BİLİM 28 Şubat 2020
57,1b OKUNMA     686 PAYLAŞIM

Yavru Makakların Sahte Anneler Tarafından Büyütüldüğü Etik Dışı Deney: Harlow'un Maymunları

Etikliği zamanında tartışma yaratmış olsa da kavrama ve öğrenmeye dair önemli ipuçları veren bu deneyi inceliyoruz.

harlow'un maymunları... yapılışları etik olarak problemli olmakla beraber, kognisyonun gelişimine ve evrime dair önemli ipuçları vermiş olan deneylerdir.

harlow'un en ünlü maymun deneyini kısaca açıklamak gerekirse:

harry harlow, yavru maymunları; daha spesifik olarak ifade edersek rhesus makakları annelerinden çok küçük yaşta ayırıyor. yavruların bulundukları yere iki farklı sahte anne figürü yerleştiriyor.

sahte anneler


resimde görüldüğü gibi, bu annelerden biri telden oluşurken, diğeri kumaşla kaplı. anne ve yavru ilişkisinde neyin etkili olduğunu anlamak için harlow, biberonu bazen telden olan, bazen de kumaşla kaplı olan annenin üzerine yerleştiriyor. bunun sonucunda gözlemliyor ki, biberon hangi annede olursa olsun; makaklar kumaştan olan anneyi tercih ediyorlar. buna ek olarak, deneylerde bebeklik döneminde normal makaklar gibi sosyal kontağı olmadan yetişenlerin büyüdüklerinde münzevi, agresif bir karaktere büründükleri de gözlemleniyor.

bu deneyler, insan beyninin çalışma prensipleri ile ilgilenen herkesin hakkında bilgi sahibi olması gereken, önemli deneylerdir ve evrimin işleyişine dair mantıksal yanılgılarınızı baltalayabilecek olan bulguları vardır.

sosyal yetilerin sağlıklı gelişimi için hızlı gelişim gösteren bebek beyninin yeterli iletişim kurmasının zaruri olduğu ve suni iletişim yöntemlerinin bunu sağlamadığı zaten bugün bilinen bir şey.

en basit örnek: bir bebeğin büyüdüğü ortamda yabancı bir dildeki bir tv kanalını sürekli açık tutsanız dahi bebek o yabancı dili öğrenemiyor. hatta daha fazla televizyon izleyen bebeklerin konuşmaları gecikiyor. yani bebek beyninin grameri çözümlemesine olanak tanıyan örüntüleri salt algoritmik örüntüler olarak hayal etmek oldukça yanlış.

ikinci bir önemli nokta, cesur yeni dünya stili bir sistemin öyle kolay kolay kurulamayacak olması. kognitif gelişimi nütrisyona indirgemenin sonucu agresyon, korku ve anti-sosyal özellikler gösteren bireylerin çoğunlukta olduğu bir toplum olur.


son olarak

benim can alıcı bulduğum detay; evrimsel temeli olan çeşitli davranış örüntülerinin antroposantrik bir faydacı bakış açısı ile kolay kolay çözümlenemeyeceği. bugün yoldan geçen rastgele bir insana, "anne ve bebek arasındaki bağın evrimsel temeli nedir?" sorusunu sorsanız büyük olasılıkla cevabın emzirme olduğunu düşünecektir. bu her ne kadar teoride mantıklı gibi görünse de, pratikte işlemeyen bir fikirdir. evrimsel anlamda faydalı olabilecek motivatörler, ilk bakışta mânâ yükleyemeyeceğimiz innate mekanizmalar olarak kendilerini gösterebiliyorlar ve bu aslında çok doğal. evren insan gibi düşünmüyor, sadece insan, evrenin kendi algıladığı sınırda işlemesini bekliyor.

sözü bitirmeden hatırlatalım ki bu deneyler yeni değil. günümüzde çoğunluk bu deneylerin etik olmadığı hususunda hemfikir. ilginç ki bu deneylerin uyandırdığı aksülamelleri fare deneyleri uyandırmıyor. homo sapiens, kendisine benzeyen türlere karşı daha duyarlı gibi görünüyor.

Primatlarda Doğal Bir Ahlak Anlayışı Olduğunu Kanıtlayan Maymun Adalet Deneyi