Yasaların Her Yere Ulaşamadığını Gösteren Kayıt Dışı Asgari Ücret Örnekleri
küçük yerlerde asgari ücret hala 2000-2500 lira seviyelerinde
bir süredir mardin'in kızıltepe ilçesinde çalışıyorum. esnafla sürekli iç içe olduğumuz bir işte çalıştığım için farklı sektörlerdeki işçilerin durumuna bizzat tanık olma şansım oluyor. size birkaç örnek vermek istiyorum.
- tarım ilaçları satan bir müşterimiz var. dükkanda çalışan bir işçi hem dükkanın ön muhasebesine bakıyor, hem de dükkanın bulunduğu apartman aynı zamanda dükkanın sahibinin olduğu için o binanın kapıcısı olarak görev yapıyor. evli, çocuğu var. aylık maaş: 2000
- mardin'de ünlü bir kahve ve kuruyemiş zinciri ön muhasebeye bakacak, depodan sorumlu olacak ve aynı zamanda haftanın üç günü şubelere mal dağıtmaya çıkacak bir personel arıyordu. birlikte çalıştığımız arkadaşlardan biri, işe ihtiyacı olan bir tanıdığını buraya yönlendirdi. başvuran kişi kızıltepede çalışıyor, iş yeri ise mardin'de. günlük yol parası 15 lira. iş yeri yol parasını karşılamıyor. teklif edilen ücret: 3000 lira. tabii iş arayan kişi bunu mecburen kabul etti çünkü şu an 1800 liraya çalışıyor. bu da evli ve cocuğu var.
- avm'de kurumsal olmayan mağazalarda çalışanların maaşları ortalama 2000 lira. yol parası ve yemeği bazı mağazalar karşılıyor, bazısı karşılamıyor. avm'de tek öğün yemek en az 20 lira.
- yine ünlü bir kahvecide, günde 12 saat ayakta çalışan personellerin maaşı 1800 lira.
- buna ben şahit olmadım fakat güvendiğim bir arkadaş bahsetti; van'da bir firinda çalışan bir işçiye günlük yemek ve 10 ekmek veriliyor. evet, günlük 10 ekmeğe çalışıyor.
- özellikle söz konusu kadınlar olunca bu maaş politikası çok daha vahşileşiyor. erkeklerin 2000 lira aldığı yerlerde aynı işlerde çalışan kadınlar 1500 lira bandında alıyor.
- çoğu lokanta genç yaştaki çocukları çalıştırıp günlük 40-50 lira veriyor. bunların çoğu da kurye olarak çalışıyor. yani sürekli trafiğe çıkıyorlar ve can güvenlikleri yok.
bu arada hepsinin sigortasız çalıştığını söylememe gerek yok sanırım. bakın bu kölelik düzeninden çok ama çok daha berbat bir düzen. köleye en azından yatacak yeri veriliyor, karnı öyle ya da böyle doyuruluyor, hasta olunca bakılıyor (çünkü köle sahibi köleye para yatırmıştır, ölmesi işine gelmez), köle fatura ödemez. peki bu yukarıdaki maaşlar ile bu saydıklarımın hangisi yapılabilir? bu parayla işçi karnını mı doyursun, kira mı versin, doktora mı gitsin? kaldı ki insanın onurunu en çok yaralayan şey de şu: köle, kendi özgür iradesi dışında başkalarına hizmet etmek zorunda bırakılan kişidir. oysa bu sistemde kimsenin sizi esir alıp köle pazarında satmasına gerek yok. bu sistemde siz kendinizi allayıp pullayıp pazarlamak zorundasınız. köle pazarına kendi ayağınızla gitmek zorundasınız. o size üç kuruşu fazla görüp bir akşam yemeğine 500 lira veren patronlara kendinizi beğendirmek zorundasınız...
"daha pozitif, daha kararlı olun, idealleriniz olsun, kendinizi işinize verin, bir linkedin hesabı açın, güzel bir cv hazırlayın. isterseniz yapamayacağınız şey yok. bazen kendinizden tiksinip fahişe gibi hissedebilirsiniz ama unutmayın, sadece emek verenler en yükseğe çıkabilir."
o en yüksek dediği de 15 bin maaş + ticket...