ülkemizi kısacık tanıyalım

zaten turistik ve popüler trivia malumunuz. hatta şuradan okuyabilirsiniz: 1912yi milat kabul eden adam bunlar kim il-sung'un(dede) doğum günü diye. işte torun jong-un asıyo kesiyo falan. babasının izinden gidiyor. o da dedesinin izinden giderdi... bu konuda yazılmış bi dolu turizm blogu var. tr'den de özel vize alarak giden çok var. ülkeye yalnızca çinden gidiliyor. yani önce çin vizesi lazım, ordan başvuruluyor. allahtan vize pasaporta falan işlenmiyor. turistik olarak güzel ülke, güvenli, rahat. 1 hafta devlet ajanları polisi tarafından gezdirilip yollanıyosunuz. on numara. tabi ben biraz ekonomisine biraz politikasına bakma niyetindeyim şimdi

dünyanın en zayıf ekonomilerinden bir tanesi. 

belki de birincisi. işin ilginci pek bilmiyoruz da. sadece eski rakamlar ve bilinçli estimasyonlar/projeksiyonlar mevcut. sanayisi ortaçağdan kalma(abartı), %150000 küçüldükten sonra(abartı-2009 rakamı %0.5 küçülme), 2013 yılında %1.1 büyümüş enteresan bir ekonomi.(tabi çoktan çok azdan az gider. ülkeye 50 lira ateşleseniz %34 büyüyecekmiş gibi bir hali var)

ithalat/ihracat var. sıfır değil. örneğin 2014 yılında 3.33 milyar ihracatı, 4 milyar dolar ithalatı var(evet milyar)

2014 yılında ithalatın ihracatı karşılama oranı %82.7(kıskanılacak rakam birçok trışka ülke için)

tabii ki bu ticaretin %90'a yakın kısmı çin halk cumhuriyeti ile.(ihracatın %86.1'i, ihtalatın %87.5'i) peki ne alıp ne satıyorlar? güney kore'nin tahminine göre kuzey kore'de bugün değeri 6 trilyon doları bulan yeraltı kaynakları mevcut.. bunun tamamından çin faydalanıyor, dünyada başka hiçbir yerde bulamayacağı bir ucuzluktan alıyor hem de. hem de aldığı ülke de inanılmaz memnun. (evet çinden bahsediyoruz. dünyada herhangi bir hammaddeye ihtiyaç duyacak ülkeler listesinde ilk 2'den çıkmayacak çinden)

kuzey koreli vatandaşlar da çin sınırından günlük kuzey koreli askerler eşliğinde çine geçiyor, çin fabrikalarında ucuz işçi gücü(ironiye bakar mısınız. adamlar çinde ucuz işçi statüsünde... çinde. evet.)niteliğinde çalışıp günlük geri geliyor. fason/çakma malzeme üretip ayda 300 dolar maaş alıyorlar. bunun 100 doları kendilerine, 200 doları devlete kalıyor. devlet yaklaşık 80 bin vatandaşını yurtdışında çalıştırıp yılda ortalama 90 milyon dolar gelir elde ediyormuş.(peterson uluslararası ekonomi enstitütüsü çalışması) + silah/nükleer teknoloji satışlarıyla yılda yaklaşık 1.5 milyar dolara yakın gelir elde ettiğine dair bir tahmin mevcut.

ülke sanıldığı gibi tam stalinist olup nihai komünist ekonomiyle yönetilmiyor. 

özel sektöre yönelik adımlar ve girişimler mevcut(vallahi) ve 20 yıldır yapılıyor bu yavaş yavaş. tabii ki her şey devletin kontrolünde halen de, en azından deneme var. baby steps. küçük ölçekli işletmeler, bireysel teşebbüsler vb. en azından 1-2 örneği var yani kendi çalışıp kendi kazanan insanların. çiftçilere de rekoltelerine göre hasatlarından daha fazla pay sağlamalarına 2012 yılından beri olanak sağlıyorlarmış.

buraya kadar kaynak: atlı, altay., "kuzey kore nasıl ayakta duruyor", analist dergisi, (temmuz-2015), uluslararası stratejik araştırmalar kurumu, ankara.

peki son 2 haftadır ne oluyor?

aslında yeni olan bi şey yok. yani görünen köy kılavuz istemedi sadece. kore bunu yıllardır yapıyor. yıllardır da haberlerini tabloidlerde, hürriyette mynette okuyorduk.

akademikler/meslekten arkadaşlar/kozmokratlar'a lafım yok. onlar zaten hürriyet değil, world affairs journal, council of foreign relations, politico, wapo brifinglerinden takip ediyorlar(isimlerinden çok havalı gözüktüklerine bakmayın özellikle cfr falan, öyle illüminatik masonik bilmemne tarikatından olmak gerekmiyor, baya üye falan olup alabiliyorsunuz bunları çoğu ücretsiz, bazıları bedavadan biraz pahalı)

torun jong-un taktı büyük şeytan amerikaya, vurucam da vurucam. e ama kimse ciddiye almıyordu ki? zira amerika çook uzaktı.(halen öyle gerçi. coğrafik proksimiteler değişmiş değil) amerika'ya gelene kadar japonya'sı var müttefik, güney kore'si var müttefik, çin var pazarlık edilebilecek, rusya var sözü geçecek vs. vs.

fakat jong-un tutturdu illa vuracak. nükleer program son hız devam ederken güney kore ve japonya özellikle geçtiğimiz yıldan bu yana inanılmaz şikayetçi çünkü füze denemeleri sürekli japon denizine düşüyor. her deneme bir tehdit unsuru. başarısız denemeler başarılı hale geldi, başarılı denemeler yeni teknoloji testlerine dönüştü. enformasyonlar, istihbaratlar, devlet kanalından provokasyonlar kümülatif ve konsekütif olarak birikti. ve bizi günümüze ulaştırdı. bu zamana kadar hep aynı terane dönerdi. kore yeni bir füze denemesi yapar, japonya/güney kore şikayetçi olur. bmgk toplanır, kınarlar, bıraksın derler, çine ihtar çekerler, ambargoları bi tık daha sıkılaştırırlar. nafile.

fakat 28 temmuzda, uzmanların "kıta abdsine ulaşabilecek menzilde olabileceği düşünülen" bir füze denemesi yapıldı. bu ayrıca, kuzey kore'nin ikinci başarılı kıtalararası balistik füze denemesi..

5 ağustosta birleşmiş milletler güvenlik kurulu 15'e 0 sıfır oyla kore'nin tasarruflarına cevaben kuzey kore ihracatlarını kısıtlayıcı yaptırım kararları aldı. 8 ağustosta trump 'they will be met fire and fury like the world has never seen' sözü vererek kuzey koreye tv'de atarı koyup geçiyor

2 gün sonra 10 ağustosta kuzey kore'nin stratejik füze kuvvetleri başkanı general kim rak gyom, bu şişko şerefsiz'in..(şaka şaka) bu sebepsiz zırtapozla bir diyalog mümkün değil, yalnızca mutlak güçle bu adam üzerinde işe yarar tarzı bir açıklama yapıp tansiyonu iyice yükseltiyor.

bir gün sonra trump bey şöyle bir twit atıyor:

yu es milıtri her türlü çıt sesine hazırdır ayıks.

ve guam'ın ortak operasyonlar merkezi "yakın bir füze saldırısına hazırlık" bilgisi geçiyor... (hatırlarsanız bizim ilkokulda da vardı atom bombası atılırsa ne yapılmalı tarzı. işte mantara bakmayın kör olursunuz, eğilin ve saklanın, patlama sesini duyduysanız 30 saniye sonra fiziksel yıkım olacak, saklanın, başınızı eğik tutun vb.)

guam amerikan toprağı. dolayısıyla kıta amerikasıyla eşdeğerde tutuluyor. herhangi bir saldırıda amerikan ordusu tabii ki lalettayin davranmayacak, tüm kuvvetiyle cevap verecektir. allah korusun. sonuçları yıkıcı olabilir tüm dünya için.

peki bu tantananın özü nedir? kuzey kore gerçekte ne yapabilir?

12 aralık 2012(12/12/12 deccalin gelişi gibi sayın seyirciler) tarihinde kim jong-un başa geldiğinden beri nükleer programa hız verilmiş vaziyette. yalnızca 2016'da 24 füze denemesi yapıldı. 2017'nin 8. ayındayız ve bugüne kadar 14 test vuku bulmuş durumda.

kuzey kore'nin kısa menzilli füze kapasitesi ve mevcudiyeti yıllardır tüm dünya tarafından biliniyor. bu füzeler(bunların ismi no dong ortalama yaklaşık 1300 km uzaktaki hedefleri tam kapasite vurabilecek etkinlik ve hassasiyette. fakat bu yıl orta [musudan(3.500 km menzil)] 2-menzil ve üst menzil[1- kn14(10 km menzil) ve 2-kn08(11.5 km menzil)](bu icbm-kıtalar arası balistik füze- olarak tabir ediliyor) füze denemelerini başarıyla gerçekleştirdiler. o küçük enişte diye dalga geçilen kuzey koreye bir ciddiyet atfedilmesinin sebebi bu yüzden. bu sefer eniştenin elinde baya büyük bir füzecik var. uzmanlar kuzey kore'nin füze menzilinin 11.300km(yaklaşık)'a çıktığını tahmin ediyorlar.

vaziyet böyleyse, kuzey kore'nin avrupa'nın tamamını, abd'nin %70lik kısmını vurabilecek kapasiteye sahip olması gibi bir durum ortaya çıkıyor. kuzey kore sarih bir şekilde yalnızca abd'yi düşman edinse de, bu diğer ülkeler için bir güvenlik/sigorta/rahatlık unsuru anlamına gelmiyor. zira çevrede bir dolu abd üssü mevcut.

abd'nin kendi kıtasına varana kadar daha yakın bölgedeki kaydadeğer miktardaki askeri mevcudiyetini şöyle paylaşalım:

önce kore'nin mevcut hedefi guam. guam'da 3 adet abd üssü var.(guam deniz üssü, andersen hava üssü, andy south kara üssü) guam'ın nüfusu 163 bin civarında. bölgede 3871 abd askeri var fakat adanın tamamı zaten abd vatandaşı. 

1- japonya, 39.718
2- güney kore, 23.144
3- afganistan, 10.264
4- italya, 12.230
5- almanya, 34.490
6- türkiye, abd mevcudiyetinin bulunduğu 8 askeri üs, sayıyı tam olarak bilmemekle birlikte yalnızca incirlikte 2500 civarı abd askeri olduğunu biliyoruz.

aileler ile birlikte her ülkede onbinler, yüzbinlerce abd vatandaşı, ve tabii ki bu abd askerleri bulundukları ülke ve vatandaşları içinde direkt tehdit oluşturabilir...

velhasıl, iş ciddiyete binince, ortalık velveleye verildi tabi.

İlgili içerik