Atatürk'ün, Laik Cumhuriyet Yolunda İlk Devrimlerinden Biri: Halifeliğin Kaldırılması
Halifeliğin kaldırılmasının nedenleri
- cumhuriyet'in karşısında olan gericilerin halifenin çevresinde örgütlenmeleri.
- istanbul'daki bir kısım basının halifeye siyasi yetkiler verilmesini savunması.
- halife abdülmecit'in siyasi güç kazanmayı amaçlaması.
- ingiltere'nin güdümünde olan hindistan'daki müslüman liderlerin, hilafetin cumhuriyetin ilanından sonraki durumuna hukuki açıklık kazandırılmasını istemeleri.
bu konuda başbakan ismet inönü'ye gönderilen mektubun bazı gazetelerde yayınlanması. atatürk önderliğindeki cumhuriyetçilerin meydana gelen bu gelişmeleri devletin iç işlerine müdahale saymaları gibi sebeplerle, 3 mart 1924 tarihinde kaldırıldı.
İlgili yasanın maddeleri
birinci madde: halife haledilmiştir. hilâfet, hükümet ve cumhuriyet
mâna ve mefhumunda esasen mündemiç olduğundan hilâfet makamı mülgadır.
ikinci madde: mahlû halife ve osmanlı saltanatı münderisesi hanedanının erkek, kadın bilcümle âzası ve damatlar, türkiye cumhuriyeti memaliki dahilinde ikamet etmek hakkından ebediyen memnudurlar. bu hanedana mensup kadınlardan mütevellit kimseler de bu madde hükmüne tabidirler.
üçüncü madde: ikinci maddede mezkûr kimseler işbu kanunun ilânı tarihinden itibaren âzami on gün zarfında türkiye cumhuriyeti arazisini terke mecburdurlar.
dördüncü madde: ikinci maddede mezkûr kimselerin türk vatandaşlık sıfatı ve hukuku merfudur.
beşinci madde: bundan böyle ikinci maddede mezkûr kimseler türkiye cumhuriyeti dahilinde emvali gayrinıenkuleye tasarruf edemezler. ilişiklerinin kat'ı için bir sene müddetle bilvekâle mehakimi devlete müracaat edebilirler. bu müddetin mürurundan sonra hiç bir mahkemeye hakkı müracaatları yoktur.
altıncı madde: ikinci maddede mezkûr kimselere masarifi seferiyelerine
mukabil bir defaya mahsus ve derecei servetlerine göre mütefavit olmak üzere
hükümetçe tensip edilecek mebaliğ ita olunacaktır.
yedinci madde: ikinci maddede mezkûr kimseler türkiye cumhuriyeti
arazisi dahilindeki bilcümle emvali gayrimenkulelerini bir sene zarfında hükümetin
malûmat ve muvafakatiyle tasfiyeye mecburdurlar. mezkûr emvali gayrimenkuleyi
tasfiye etmedikleri halde bunlar hükümet marifetiyle tasfiye olunarak
bedelleri kendilerine verilecektir.
sekizinci madde: osmanlı imparatorluğunda padişahlık etmiş kimselerin türkiye cumhuriyeti arazisi dahilindeki tapuya merbut emvali gayrimenkuleleri millete intikal etmiştir.
dokuzuncu madde: mülga padişahlık sarayları, kasırları ve emakinisairesi dahilindeki mefruşat, takımlar, tablolar, asarı nefise ve sair bilûmum emvali menkule millete intikal etmiştir.
onuncu madde: emlâki hakaniye namı altında olup evvelce millete devredilen emlâk ile beraber mülga padişahlığa ait bilcümle emlâk ve sabık hazine i hümayun, muhteviyatlariyle birlikte saray ve kasırlar ve mebani ve arazi millete intikal etmiştir.
Konuya dair fikir verici bir yazı
halifeliğin kaldırılması, herhangi bir vasfı kalmayan bir makamın kaldırılmasıdır.
esasen islamda 4 halifeden sonra halifelik diye bir makam yoktur, 4 halifeden sonra muaviye ile başlayan islamın siyasallaştırılma çabası, halifelik makamının aynı zamanda devlet yöneticisi olması ile hakimiyetin mutlak tesisi için o dönemin şartlarında uygun görülmüş ve uygulanmıştır.
lakin 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başında dünya görmüştür ki halifelik makamının müslümanlar üzerine bir etkisi kalmamıştır.
1. dünya savaşında "cihat" ilan eden halifenin çağrısı sessiz kalmış, halifeye karşı cihat ilan eden şerif hüseyin kendisine daha çok yandaş toplamıştır...
düşünün, halifesiniz ve cihat ilan ediyorsunuz, ama dünyanın dört bir yanından çanakkale'ye size karşı savaşmaya gelen müslümanlar var.
bunu nasıl izah edebilirsiniz?
1. dünya savaşı sonrası, istanbul ve anadolu'nun işgalinde ise halifelik makamı tamamen ingiliz çıkarları için kullanılmış, iyice rezil kepaze edilmiştir. işgal yıllarındaki osmanlı padişahı ve aynı zamanda halife olan vahdettin, halifelik makamını kendi bekası ve ingiliz çıkarları için kullanmaktan asla tereddüt etmemiştir.
işte bu şartlar altında türk milleti halifeye rağmen kurtuluş savaşını kazanmış, ingiliz işbirlikçisi hain halife de 17 kasım 1922'de ingiliz gemisi hms malaya ile kutsal vatan toprağını terk etmek zorunda kalmıştır.
atatürk'ün ve tbmm'nin esasen "halifeliği kaldırmak" diye bir düşüncesi yoktu.
lakin vahdettin'in ingiltere'ye sığınması ve ingilizlerin vahdettin'in halifelik makamından faydalanarak himayesi altındaki müslümanlara zulme devam etme planı idrak edilmişti.
evet, ingilizlerin planı buydu ve ingiltere, daha doğrusu britanya imparatorluğu o dönemde dünyada en çok müslüman nüfusa sahip devletti...
tabi türk kurtuluş savaşı ve türklerin kazandığı zafer en büyük takdir ve alkışları işte bu britanya sömürgesi olan müslüman milletlerden almıştı. hepsi mustafa kemal'i kurtarıcı olarak görüyor, hepsi de türkler gibi zafer kazanmayı umut ediyorlardı. (özellikle hindistan müslümanları)
hindistan, üzerinde güneş batmayan britanya imparatorluğunun hayat damarıydı ve hindistan müslümanlarının atatürk'ü ve türk zaferini örnek alıp ingiliz hakimiyetine baş kaldırması ingilizlerin en büyük kabusuydu.
bu yüzden vahdettin'i "halife" sıfatıyla hindistan müslümanlarının başına geçirmek istediler.
işte tam bu anda türkiye büyük millet meclisi osmanlı hanedanından abdülaziz han'ın oğlu abdülmecid efendi'yi 19 kasım 1922'de halife ilan etti.
bakınız, saltanat 1 kasım 1922'de kaldırıldı, vahdettin ise 17 kasım 1922'de türkiye'yi terk etti.
kurtuluş savaşı zaferimizin tescil edildiği 11 ekim 1922 mudanya mütarekesi ve akabinde 5 kasım 1922'de refet bele komutasındaki türk silahlı kuvvetleri'nin istanbul'a girişi ile ingilizler vahdettin'in halifelik makamını kullanmak, ukdelerine almak için planlara başladılar.
amaçları yukarıda da belirttiğim gibi vahdettin'i halife olarak hindistan'a yerleştirmek ve buradaki müslümanları kontrol altında tutmaktı.
saltanatın kaldırılması ve abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi arasında geçen 19 günlük süre boyunca ingilizler bu planı uygulama çabasına giriştiler. fakat abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi bu planı bozmuş oldu.
britanya imparatorluğunda mudanya mütarekesi sonrası bu planlar yapılıyordu işte. hatta bunun için hindistan bakanlığı, hindistan kral naipliğine mektup yazmış ve vahdettin'in hindistan'da halife olması için görüş almıştır.
hindistan kral naipliği'nin 10 kasım 1922'de ingiltere hindistan bakanlığına gönderdiği yanıt ise bunun mümkün olmadığını, hindistan müslümanlarının vahdettin'i istemediğini britanya hükümetine bildirmiştir.
söz konusu 10 kasım 1922 tarihli mektubun özeti şudur:
"padişahın halifeliği dışında, kendisi hindistan’da pek az tanınmıştır ve türkiye’nin işgali sırasında, onun ingilizlerin aleti olduğundan kuşkulanılmaktadır. dolayısıyla, genel eğilime göre onun tahttan indirilmiş olması hindistan’da ilgisizlikle karşılanmıştır. mustafa kemal ise ülkesinin kurtarıcısı ve islam’ın şampiyonu olarak görülmektedir. ” (ida, fo 371/7913/e 12699: kral naibinden hindistan bakanlığı’na ivedi, özel ve gizli telgraf, 10.11.1922)
ne demiş?
"mustafa kemal ülkesinin kurtarıcısı ve islam'ın şampiyonudur." demiş.
başka ne demiş?
"padişah ingilizlerin kuklasıdır onu ülkemizde istemiyoruz" demiş.
burada kullanılan "şampiyon" ifadesi, bir spor müsabakası şampiyonu değil, bir amaç uğruna bir ulusu, bir topluluğu temsil eden ve o topluluk için mücadele eden sembol isimdir...
işte bu şartlar altında önce abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi ingilizlerin planlarını alt üst etmiş ve halifelik makamı üzerinden müslümanlara zulüm edilmesinin önüne geçilmiştir.
bundan sonra abdülmecid efendi ve halifelik makamı, her şeyin üzerinde olan tbmm'nin kudreti altında olmuş ve daha sonra 16 ay sonra türkiye cumhuriyetindeki iki başlılığı kaldırmak ve cumhuriyet değerlerine daha sıkı bağlanmak için halifelik makamı kaldırılmıştır...
3 mart 2020... halifelik tam 96 yıldır türk halkının meclisinin bünyesindedir.
türkiye büyük millet meclisi'nin üzerinde hiçbir güç ve hiçbir makam yoktur.