ailesi ile kahvaltı. fonda yarısı yenilmiş sucuklu yumurta ile “benim büyük ve güzel ailem “ yazılı fotoğraf paylaşımı. üç gün önce kocaman tabaktan steak parmesan ile blush şarap tüketirken, bugün kurban bayramı nedeniyle girilmiş dananın löp etini leğenle kayınpedere taşıma. arkasından hep birlikte kavurma yeme. 

bayramın ikinci günü: erkeğin ailesi ile akşam yemeği. fonda ısırılmış baklava ve çay ile çoluk çocuk torun torba aile selfiesi. açıklama olarak "herkese iyi byrraamlarr :d:d:d" falan olabilir.

bayramın üçüncü günü: ailelere "senede bir tatilimiz var zaten" diyerek yalvarlar koyu, bagbahçe plajı, kıçıkırık şelalesi, tipikayık körfezi gibi yerlere kaçmak. anında oralardan çılgınlarca paylaşımlar ve check in’ler yapmak. insanları şelale, koy,kanyon, sahil ve deniz manzarası manyağı yapma. "biz de tatildeyiz lan, fakir değiliz yani, valla yeminle rakı da içiyorum, al sana yarısı yenilmiş karides güveç fonlu fotoğraf" kaygısının vermiş olduğu ölümüne paylaşım. birbirleriyle yarışma. bak onlar kelebek vadisinde, biz de tırtıolar koyundayız hemen yapıştır görsünler. "beni neden likelamadı ?" diye sorulması.

bayramın dördüncü günü: fonda rakılı, yarısı yenilmiş kalamalarlı, mezeli, sofra. garsona kadeh tokuştururken çektirilen fotoğrafı paylaşma.
"tatilde bile sağlığıma dikkat ederim" temalı detoks suyu fotoğrafı paylaşma. sanki küçükken oralet içmiyormuş gibi davranma.

tatil dönüşü: yolun veya istanbul trafiğinin fotoğrafını çekip paylaşma. "ufff trafiğini hiç özlememişiz istanbul !" yazma.


kariyer.net temalı beyaz yakalı koca…pardon kocish arama ilanı ;
( aramıza katılacak, evlenip takım arkadaşım olacak )

analitik düşünebilen ( sürekli hediye ve çiçeklerle gelebilecek kadar )

takım çalışmasına yatkın ( mutfakta, bulaşıkta, ütüde )

ms office programlarını iyi kullanabilen ( evin bütçesini excelde hesaplayabilecek )

uzun trip saatlerine karşı esneklik gösterebilecek ( her türk kızı için )

yazılı ve sözlü ingilizce bilgisine sahip ( mahmut'un da ingilizcösii chook iiidiir yanee diyebilmeleri için )

b sınıfı ehliyet sahibi ve aktif araç kullanabilen ( pazar gezmelerine, cnnniimm qusenimee, qanqitelloyaa, annelere, avm'lere, arkadaşları ev ziyaretlerine, toplu kahvaltılara daha rahat gidebilmek için )

askerlik hizmetini tamamlamış ( kayınpeder " askerliğini yapmamış adama kız vermem" demesin diye)

beyaz yakalı ve tatil ( kısa film )

film başlıyor ( dooonnggg )

beyaz yakalı 1 : bu hafta tatile çıkıyorum. çok yorgunum yaa biras dinlenmem lasım.

beyaz yakalı 2 : ayhh negusel nereye ?

beyaz yakalı 1: börtüler koyundan ev kiraladık arkadaşlar falan,

beyaz yakalı 2: ayyhh cnmm cok qusel yer secmissiniss ya.. ben çocukluumdan beri gidiorum oraya. gecen sene kusenleri gönderdim ondan önceski sene de annemler gitti babannemi de alıp. remzi’nin ( kocişim ) kardeşi sefkilisiyle gitti cok memnun kaldılaaar
ayyhhh orada ali’nin yeri vaaar ben böyle bi midye yemedim mutlakaa qidin tmm mı cnmm ? bi dee sahil restaurantta kalamar yiin denize her yerden girilior saten biras kalabalık oluorr ama erken gidersenis sorun olmassss… recellerden de ye gelirken de organik ayçiçek yağı sabunu al cilde çok ii geliomussss bilgin olsun bi de hint yapraı die bişi var sadece orada yetişior tüm kırışıklıkları gideriomuss al mutlaka ondanda yaaa ay keske bende gidebilsem yhaaa ama kocişin işleri iste yhaa hep is hep iss ufffssss

beyaz yakalı 1: ok cnm cok saol,

film bitti


ah beyaz yaka ah. 

nereye rakı balığa gitsem ?
pazar kahvaltısına nereye gitsem ve kimlerle gitsem ?
hangi konser ? hangi mekanda bira, bira tabağı ?
hangi otel, hangi tatil, hangi tatilleri bağlayabilirim ?
yurtdışına ucuz uçak bileti kovalama
nasıl daha hızlı ve sağlıklı kilo veririm ?

“diyetisyenlik” senin için var beyaz yakalı, bu sorular senin için var…

kredi kartı bonusları, uçak bileti milleri, fırsat siteleri, yeni yapılan havuzlu güvenlikli toplu konutlar senin için var be beyaz yaka. bozcaada senin için oluşmuş olum. sen düşün önemini… organik reçeli nereden aldırabilir ve organik reçel yediğimi ortamda nasıl ispatlayabilirim ? hangi havuzlu güvenlikli sitede kiralar ne kadar ? şehir dışındaki, kör noktalara yapılan havuzlu, misafir geldiğinde arayan "tamam yönlendiriyorum" diyen güvenlikli siteler senin için var. site kurtköy’de ama, gelen oldu mu hırsız muamelesi yaparak "rahim bey geldi, ne yapalım alalım mı ?" diye arayan güvenlik senin için var. kurtköy’de bak…

10 yıl mortgage kredisi veren bankalar da senin için var be beyaz yaka. mortgage kredisi ödemeyen beyaz yaka mı olur ? olmaz. ebeveynin “ olum o kadar kira ödeyeceğine al şu parayı biraz da sen koy biriktir, üstüne de 25 yıl kredi çek kira öder gibi öde “ cümlesi ile çektiğin mortgage ve aldığın amerikan mutfaklı, havuzlu, sosyal tesisli, gym’li ama şehrin dışındaki sitede fırsat sitesinden serpme kahvalltı kovala be beyaz yaka.


yine krediyle araba al. “şimdilik biz böyle idare ederdik ama yarın bir gün çocuk olduğunda ne yapacağız, araba şart. “ cümlesini kurarak al. çevrendeki arkadaşlarının her biri ayrı bir şey söylesin. “ o arabada renault motoru var kanka “ falan desinler.

spor salonları, yoga academyler, pilates kursları senin için var be dostum. üzülme. koca bir endüstriyi ayakta tutabilecek önemdesin sen.

agi almıyormuş gibi davran olur mu ? hafta içi şirketin verdiği full akbil ile otobüse bin ama haftasonu kuruçeşmede rakı balık yap, dönüşte de taksiye bin beyaz gömleğinle. canımın içi.
türkiye’nin sınıflar ülkesi olduğu gerçeğini her geçen gün daha çok kabullen, bunun için sınıf atlamaya çalış sürekli olarak. yaptığın her hareketle yap bunu. akşam evde yarım ekmek arası sucuk yemiyormuş gibi, öğle yemeğinde "philadelphia sandviç tercih ederim" de. senin bunu söyleyerek gözlerinde sınıf atladığını düşündüğün insanların hepsi de akşam evde yarımın arasına pınar  "aç bitir " sucuk koyup yiyor merak etme.

"köy kahvaltısı" aramaya verdiğin enerjiyi tüm beyaz yakalılar gibi "offf kendi işini yapacaksın hacı, maaşla falan nereye kadar, ne uzalırsın ne kısalırsın. yok mu bir parlak fikir ya, hiç bulunmamış bir şey ama. bizim arkadaş bir site kurdu aldı yürüdü herif" muhabbetlerini gerçeğe çevirmeye harcasaydın, şimdiye çoktan kurtulmuştun şirketi. sabah şirketinin turnikesine kimlik kartını okutmaktan da kurtulmuştun. ama cüzdanında ticket ile geziyorsun, ne yapacaksın… boşver sen köy kahvaltısı arama yolundan yürü. git köy kahvaltısına, fondaki incir reçeli ile gülümseyen bir selfie patlat bak dalgana.


oturacağın evi 35 yıl kredi ile aldın. ş
imdiki hayalin "bir ev alalım kiraya verelim, kira krediyi ödesin." müthiş bir fikir bu. aferin sana beyaz yaka. kimsenin aklına gelebilecek bir şey değil kanka. helal… aaa. bir dakika ! tüm bu koşturmaların arasında, yabancı dizi izlemeyi ya da yabancı bira kültürünü arttırmayı ihmal edersen bitersin. kimse toparlayamaz kıçını ondan sonra. beyaz yakalı aleminden öyle bir silerler ki seni, kendine gelemezsin lan. duvel içeceksin olum, efes pilsen içmeyeceksin. aşkına eşkıya falan izlemeyeceksin, game of thrones izleyeceksin. bak aksini yaparsan bu alem siler seni. dikkat etmen lazım.

"haftasonu istanbul’a yakın nereye gidebiliriz ? dinlenmek, mangal, kahvaltı falan, kafa dağıtmak için?" bu soruya çatır çatır sayman lazım. arka arkaya sıralaman lazım. öyle bir konuşman lazım ki. "polonezköyde bizim bir arkadaşın gittiği yer, ağvada pansiyon şarap, mangal, köy kahvaltısı kerpe kefken"… bunu yapman lazım. otur bunlara çalış aga. bu alemde tutun. nasıl olsa "off maaşla olmaz abi kendi işini yapmak lazım ama her şey yapılmış amınakoyayım ya !" diye serzenişte bulunmaktan başka hiçbir bok yapmadığın "kendi işini kurma" hayalin gerçekleşmeyecek. yoluna bak aga sen ya.

diğer şirketlerde çalışan arkadaşlarından topladığın dedikoduları paylaş sürekli olarak. "şu şirket yurtdışı eğitime gönderiyormuş, üç ayda bir çift maaş alıyorlarmış lan, brüt maaşta yıl sonuna bir şey kalmıyor aga, müdürlere a-3 araba veriyorlarmış" falan de. dandik özel üniversitede akşamları 1.5 saat gidebileceğin "karamanlar aöf, ehliyet ve kpss kursu" formatında git, parayla aldığın diplomayı cv’ye yaz, yüksek lisans mezunu ol beyaz yakalı. haydi !


"orası çok bozdu" de kanka. nerenin neden bozduğunu bilmesen de de bunu. bozdu de. bak gör güzel şeyler olacak bunu söyleyince. ha beyaz yakama benim. hadi canım.
arkadaş yazlığına çök beyaz yaka. timuçinlerin alaçatıdaki yazlığını ele geçirmek senin en büyük hedefin olsun. viyana kuşatmasına gider gibi git. kuşat ama alama. hadi tosunum.
bak unutma. beyaz yakalısın ama beyaz ekmek yemeyeceksin. alman çavdarı sana göre…
emojiler senin için var. onlarla kendini çok iyi ifade etmeyi bilmelisin. ota boka whatsapp grubu kur tamam ? unutma.

iphone, ipad, iwatch vb. bilimum apple ürünlerini iyi takip et. değişen ve gelişen teknolojiyi takip etmek senin en iyi ekmeğin.

bak tekrar hatırlatıyorum. yabancı biraları iyi bilmezsen sıçtın. sarı bıyıklı amca gibi efes içersen senin bu alemde yaşam şansın yok kanka. muck.

dışarıya melek görün ama o kartı bastıktan sonra; ayak kaydırabilme potansiyeli yüksek bir ikiyüzlü olmayı da başarmayı atlama. ayak kaydır, arkadan konuş, ikiyüzlülük yap ne bileyim, kafanda bin tane tilki dolaşsın işte. anladın sen onu. nasıl yapacağını biliyosun.
okçuluk, müzik atölyesi, yok pasta atölyesi, çikolata atölyesi sonunda bilimum "atölye" olan, yetenek gerektirmeyen ama sana kendini yetenekliymişsin gibi hissettiren aktivitelere katıl. şarap kursları falan var ne bileyim. scuba diving, climbing, yamaç paraşütü falan da olur. sen seç.


kışın plazanın camından kar yağışının arkasından açan güneşe "kar topluyor" de. "erken çıkarırlar mı ?" diye kaygılan e mi ?

haftanın büyük bölümünü geçirdiğin yerden bir buçuk saat erken çıkınca dünyanın en mutlusu ol. mutluluk aslında senin için bu kadar kolay be abi.

işyerinden arkadaşlarla paintball'a git. hayır lan ne halı sahası? mavi yakalı mısın? paintball diyorum. kırolaşma.

sitenin tenis kortunda tenis kursu al. ucuza hoca bulursun internetten sen. halledersiiin...

bak beyaz yaka dinle bir. hala mı mutluluğa erişemedin? ruhsal arayış içinde olduğunu iddia edip zaman içinde metin hara, hoca bilmem kim efendi, astral, kozmik sıçmık toplulukları gibi kişi veya oluşumlara kendini kaptır hacım. bunların birer fanatiği ve müridi haline gel. fi çi pi oku falan. enerji, evren. evrene enerji göndereceksin yani anladın? farklı metodların var senin. her türlü mutluluğu yakalarsın boolum. hadi göster kendini.

yeni işe giren arkadaşa internetten ucuz kurabiye, bonnyfood, meyve sepeti falan gönder mutlaka. atlama bunu.

kargoların, alışveriş sitelerinin, fırsat sitelerinin, internet sağlayıcının, telefon operatörünün müşteri hizmetleriyle seri ve sık şekilde profesyonelce kavga et. "hanımefendi bakın faturama fazla yansımış diyorum" de. "çıkartın beni üyelikten" diye tehdit ederek bedava internet almaya çalış. lazım olacak o internet sana. otobüste falan giderken facebook’tan komik video paylaşman gerekiyor sonuçta.

maaşının 5 katı limitindeki kredi kartını, maaşının üç katına kadar kullanıp asgarisini ödemeyi atlama. anlaştık değil mi ?


sabahları işe başlamadan mutlaka "haber sitesi, alışveriş ve fırsat sitesi, donanımhaber/forum" gibi siteleri gez.saçma sapan bilgiler edin. bak şöyle bir. tamam ? ama dosta düşmana karşı da altta excel falan açık olsun. alt+tab. anlarsın ya. göz kırpıyorum.

lozan ile yunanlıları verdiğimiz ege adalarını senin "ucuz yunan adası tatili" tutkuna paralel yaptığın işgal birlikte geri aldık be beyaz yaka. tamamı türklerin işgali altında. sensin o. kendinle övünmelisin. az buz biri değilsin sen.

bol bol paylaşım yap. hashtagleri kudurt. 

#cnmlakeyif #picoftheday #nofilter #tagsforlikes #xywedding #wynişanlanıyor #xyevleniyor #bebek #starbucks #rakı #dostlar #marina #istanbul #trafik #rakıkeyfi #rakıcandır #kuzenlerleboğazkeyfi #cnmlaaksamyemegikeyfi #kahvecandır #otcandır #bokcandır #holiday #tatil #sendrom #birapatates #cadde #kadıköy #caddebostan #spor #sporkeyfi #pilates #fitness #gym #yoga #boğaz #dostlar #canımızrakıistediysedemekki #dostcandır #rakıyenidostlukeski #gıybet #gıybetteam #gıybetzamanı #bilmemnebilmemnecandır #bilmemnebilmemneolduysademekki #kıltüyyünoluncaben #ıvırzıvıroluncabiz #evdedelirmeceler #cumacandır #cumartesiheyecandır #dostluklarlayaşıyoruz #iyidostlarbiriktirdim #fenerbahçe #nişantaşı #etiler #beşiktaş #beyoğlu #gameofthrones #tiyatro #game #beylikdüzü #sakızlımuhallebi #tortellini #steakhouse #fish #kalamar #sezarsalata #organiklik #wolksvagen #cihangir #boomerang #eglence #italya #roma #barcelona #gaudi #maçkeyfi #kocish #qusen #kuzen #kuzzy #dostlar #çeşme #flyinnbeach #beforesunsetbeach #dergi #movie #starwars

canımın içisin beyaz yakalı. apayrı bir türsün sen. hastayım sana… olmasaydın olmazdık be kanka… yürü, kimse tutamaz seni. fabrikasyon ürünüsün olum, senden onbinlerce var. klonlanmışsın. koloni halinde yaşıyorsun. sen olmasan ne yapardık ?! 

canım benim.

öptüm…


edit:

bunlar yazdıysa kesin "mavi yakalı, beyaz yakalıyı kıskanan, okumamış, aç, lise mezunu, işten atılmış" falandır filandır gibi şeyler yazan arkadaşlarımız olmuş.

onlar için açıklıyorum;

tam anlamıyla kurumsal ve çalışanlarının %100 beyaz yakalı olduğu bir şirkette çalışıyorum.
yüksek lisans mezunuyum. bunun haricinde, gördüğünüz üzere yazı yazmak, karikatür çizmek, enstrüman çalmak suretiyle müzikle ilgilenmek gibi aktivitelerle uğraşıyorum. bu gözlemler içeriden yapılmış gözlemlerdir. kimseyi aşağılamak gibi bir hedefim yok. eleştiriyorum ve olanları yazıyorum sadece. eğer bu "aşağılanmak" olarak algılanıyorsa buna yapabilecek bir şeyim yok. ayrıca bana sorarsanız, "mavi yakalı, aç, işsiz, kovulmuş, okumamış" gibi tabirleri aşağılama unsuru olarak kullanıyor olmak daha büyük aşağılıklığa tekabül ediyor bence. zira ülkedeki sosyal eşitsizliklerin reaksiyonlarının hayatlarımıza getirdiği şeyler, herkesin şahane ya da şahane sandığı hayatlar yaşamasını sağlamak konusunda pek de elverişli sayılmaz. bu nedenle aşağılama unsuru olarak daha yaratıcı şeyler bulma konusunda biraz daha çalışmak gerekiyor sanırım.

amacım ironi ile karışık gözlemleri mizahi bir dil ile oluşturduğum bir stand up metni şeklinde paylaşmaktan fazlası değildi.

edit 2:

beyaz yakalılar ile ilgili yazdığım yazının kendi çizimim olan özet görselini de aşağıdaki linkte paylaşıyorum:


edit 3:

" araklama var " diyen arkadaşlarımız olmuş. onlar için açıklamak isterim ki metin tamamen şahsım tarafından kaleme alınmıştır. herhangi bir araklama olduğunu düşünenler kaynak göstererek yazabilirler. benzer hayatlar yaşayan ve zaten bu benzerlik üzerinden serzenişte bulunulan bir metinin benzerlerinin hatta çok yakın olabilecek düzeyde paralel yönde olan tespitlerin, gözlemlerin, klişelerin olması doğaldır.

teşekkürler.