Yerçekimi %50 Azalsaydı Nasıl Değişiklikler Olurdu?
yerçekimi %50 azalsaydı olabilecekler... bir kere kendinizi michael jordan gibi hissedersiniz daha yükseğe ve daha uzağa zıplarsınız ve ardında ülee üleee üle ben neler ettim öyle dersiniz. çünkü çekim etkisinin azalmasıyla üzerinizden bir örs kalmış gibi olur. tabii ki bu işin iyi tarafı.
aslında kas gücü aynı ama ağırlık düşük olduğu için insanlar istemeden yüksek sıçrar hızlı koşar filan ama bunun yanında da denge refleksleriniz çöker. aya giden apollo astronotlarının videolarını görmüşünüzdür yürürken yere düşüp dururlar. insan fizyolojisinden devam edecek olursak çekim kuvveti değiştiği için atmosferimizdeki hava incelecek ve daha az oksijen olacağından soluk alıp vermekte bazı problemler yaşayacağız.
buna bağlı olarak bizi etkileyen hava basıncıda değişeceğinden kan basıncında artar ama kan damarları genişler ve kan basıncı düşer. kan baş bölgesine daha çok çıkar bundan kaynaklı yüzde şişkin ve kızarıklık görünür, baş dönmesi, sersemlik olur. böyle bir durum uzun vadede dolaşım ve kalp problemine de sebep olacağından bence bazı insanlar ölebilir.
yaşayan insanlarda uzun vadede kas distrofisi yani kaslarda erime ve kemik kaybı yaşanacaktır. bunu da uzay istasyonunda yaşayan astronotlar (dünyaya ayak bastıklarında hemen ayağa kalkıp yürüyemezler) bilmekteyiz.
diğer etkilere bir bakalım
her şeyin kütlesi aynı kalır ama ağırlık yarıya düşer. aklınıza ne getirirseniz getirin bir insan, bir bina, bir araba, bir dağ... hepsinin ağırlığını yarı ağırlığında ölçeriz yani ağırlıklar yarıya düşer. atmosferimizdeki hava çekim kuvvetinin azalmasıyla yükselir ve buna bağlı hava azaldığından dolayı bir sürtünme etkisi azalır bize kayganlık hissi verir işte o zaman ortamlara akıyorum deyimi gerçek olur :)
atmosfer yükselip inceldiğinden basın değişimiyle beraber bir anda dünyanın birçok yerinde süper rüzgarlar, bir daha abartalım jüpiterdeki gibi vorteksler ve ani fırtınalar görülebilir. yine atmosfer değişikliği nedeniyle güneşten bize gelen ışık daha az kırılır güneş, ay ve yıldızlar daha bir farklı ve ufuk çizgisi daha keskin olur. yani dünya’nın daha yüksek rakımında yaşıyormuş gibi bir his verir.
çekim kuvvetinin değişmesiyle beraber okyanusların ve denizlerin kinetik enerjisinde bir artış olur dalgalar büyür. ay bizi çekmeye aynı kuvvetle çekmeye devam ettiğinden gelgitler büyür bazı yerlerde deniz seviyesi hızlı bir şekilde artar veya azalır. ay demişken dünya ayı da daha az çekeceğinden muhtemelen ay bizden uzaklaşmaya başlayacak ve buna bağlı uzun vade de gelgitler değişeceğinden iklimde değişecektir.
atmosfer inceldiğinden dolayı gündüzleri aşırı sıcak geceleri aşırı soğuk olabilir. uzaya attığımız uydular hızla bizde uzaklaşmaya başlarlar. oksijen azalacağından araba motorları iyi çalışmaz ve düşük basınçta su daha düşük sıcaklıkta kaynadığından dolayı arabaların soğutma sistemleri randıman vermez ve arabalar cort olur diye düşünüyorum. ayrıca güneş bizi daha kuvvetli çekecektir diye düşünüyorum ve dünyanın yörüngesi değişebilir, bu durumda şimdiki kullandığımız zaman dilimleri de değişirdi.
sonuç olarak
kalan sağlar bizimdir deyip yeniden bu durumu adapte olur. vücudumuz tekrar bir evrim geçirerek yeni bir şekle bürünürdü, az oksijenden dolayı burnumuz ya da burun deliklerimiz büyür daha ince, uzun bir yapıda ve daha az kaslı olurduk kanımca diyorum ve bitiriyorum.
fakat unutmadan: bu durum sonumuz da olabilir.