Aydınlık Bir Kent Olmanın Cezasını Senelerdir Çeken Şehir: Zonguldak
bu günlerde eski zamanların afganistan resimlerini paylaşmak biraz moda oldu. e haksız da sayılmazlar elbette; modern görünümlü bir ülkeden karanlık bir döneme geçiş en güzel fotoğraflarda belli oluyor. ülkemiz içinse zonguldak'a bakmak yeterli sanırım.
kömürün bulunmasıyla kaderi değişmişti hâlbuki. uzun mehmet, anadolu coğrafyasının bilinen en büyük taş kömürü havzasını bulunca bir kasaba olan zonguldak yavaş yavaş büyüdü. ama osmanlı bu madenleri çıkaracak durumda değildi. çeşitli imtiyazlarla üretim fransızlara bırakıldı. duyunu umumiye ile de gelirlerine yabancı devletler el koydu. lozan imzalandıktan sonra bile bu madenlerin işletmesi bir süre fransızlarda kalmıştı. yasal süreleri bitince madenler kamulaştırıldı ve zonguldak'ın modern bir şehir olma serüveni başladı.
türkiye cumhuriyeti akılla kurulmuştu. devletin neye ihtiyacı olduğu belirleniyor ve en ekonomik çözüm bulunuyordu. demir ve çelik endüstrisinin en büyük gereksinimi kömürdü ve inşaat demiri ile profil üreten fabrika karabük kasabasına, yassı çelik üreten fabrika ise ereğli'ye kuruldu. işçi sınıfı giderek güçlendi. özellikle sendikalaşma oranı türkiye ortalamasının birkaç katına ulaşmıştı. zonguldak'ın köyleri bile ciddi bir kalkınma içindeydi. orman bakımından da zengin olması büyük orman işletmelerinin köylerde kurulmasını sağlıyordu. bizim köyümüzde mesela türkiye'nin en büyük orman işletmesi kurulmuş; sinema, itfaiye teşkilatı, sağlık ocağı ve ilkokul ile ortaokul bile yakın zamana kadar faaliyetine devam etmişti.
sağ sol çatışmasında tarafı belli olan zonguldak, sağ iktidarların hedefi olurken bülent ecevit'in uzun yıllar milletvekili olduğu kentti aynı zamanda. bunun en büyük artısı ise en ücra köylerinde bile okulun bulunmasıydı. hatta bir köyde iki mahalle varsa neredeyse ikisinde de okul bulunuyordu. e bilinçlenme cezasız kalamazdı elbette. 12 eylül ile iktidara gelen turgut özal, tehlikenin nereden geldiğini bilecek kadar akıllı bir adamdı. önce ttk (türkiye taş kömürü işletmeleri) zarara uğramak için programlandı. kalorisi yetersiz diye daha düşük kalorili linyit kömürleri tercih edildi. madenler grizu patlatmaları nedeniyle daha güvenli hale getirileceğine kaçak madenlere göz yumuldu. haliyle madenciler parçalandı.
yatırımdan zonguldak gittikçe daha az pay almaya başladı. tüm ülkede başlayan ulaşım hamlesi zonguldak'a nedense hiç uğramadı. 30 km'lik bir yol hiç bir saatin altına indirilmedi. taşımalı eğitim adı altında köy okulları kapatıldı. sağlık ocağı hizmetlerinin durdurulması bunu izledi. ocak 1991'de madenci yürüyüşü yapılmasının cezası eylül 1991'de bartın'ın il olmasıyla verildi. o zamana kadar en önemli turizm kentleri olan amasra ve inkumu zonguldak'tan koparıldı. şehir hızla göç vermeye başladı. ikinci büyük darbe karabük'ün il olmasıyla verildi. hem karabük demir çelik fabrikasının geliri hem de safranbolu kaybedildi. gerekçe hep aynıydı. şehir merkezlerinin çok uzak olması. yollar bilerek yapılmamış, halk karanlığa mahkum edilince göçmekten başka bir çare bulamamıştı. bir kısmı büyükşehirlerde ucuz iş gücünün bir parçası oldu. özelikle bolu tarafına yakın olanların çoğu istanbul'da lokantalarda garsonluk veya aşçılık yaparken madenci geçmişe sahip olanlar ise almanya'da başka bir hayat kurdular kendilerine. almanya'da 450 bin civarında zonguldak kökenli türk'ün yaşadığı göz önüne alındığında 520 bin nüfusa sahip zonguldak'ın durumu daha net ortaya çıkıyor. insanca, hakça ve adilce yaşamak istemenin bedeli bu olmamalıydı.
zonguldak batıda yer alıp nüfusu hızla düşen ender şehirlerden biri. nüfusu 10 sene içinde 90 bin azalmış. yollar hala yapılmadı, sarı renkli köy okulları kapalı ve çoğu saman ahırı oldu. madende çalışan sayısı da üniversiteli sayısı da gittikçe azaldı. bir zamanlar ülkenin büyük bir gelire sahip olan şehri şimdi ciddi bir borç yükü altında. yaşayan insanların aklında sadece başka bir yere göçmek var. kime sorsanız zonguldak bitti diyorlar.
türkiye'de bir afganistan ararsanız zonguldak'ı bulun. bu şehir aydınlık bir kent olmanın cezasını senelerdir çekiyor. eski resimlere bir bakın, istanbul ve trabzon'a giden vapurları, sinema ve opera binalarını, birbirinden güzel ve anlamlı heykelleri, pırıl pırıl siyah önlüklü öğrencileri görürsünüz. şimdi gidip baktığınızda ise sadece gidemeyenlerin kaldığı bir yerdir zonguldak. ama hala güzel hala yeşil bir o kadar da mavi.