SAĞLIK 11 Mart 2021
39,4b OKUNMA     678 PAYLAŞIM

Yumurta Dondurma İşlemi Yaptıran Bir Ekşi Sözlük Yazarının Yaşadığı Zorlu Süreç

Yumurta dondurma, ileride çocuk sahibi olmak amacıyla, kadın yumurtalığından elde edilen yumurta hücrelerinin dondurularak saklanmasına deniyor. Bu zorlu süreci tecrübe etmiş bir Ekşi Sözlük yazarı, yaşadıklarını detaylıca anlatmış.

yumurta dondurma işlemi, yumurtası azalmaya başlamış ve amh test sonucu 1.5'in altında çıkan kadınların yasal hakkı. sancılı bir süreç. bilerek giriniz diye bu yazıyı paylaşmak istedim.

öncelikle, türkiye sınırları içinde yaptıracaksanız, single mom (bekar anne) olma şansınız yok yasalar gereği. hatta yumurtalarınızı evlenmeden dölleme şansınız da yok. hatta ve hatta ben dondurduğum yumurtalarımı alayım da yurt dışında kullanayım da diyemezsiniz. illaki türk devleti o evlilik cüzdanını görecek. single mom olmak için alternatif adres: kıbrıs.

düzenli kontrole gittiğim kadın hastalıkları uzmanım der ki;:"yumurtalarında azalma görüyorum, yakın zamanda evlilik çocuk düşünüyor musun?" ufukta görünen bir şey olmadığı anlaşılınca doktorum amh testi yaptırmamı öneriyor. sonrasında ise yumurta dondurmamı.
1 tam gün düşündükten sonra, ileride pişmanlık yaşama ihtimalimi düşünerek önce testi yaptırmayı, sonrasında ise bu sürece girmeyi değerlendiriyorum. test sonucu 1.5'in altında çıkıyor, makale okumaya başladıkça ağlamamın şiddeti artıyor. 4 gün önce "anne olmasam da olur" diye düşünen ben değilmişimcesine ağlıyorum.

sürece girmeye karar verdiğimde, araştırmaya başlıyorum. türkiye'de "tüp bebek" başlığında bolca makale ve araştırma yazısı bulunurken; yumurta dondurma sürecine dair çok kısıtlı bilgi bulunuyor. bu kısa bbc belgeseli karşıma çıkan en iyi içerik. sonradan öğreniyorum ki işlemin büyük kısmı aslında tüp bebek tedavisi ile aynı. yine de işin içine girmeden bunu bilemiyorum. birçok hastane ile konuşuyor, bazı doktor arkadaşlara danışıyorum. sürecin maddi ve manevi etkilerini öngören arkadaşlar beklememi öneriyor. genlerde erken menopoz olduğunu öğrenen doktorlar ise vakit kaybetmeden başlamamı öneriyor. yumurta toplama süresince 2-3 günde bir merkeze gitmem gerektiği için önce lokasyon bazlı araştırıyorum. sonra genişletiyorum araştırmamı. tüp bebek merkezleri telefon ile görüşmelerimde beni tatmin etmiyor. özel hastanelerden bazısı oldukça ilgili, bazısı yarım yamalak konuşarak hızla telefonu kapatma derdinde. kıbrıs'a odaklanıyorum, bir çift arkadaşımın "senden single mom da olur" yorumuyla. aşırı pahalı. maslak acıbadem tüp bebek merkezi'nin teknolojik altyapıya yaptığı yatırımları, burada yumurta donduran tanıdıkları duyuyorum ve son kararımı veriyorum. bu arada kenarda param falan yok, bayağı kredi çekerek giriyorum sürece.

doktorum: bülent tıraş. kendisi profesör ve aynı okuldaki profesörlerimiz gibi ulaşılabilirliği kısıtlı. fakat soru sorduğumda cevabını bulabildiğim çok değerli doktorlar mevcut. bu doktorlardan en sevdiğim de yiğit çakıroğlu. kendisi hayatta tanıdığım en naif insanlardan bir tanesi. (keşke arkadaşım olsa!)


reglimin 2. ya da 3. günü hastaneye gidiyorum, yumurtalıklardaki yumurta kesecik adedine bakılıyor ve tedavi süreci başlıyor. bir önceki kontrolde 4 çıkan adet, bu sefer 5 çıkıyor. tek seferde ulaşmak istediğimiz adede gelemeyeceğimiz için, iki hatta 3 sefer sürecin tekrarlanabileceğini söylüyor doktorum. tabii o an hiç bir deneyimim yok, gözüm korkmuyor.

yumurta dondurma işleminde tüp bebek tedavisinden farklı olarak, yaklaşık 10-15 adet yumurtanın dondurulmasını öneriyor konuştuğum tüm doktorlar. bunun sebebi ise, yumurta kalitesi, çözünürken kayıp yaşanma riski ve tabii ki başarı oranı. tüp bebek tedavisinde her seferde kaç olgun yumurta varsa o kadarı ile dölleme sürecine giriyorlar. bu süreç ise çözdürüp çözdürmeyeceğin belli olmayan, çözdüreceksen zamanı belli olmayan bir meçhul. bu sebeple garantici ilerleniyor.

hollywood'da cilt bakımı için çok yaygın olan prp işlemini rahime uygulayarak yumurta kalitesini ve sayısını arttırabildiklerini ve işlemi önerdiklerini söylüyorlar. kabul ediyorum.

başlıyoruz ilk sefere. 3 vitamin (gonomax, omega3, biosteron) ve 3 farklı iğne kullanmam gerekiyor. tedaviye gittiğim gün, saat 18:00 ile 20:00 aralığında yapmam üzere iğnelerimi fostimon (yumurtalıkların uyarılmasını sağlıyor), merional (üreme organlarının normal fonksiyonlarını sağlayan hormonlar içeriyor) ve humatrope (büyüme hormonu)) alıyorum. eve geliyorum, çocukluğum ve tüm hayatım iğne gördüğümde ağlayarak ve bayılarak geçtiğini şırıngalara bakınca hatırlıyorum. başlıyorum ağlamaya. gözyaşlarım bitince, diyorum ki bir deneyeyim, olmazsa acile gider yaptırırım. (süreç de 10-14 gün sürüyor, covid de var, her gün acile gitmek şımarıklık gibi geliyor.) iğneler göbek çevresinden yapılıyor, başlıyorum humatrope ile, yakıyor ama yapabiliyorum. ikinci gün daha kolay geliyor.

5. gün hastaneye gidip kan testi yaptırıyorum, bu test östrojen hormonumun takibi için. sonrasında ise muayenede yumurtaların çapı ölçülüyor; hedef 18 mm. eğer 1 adet olgun (örneğin 17 mm) ve birçok adet küçük yumurta var ise diğerlerinin olgunlaşması beklenerek büyük olan gözden çıkarılıyor. yine 5. gün, öğlen saat 14:00'te yapılmak üzere cetrotide isim iğne hayatıma giriyor, bu da erken yumurtlamayı engelleyen iğne. cetrotide ve humatrope buzdolabının yumurtalık alanında saklanıyor, ne kadar manidar değil mi?

ara bilgi ekleyeyim; östrojen hormonu ovulatvar faz (yumurtlama dönemi) aralığı; 41 - 398.
tedavi süresince ilk testten son güne kadar; yani 5. günden 10. güne kadar 315'den 2512'ye çıkıyor bendeki oran. ortalamasını 300 düşünsek, vücutta 8 kat fazla hormon salgılanıyor. bu da bizi 7. güne getiriyor...

7. gün, ah o yedinci gün, tekrar kontrole gidiyorum. aynı ölçümler, iğneler, süreçler. bir fark var. ben, ben değilim. ilaçları aldıktan sonra hastanede ağlamaya başlıyorum. arabaya atlıyorum, arabada ağlıyorum, içim o kadar daralıyor ki, deniz kıyısı ve orman göreyim diye kilyos'a doğru yola çıkıyorum. yolda ayrı ağlıyorum, deniz kıyısında ayrı ağlıyorum. tam olarak deneyimlediğim iç ses:

"- içinden geçtiğim süreçte duygularımın çalkalanması çok doğal. bütün duygular bizim için.
+ ne kadar yalnızım.
- bunu şu an zihnin yaratıyor. çok şükür sevgili bir ailen var, canın arkadaşların var.
+ ama sevgilim yok. bu süreçte ne kadar yalnızım. hayatta yapayalnızım.
- derin nefes al. biraz toparlan. yalnız da olabilirsin. bu bir süreç.
+ ama neden yalnızım. hayat ne kadar zor. hiç bir desteğim yok.
- yanılıyorsun, sana destek olan bir ailen ve dostların var.
+ of bana olumlama yapma. ağlamak istiyorum." 

bendeki 7. gün tam olarak hormonların vücudu ele geçirmesiydi. işin kötüsü bunun hormonal olduğunu biliyorsun, kendine dert yaratıyorsun, o dertlere sımsıkı sarılıp, farklı tonlama ve şiddetlerde ağlıyorsun.  içimin daralması devam ediyor. 2 yakın arkadaşıma yazıyorum. karşıya geçiyorum, artık gözyaşım kalmamış. sakinliyorum fakat içim yine de sıkışık.

9. günkü kontrolde yumurta adedi 5'ten 6'ya çıkmış gözüküyor. seviniyorum.
doktoruma 7. günkü duygusal buhranımdan bahsediyorum. bunun çok normal olduğunu ve bun bana yaşattıkları için üzgün olduklarını dile getiriyorlar. yumuşuyorum hemen. çaplar istenen seviyede değil, 15-16'lar var; yetmiyor. iğnelere devam.

10. gün tekrar kontrol. istenen çapa ulaşılmış. östrojen hormonu normal hayat akışında maksimum 300 seviyesindeyken, benimki çıkmış 2.600'e. ruhen ve fiziken ekstra dişiyim. libidom tavan yapmış durumda. 


ilk seferki 3 iğne verilmiyor o gün, cetrotide devam. bir de aynı gece yapılmak üzere çatlatma iğnesi diye geçen ve bence aşırı karizmatik bir iğne veriliyor; ovitrelle. bu iğne toplama işlemi yapılamadan 36 saat önce uygulanıyor ve yumurtanın serbestçe salınabilmesini sağlıyor. şırıngası cam. tüm süreçte humatrope ile birlikte en çok ilgimi çeken iğne. humatrope yurtdışında güzellik ve vücut geliştirme alanında kullanılıyormuş. ilgisini çekenlere bir link bırakayım.

tüm süreçte yürüyüş hariç spor yapmak yasak, pilates lastiği, ağırlık yasak; bunun sebebi de aslında büyüme hormonu. ilk seferde kaslarım kendi kendine titredi, vücudum şaşırdı. kolajen arttırıcı etkisi olduğu için cildim bir parladı, güzelleşti.

iştahınız açılıyor ve kilo alma eğiliminiz oluyor, protein ve lif bazlı beslenmeniz öneriliyor. benim şahsen canım sürekli hamurişi çekti. yedim de, 2.5 kilo aldım süreçte. bol su içmeniz öneriliyor. libidonuz tavan yapıyor. cinsellik yasak 4. gün ve sonrası. sigara yasak. alkol günde 1 kadeh şaraba izin var. her gün iğne yapmaktan göbekte morluklar oluşabiliyor. yüz üstü yatmakta sıkıntı yaşanabiliyor. toplama işlemi yaklaştıkça, bir ağırlaşma ve baskı hissedilebiliyor.

12. gün toplama işlemi gerçekleşiyor. çok kısa süren bir işlem, hafif uyutuluyorsunuz. 1 saat gözlem altında tutuluyorsunuz ve dinlenmeye eve dönüyorsunuz. ben 2 tam gün uyku halindeydim. 6 adet görülen yumurtalar, toplama gününde 9 adet görüldü. bunlara yumurta keseciği demek daha doğru olur. bu keseciklerin içindeki suyun içinde yumurta olup olmadığı önemli, toplama yapılana kadar da bunu öğrenmek mümkün değil. sıvının içinden çıkan yumurtalar toplu iğne ucundan bile küçük. 9 adet kesecikten bende 6'sı dolu çıktı ve buzlukta yerlerini aldılar.

bana destekçi arkadaşlarım; "kuluçkaya mı yattın", "bugün de kümeste misin?", "bu yumurtalar dondu ya soğuk çocukların olmasın" gibi densiz şakalarla beni güldürdüler. hayatı çok da ciddiye almamalı.

şu an 2. toplama işleminin 9. günündeyim, bugün duygu yoğunluğu yaşadığım gün ve biraz moral bozucu yazdıysam bu yazıyı editleyeceğim. ilk seferde yaptığım gibi tek başıma bir çabaya girmemeye söz verdim ikinci sefer. baştan arkadaşlarıma söyledim, "kötü hissedersem sizlere anlatacağım. ulaşılabilir olun, bana zaman yaratın" diye. 3. sefere girmemeye karar verdim, prp'nin etkisini gördüm. bakalım toplama işleminde ne çıkacak.

ekleme: 2. seans da bitti gitti. hormonlar normalize oldu. 2 toplama işlemi ilkine göre daha rahat geçti diyebilirim. öncelikle hazırlıklıydım. ilk sefer 7. gün vuran hormonal şaşmaca bu sefer 9 ve 10. gün vurdu. bu sefer hazırlıklı olduğum için, yine ağlayarak geçse de hiç değilse farkındalığım vardı. bir de nazımı çekebilecek arkadaşlarımı aradım, onlar beni aradı. nazımı çektiler. sağ olsunlar. iğneleri uygulamak daha kolaydı. arada bir ailemi görmeye gittim, iyi geldi. bu noktada her gün 18:00 civarı odaya kapandığımda peşimden ayrılmayan ve henüz çok küçük olan yeğenlerime eğlenceli bir hikaye uydurmam gerekti sadece 3 günlüğüne. ilk seferde toplam 12 günlük süreç bu defa toplama işlemi dahil 13 gün sürdü. işlem odadan çıkıp, tekrar odaya dönene kadar 17 dakika sürdü. narkoz etkisi daha hızlı toparlandı, bunun sebebi muhtemelen ilkinde prp yapıldığı için daha uzun süre sakinleştirici almamdı. toplam 13 yumurta keseciği görülmüştü, tam tamına 11 olgun yumurta çıktı. yay. 13 olgun, toplam 19 yumurta buz gibi kenarda bekliyor artık. yine dua ekleyeyim; umarım kullanmama gerek kalmaz. bu sürece girecek kimsenin de kullanmaya ihtiyacı kalmamasını dilerim.

süreç genel olarak zor. arkadaşlarınızın empati yapmasını beklememeli ve beklentiyi düşürmelisiniz. yoksa duygu yoğunluğu yaşadığınız günlere dert yaratırsınız. yanınızda sizle aynı misyonu paylaşan bir partneriniz yok, tüp bebek merkezi çiftlerle dolu. hepsi olmasa da bir ellere bakılıyor, yüzük arıyor o çift gözler. her hastaneye gidişiniz testti, sonuçtu, ölçümdü, ilaçtı en az 3 saat. ben hep yalnız gittim, yalnız da gitmeye devam ediyorum. şu günler mucbir sebepler izledim, güldüm. yanıma kitap götürdüm. bazı günler bilgisayarı yanıma aldım çalışmak için.

tüm zorlu sürece rağmen, kendim için bir yatırım yapıyorum. olur da bir gün bebeğim olsun istersem, kenarda duran garanti yumurtalarımın iç rahatlığı var ve olacak üzerimde. umarım doğal yollardan olur. evren! vicdanlı, sevgi dolu, ilgili ve mümkünse benden uzun sevgilimi tez zamanda çıkar karşıma!

süreç; tüm ilaçlar, toplama işlemi (2 sefer), kan testleri, prp, kontroller dahil 42 bin tl tuttu. bu bütçe döviz kuru arttıkça ilaç ve iğneler sebepli yükselecektir. bir de bazı testleri (ilk seferde istenen kan değer testi gibi) acıbadem'in yüksek fiyat politikasına takılmamak için dışarıda bir laboratuvarda yaptırdım. vitaminleri daha uygun fiyatlı olduğu için bir e-commerce websitesinden aldım. ilaçları hastaneye yakın bir eczaneden almanız daha avantajlı; bu ilaçlar her eczanede bulunmuyor ve bu işlemi yapan hastane yakınındaki eczanelerin toplu satın alma yaptıkları için daha uygun olduğunu biliyorum. bu noktada tanıdık bir eczacı yönlendirmesi de faydalı olur.

sürece giren, süreçte olan tüm kadın arkadaşlarımın en kolay şekilde geçirmelerini dilerim.