SANAT 30 Eylül 2025
1,6b OKUNMA     57 PAYLAŞIM

Yılbaşı Kartpostallarında Çizimlerini Mutlaka Gördüğünüz Çizer: Anton Pieck Kimdir?

1895–1987 arasında yaşayan Hollandalı ressamın işlerini bir yerlerde mutlaka görmüşsünüzdür. Peki neyin nesiydi bu adam?

miyazaki kadar önemli bulduğum bir diğer büyük usta, anton pieck (1895–1987), hollanda’nın en sevilen sanatçılarından biridir. onu tanıyanlar -elbette eserlerinden- genellikle "nostalji ustası" der. çünkü çizimlerine baktığınızda kendinizi 19. yüzyıl hollanda'sının sokaklarında, dükkanlarında ya da masallarında bulursunuz. pieck’in dünyası, insanı modern hayatın telaşından uzaklaştırıp sıcak, güvenli ve masalsı bir yere götürür.


pieck’in en büyük özelliği ayrıntılara olan ilgisidir. herhangi bir resmine baktığınızda, küçük küçük hikayeler görürsünüz. örneğin kalabalık bir pazar yeri çizmişse, bir köşede çocukların kardan adam yaptığını, başka bir yerde yaşlı bir adamın sokak lambasını yaktığını, yahut sırtını bize dönük bir adamın duvarın dibine işediğini görebilirsiniz. tüm bu detaylar resme canlılık katarken sizi de o anın içine çeker. ayrıca çizimlerinde hep eski zamanları seçmiştir. at arabaları, eski evler, karlı sokaklar, nostaljik kıyafetler… onun tablolarında bugünün dünyasını pek bulamazsınız.


pieck’in esinlendiği kaynaklar arasında hem büyük ressamlar hem de masal çizerleri vardır. rembrandt, bruegel gibi klasik ressamlardan esinlendiği ölçüde gustave doré ve arthur rackham gibi masal illüstratörlerinin hayal gücünden de beslenmiştir. genç yaşta okuduğu hikayeler, gezdiği eski şehirler ve gördüğü gravürler de onun sanatını şekillendirmiştir.


pieck, hollanda’da öylesine tanınmış bir isimdir ki, resimleri sadece galerilerle sınırlı kalmamış; takvimlere, kartpostallara, pullara ve yapbozlara kadar girmiştir. 1950’lerde ise büyük bir proje ile adını iyice duyurdu pieck: efteling masal parkı. bugün bile milyonlarca insanın gezdiği bu parkın ilk tasarımlarını pieck yaptı. oradaki peri masalı ormanı ve masalsı evler onun kaleminden çıktı. hatta parkta hâlâ "pieck tarzı" denilen bir çizgi korunur.


pieck’in masallara olan ilgisi, 1001 gece masalları için yaptığı çizimlerle de görülür. özellikle aladdin’in sihirli lambası gibi hikayelerdeki illüstrasyonları çok sevilmiştir. onun çizimlerinde uçan halılar, kocaman cinler, eski şehir sokakları hep ince detaylarla doludur. bu resimler sadece çocuklara değil, yetişkinlere de masal dünyasının büyüsünü hissettirir.

birçok insan pieck’in resimlerini jumbo marka puzzle’lardan tanır -herhangi birini edinip duvarınıza astığınız vakit ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacağınızdan eminim. onun detaylı ve rengarenk sahneleri, yüzlerce parçalık yapbozlar halinde piyasaya çıkmış ve koleksiyonların vazgeçilmezi olmuştur. eski bir fırın, kalabalık bir panayır ya da karlar altındaki bir köy sahnesini yapboz olarak birleştirmek, hem eğlenceli hem de pieck’in dünyasına adım atmak gibidir.

pieck’in resimleri aslında tek bir şey söyler: "hayat basit, sıcak ve paylaşmaya değer."

onun sahnelerinde şiddet yoktur, tatlı bir telaş vardır hayatın akışına binaen. evet bazen üstü başı yamalı çocuklar göze çarpar fakat hakim olan duygu; güven, huzur ve biraz da geçmişe özlemdir. çizimlerine bakarken insan "keşke orada olsam" der. belki de pieck’in bu kadar sevilmesinin nedeni budur: insanlara hayal kurdurmayı ve mutlu bir dünyayı hatırlatmayı başarması.