EKONOMİ 29 Aralık 2022
14b OKUNMA     379 PAYLAŞIM

Yatırım Yaparken Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Temel Hususlar

Yatırım türleri, sepet dağılımı, zamanlama, faizler, borsa, krizler gibi konularda genel bir değerledirme. Nasıl yatırım yapılır? Yatırım yaparken nelere dikkat etmek gerekir?

yatırımın birçok aracı var. gayrimenkul, emtia (değerli madenler, gıda, petrol vs.), borsa, mevduat, eurobond ve tahvil, kripto para, döviz ve nakit bunlardan bazıları.

favori yatırım aracım şudur demek için iki koşul var. ya kişi bu işe gerekli vakti ve enerjiyi ayıramayacağını düşünüyordur ya da konu hakkındaki bilgisi kısıtlıdır.

aslında mesele şöyledir. enflasyon delicesine arttığında merkez bankaları faiz arttırırlar. enflasyonun %20, faizin %2 olduğu bir yerde insanlar paralarını enflasyonun artışı ile koordineli olarak artacağını düşündükleri şeylere yatırır; bunun için de gerektiğinde rahatlıkla kredi çekerler.

bir noktada faizler %6'ya çıkarıldığında insanlar risklerini yaymak adına bir miktar daha paralarını mevduata yatırıp çektikleri kredileri azalttığında piyasada dönen para azalır. dolayısıyla azalan alım gücünden dolayı fiyatlar düşer, yerinde sayar veya en azından yükseliş hızı yavaşlar. dolayısıyla enflasyon da %16 olur mesela.

faiz arttırma iradesi devam ettiği taktirde bu iki oran birbirini bir yerde yakar; mesela her ikisi de %10 olur. işletmelerin çoğunun kredi ile ayakta kalması nedeniyle faizler bir gecede arttırılamaz. bu, bir süreçtir. mesela bu faiz artırımı global bir durumsa veya rezerv para sayılan büyük paraların devletleri yapıyorsa artırımı; altın da tıkır tıkır aşağı iner. dolayısıyla faiz artırımına gidecek olan bir piyasada elinde emtia olan adam kısa-orta vadede para kaybeder. 

faizler arttıkça evet enflasyon düşer; lakin insanlar para da harcamamaya başlarlar. dolayısıyla bu durum abartıldığı taktirde resesyon gerçekleşir. bu durgunluk da haklın mutluluk seviyesini aşağı çeker. 

aslında faiz arttırıldığında gerçekleşen şey, paranın halktan merkez bankalarına ve diğer bankalara transferidir. bu transfer sonucunda toplanan paralar kısa vadeli faiz borçlarını eritip, doğru noktalara yatırım olarak geri döndüğünde uzun vadede ülkeler kazanırlar. öteki türlü yüksek faiz yükü uzun vadede merkez bankalarının ve diğer bankaların sırtında yük olmaya başlar.

bu faiz artışı bir noktada durduğunda veya faiz indirimleri başladığında insanlar kredi çekip, alışveriş yapmaya ve diğer yatırım araçlarını da makul görmeye başladıkları için emtialar artış gösterir. farklı bir yasal düzenleme gerçekleşmediği taktirde gayrimenkul alıp, temel ihtiyaçları olan barınma ihtiyaçlarını karşılarlar. 

temel ihtiyaçları karşılandığında kripto para, borsa ve arsa gibi hayat standartlarını uzun vadede yükseltecek şeyler almaya başlarlar. artan para arzı nedeniyle halkın harcama limiti doğal sınırlarına geldiği, fiyatların çok arttığı fakat halkın bir kısmının bu durumu tolere edemediği noktada yeni bir kemer sıkma politikası devreye girer.

dolayısıyla bu, bir döngüdür. dükkan, arsa veya nitelikli hisse alıp, hiç dokunmadan 25 sene bekleyen kişi tabii olarak kazanır. çünkü her birkaç yılda bir atım şeklinde bu gruplar yükselirler. 25 yılda hisse veya arsa piyasası 6-7 kez yükselmiştir. her birinden sonra yine düşmüş ve yataya geçmiş olsa da her yükselişte zirve tazelemiştir. fakat aynı 25 yılda altın, döviz, gıda emtiaları ve diğer tüm yatırım araçları da 6-7 kez yükselmiştir. lakin bir bireyin tüm yükselişleri anında yakalayıp hep doğru pozisyon alması da mümkün değildir. bu nedenle yatırımları mümkün olan en çok sınıfa dağıtmak; çok yükselen hangisiyse ondan bir miktar alıp en dibe yakın olana eklemek çok daha az riskli ve komplike bir kazanca sebep olur.

bu yükseliş ve düşüşlerin tek sebebi harcama alışkanlıkları ve faiz politikaları değildir. pandemi, büyük depremler, 2008 mortgage krizi benzeri durumlar, savaşlar gibi bazı etmenler piyasalarda ciddi düşüşlere sebep olabilirler. spesifik olarak her düşüş belli sektörleri hızlıca düşürür, sonrasında da özellikle bazı sektörleri çok daha hızlı yükseltir.

şehrin bir bölgesinde bir ev almış olalım ve 20 yıl kirasını alalım. çok akıllı olduğumuz için aldığımız yer de gerçekten en çok gelişecek olan yer olsun. yirmi yılda aldığımız tüm kiralar bir ev parası etsin. evimizin konumu itibarı ile değeri iki kat artsın ama 20 yıllık eski bir ev olduğu için değeri yarıya düşsün. hadi konut sektörü de %20 genişlediği için %20 kar etmiş olalım. 100'e aldık, 120 oldu. hadi enflasyon da doğru açıklandığı için kiradan da bir bu kadar aldık. 100 liramız yirmi sene sonra 240 lira oldu. hadi evin yarısını da kredi ile aldık; onun yarısını da enflasyona erittik; maliyetimiz 75. paramız yaklaşık 3x yaptı 20 yılda. bu evin boş kalım sürecini, vergisini, demirbaş giderini; emlak komisyonunu falan saymıyorum daha.

diğer taraftan, değerleme bilen ve proaktif bir yatırımcı olarak dünyadaki bütün pandemilerin birkaç yıl sürdüğünü okumuş, pandemi sonrası havayolu şirketlerinin tabanda yatay seyrettiğini görüp yarım ev parasına bunlara yatırım yapmış olalım. bir yıl içinde paramızı enflasyon bazında 3-4x yaptık bile.  buradan ev, kötü bir yatırımdır sonucu çıkmasın. ev alarak da piyasayı takip etme, risk alma ve enerji harcama gibi şeylerden tasarruf ettik. 

fakat ola ki vaktimiz de var enerjimiz de. iki milyon liramız da varmış meğerse bir şekilde. o durumda sıfır noktasında bu miktarı %10 nakit (döviz+tl), %15 emtia ( altın, gümüş, turib borsası vs), %15 mevduat, eurobond, tahvil, %25 yerli yabancı hisse senedi, %35 gayrimenkul (küçük bir şehirde belki) gibi böldüğümüzü düşünelim. rakamlar rastgele, ilk aklıma gelenleri yazdım.

ideal yönetilen de bir devlette yaşıyoruz. faizler artmaya başlayacak gibi, enflasyon tepede. emtiaların ve senetlerin mesela bir kısmını sattık, yükselen faizlerden dolayı mevduatı arttırdık. bir noktada faizler düşecek gibi; ters işlemle elimizdekilerin miktarını yükselttik. evler pik yaptı diğerlerine göre; evi elden çıkardık. sonra bir noktada evler yine yataya bağladı; diğer yerlerde değerlenen varlığımızla daha büyüğünü aldık vs.

aslında bu balinaların arkasında gezen minik balıkların balinalardan sebeplenmesi gibi. bize gereken balinaların yönünü kestirebilecek verileri algılayabilmek. global dergileri okuyup, merkez bankalarının önemli kararlarını değerlendirmek; bir o kadar da aklımızı kullanıp fırsatları gözlemlemek. hiçbir yatırıma aşık olmadan rasyonel kararlar verebilmek.

bir diğer anlamı ise para arzı sınırlı olduğu için hangi piyasa düşmüş ise ona el atıp yardım etmek, yükseldiğinde ise karından sebeplenmek. veya dediğim gibi tüm bunlara yetecek istek, enerji, bilgi ve zamanımız yoksa herhangi birine yatırıp yıllarca beklemek. bu da böyle uzunca bir derleme olsun, başta kendime yazdığım bir hatırlatma notu gibi.