SİYASET 22 Mart 2022
38,7b OKUNMA     430 PAYLAŞIM

Zamanında Putin ile Ters Düşen ve 10 Yıl Hapis Yatan Oligark Hodorkovski'nin İtirafları

Eskiden Putin'in çevresindeki güç sahibi iş adamlarından biri olan, Yukos Petrol Şirketi'nin başı Mihail Hodorkovski, The Economist için bir yazı kaleme almış. Bir Sözlük yazarı da bundan yola çıkarak Rusya-Ukrayna savaşına dair genel bir yorum yapmış.

1. vladimir putin... rusya'nın otokrat lideri. klişe tabirle eski kgb ajanı. ve "putin bunu düşünmüştür abi"cileri müthiş terste bırakan, tam tersine rusya-ukrayna savaşını gerçekte kaybeden fakat diğer yandan da fiilen kaybetmesi muhtemel olan hayalperest. söylentilere göre kendi adını stalin gibi unutulmayacak bir isim yapma yolunda çabalayan, güç zehirlenmesi yaşayan, 2013-2014'teki oy oranları düşüyor diye kırım'ı ilhak ederek seçimleri kazandığı ileri sürülen egoist. ihtiyar biden'ın da dediği gibi de facto savaş suçlusu. "şam'a gideceğiz emevi camii'nde namaz kılacağız" nidalarının rusya versiyonu olan "2 güne kiev sizin emrinizde efendim!" şeklindeki gazlar sonrası 3 haftadır kiev çevresinde ilerleyemeyen "koskoca" rus ordusunun ve sözde süper gücün nihai başkomutanı. yersen.

2. yukarıda yazdıklarımın hemen hepsi, uluslararası basında tartışılan ve ileri sürülen hadiseler. mesela ilk olarak ülkemizin gururu daron acemoğlu'ndan başlayabiliriz. hocanın project syndicate'teki 8 mart tarihli yazısında vergi cennetlerinin kapatılması konusu işlense de, bu konuya sebebiyet veren hadise tam olarak rusya'daki otokrat-oligark ilişkileri ve rusya-ukrayna savaşıyla birlikte, rusya'nın askeri savaşına karşılık batının ekonomik savaşla buna karşılık vermesidir.

3. yazının başlığı "closing tax havens is the true test of the west's resolve" (vergi cennetlerini kapatmak batının hakiki sınavıdır) olsa da, yazıda putin gibi bir tiran ve yakın çevresi oligarklardan bahsediliyor. acemoğlu'na göre, putin gibi bir otokrat ile çevresindeki oligarklar arasında bir anlaşma var. anlaşma gereğince putin ülkeyi yönetirken, çevresindeki dar oligarkları da zengin ediyor ve bu sembiyoz ilişki bir süre devam ediyor. zenginliğin kaynağı demokrasi, kalkınma, verimlilik veya refah artışından değil; elbette ülkenin doğal kaynakları, petrolü, gazı vb. gibi "allah vergisi" nitelikleri üzerinden gerçekleşiyor.


4. ancak oligarkların serveti arttıkça, bir yandan da bu simbiyoz ilişki sorgulanıyor. ya yarın herhangi bir oligarkın bütün malvarlığına sudan bir sebeple el konulursa? kimse buna cevap veremediği için herkes temkinli olma yönünde ilerliyor. bu ilerlemenin yine acemoğlu'na göre iki yolu var: birincisi içeride kalıp putin aleyhine çaktırmadan çalışmak. ikincisi ise bütün aileyi ve paranın bir kısmını yurt dışına yollamak. böylece oligark kişisi, başına bir iş gelirse ailesi güvende olacak ve paralarına da dokunulamayacaktır. bu senaryoda seçilen iki şehir de, elbette londra ve new york'tur ki, her ne kadar batı kamuoyunda uzun yıllardır süregelen bir rus düşmanlığı -belki de ırkçılığı- olsa da, konu paraya geldiğinde batılı ülkeler klasik iki yüzlülükleriyle kucaklarını sonuna kadar açarlar. şu anda da dondurulan işte bunların malvarlığıdır. ve vergi cennetlerine bugüne kadar bir şey yapılamadığı için de, tam da bugünün bunlara müdahale etmede en doğru zaman olduğunu söylüyor acemoğlu.

5. peki iki seçenekten diğeri olan, içeride çaktırmadan putin aleyhine çalışmayı seçen oligarklara ne olur? güzel soru. yine aynı yazıda verilen bir atıfla, mihail hodorkovski isimli bir oligarkın vaktiyle rusya'nın en zengin adamı olduğunu, putin'in iktidara gelmesiyle birlikte hodorkovski'nin putin'i eleştirmeye, çaktırmadan aleyhe çalışmaya başladığını ve iki kafkaesk yargılamadan sonra 2003 sonbaharında hodorkovski'nin hapse atıldığını belirtmemiz gerek. sonrasında ise wikipedia'ya göre kendisi 2014'te putin tarafından affedilmiş ve sürgüne gönderilmiş.


6. tesadüf bu ya, daron acemoğlu'nun yukarıda alıntıladığım yazısını okuduktan sonra bu sabah da the economist'in 19 mart 2022 haftasındaki sayısına ilişkin bülteni geldi ve öne çıkan yazılara bakarken, the economist ekibinin hodorkovski'den yazı talep ettiğini ve buna da sayısında yer verdiğini gördüm. zaten bu entarinin iskeleti de böyle oluştu.

7. "ben" diyor hodorkovski, "neredeyse 20 yıldır putinle mücadele ediyorum. on yıl bu yüzden rusya'da hüküm giydim ve sonra sürgüne gönderildim. eğer ülkeme geri dönersem müebbet hapis cezası alacağım. bana bütün bunları yapan kişiyi tanıyor muyum? sanırım evet. bu yüzden joe biden'ın, emmanuel macron'un, naftali bennett'ın yenilgili yaklaşımlarını umutsuzca izliyorum" diyor eski oligark.


8. nihayetinde lafı döndürüyor dolaştırıyor ve putin'in, batıdaki liderler gibi bir devlet adamı olmadığına, haydutun teki olduğuna, batılı devlet adamlarının bu gibi bir insanla muhatap olmayı bilmediklerine, çünkü hep kendileri gibi devlet erbabı insanlarla ilişkiler içerisinde olduklarına getiriyor. bayağı putin'e açık açık "thug" diyor adam ve bu da the economist'te yayımlanıyor, ilginç.

("thug"ın tureng'deki tercümesinde şu sonuçlar çıkıyor: haydut, katil, şaki, gangster, eşkıya, cani)

9. netice itibarıyla hodorkovski, putin gibi birinin zayıflık gösteremeyeceğini, batının da kendi hamlelerine karşılık en ufak bir zafiyet göstermesi halinde işleri daha da ileri götüreceğini söylüyor. bunu söylerken de, vaktiyle 10 sene geçirdiği rus hapishanelerinden örnekler veriyor. bu nedenle de eğer ukrayna hava sahası kapatılmazsa, diyor hodorkovski, izleyen süreç içerisinde polonya ve baltık ülkelerinden de putin'in bir ısırık alabileceğini ileri sürüyor. nitekim daha dün, rusya tarafından yapılan bir açıklamada, bosna'nın nato'ya girmesi gibi bir senaryoda, ukrayna'yla aynı kaderi paylaşabileceği yönünde bir açıklama yapıldı. tahmin edilmesi çok zor olmayacağı üzere, bu açık bir uluslararası tehdit.

10. son olarak "hava sahasını kapatma" mevzusuna da değineceğim. hodorkovski'nin söylediği gibi, ukrayna hava sahasının kapatılması olayı o kadar kolay bir hadise değil. ukrayna hava sahasını kapatır ve bu nato tarafından uygulamaya geçirilirse (çünkü ukrayna'nın hava gücü yok), o vakit nato'nun düzenli olarak ukrayna üzerinde devriye uçakları uçurması gerekecek. bu doğrudan doğruya rusya ile nato'nun çatışması yani birbirlerine girmesi anlamına gelecek. ayrıca nato'nun görevlendireceği hangi ülkenin güçleri bunu yapacak? fransa mı? abd mi? almanya mı? türkiye mi? dolayısıyla hava sahası kapatmak demek, sonrasında oranın korunması için düzenli olarak savunma hatlarının kurulması ve uçakların devriyeli şekilde uçması demek. gerekirse o alana giren rus uçaklarının, helikopterlerinin vb. düşürülmesi, yani savaş demek. buna ilişkin güzel bir 2 mart 2022 tarihli the economist yazısı da "what is a no-fly zone?" adı altında şurada.

11. netice itibarıyla ukrayna sanki ikiye bölünecek gibi duruyor. batı tarafında batıcılar, doğu tarafında da rus azınlıkların da oluşturduğu doğu ekseni. zaten ara ara ukrayna'nın mevcut pozisyonunun berlin duvarıyla da kıyaslandığı oluyor. bunun sonrasında moldova, sırbistan, bosna, baltık ülkeleri, polonya'nın gelip gelmeyeceği de meçhul. hodorkovski'ye göre nato bir yere kadar rusya'nın bu agresyonunu tolere edecek ancak bir süre sonra kendi ağırlığını koyacak. ve o ana kadar putin, batının bu yumuşak karnı üzerine oynayarak ilerleyecek. bu açıdan da ufukta yeni savaşlar olabilir diyor hodorkovski. bunun önlenmesi için de tek çözüm, yine ona göre, ukrayna hava sahasının kapatılması. çünkü putin gibi bir "thug"ın yarın bir gün yapmayacağı, yapamayacağı hiçbir şey yok. adam bizzat kendi yaşadıklarıyla bunu tescil ediyor gibi.

ilginç muhabbetler. yakından takip etmek lazım...