FELSEFE 26 Mayıs 2017
45,8b OKUNMA     932 PAYLAŞIM

Westworld Dizisini Platon Felsefesi ile İlişkilendirerek Yeniden Yorumlayan Harikulade Bir İnceleme

Westworld, gerek çeşitli yorumlamalara açık olan kurgusu gerek de felsefi alt metniyle hafızalarımızda yer eden bir dizi oldu. Sözlük yazarı "cumartesii", bu felsefi alt metni yakalamış ve Platon'un idealar evreni ile paralellik kurarak diziyi güzelce yorumlamış.


birçok yönden platon’un felsefesinde bahsettiği evren tanımını ve yaradılış felsefesini hatırlatıyor dizi. biraz uzun olacak ama içine felsefe katmadan izlenmemesi gerektiğinden şuraya koyuyorum tespitimi:

not: finalden sonra yazıldı.

platon’un çalışmalarında göze çarpan ilk husus filozofun bir yanda hiç değişmeyen, sabit ve kalıcı diğer yanda ise sürekli bir değişim içinde olan şeylerle ilgilendiğidir. platon’un çalışmalarında ebedi ve değişmez olan şey bir ilk madde değildir, değişmez olan şey tinsel ve soyut olan örneklerdir, görünen, dokunabildiğimiz her şey bu soyut örneklere göre yaratılmıştır.

platon’a göre dünyadaki bütün görüngüler birbirine benzer. zaman içerisinden değişikliğe uğrasa da benzerliklerini kaybetmezler. örneklendirmek gerekirse ister yaşlı olsun ister topal, bütün atlar birbirine benzer, yani at biçimi hep akıldadır ve tanıdıktır. burada odak noktası bütün atların bir ortak paydasının olması halidir. platon’un felsefesinde bütün atların birbirine benzemesinin ve bizim gördüğümüz anda onun bir at olduğunu anlamamızın sebebi bir at biçiminin aklımızda olmasıdır. etrafımızda gördüğümüz her şeyin ardında bu biçimler yer alır. platon bunlara idea adını verir. idealar kusursuzken onların yansıması olan formlar taklittir, kusurludur. 

duyularımızla fark edebildiğimiz şeyler duyular dünyasına aittir, yani formlardır. platon’a göre duyular dünyasının ardında ayrı bir gerçeklik vardır. bu gerçekliğe idealar dünyası adını verir. doğada gördüğümüz ve duyularımızla algıladığımız her şeyin ardında ebedi ve değişmez olan bir ideası vardır.


westworld dizisinde robotlar, hayvanlar ve parkın tüm yaşam alanı insanlar dünyasına bakılarak oluşturulmuştur. parktaki her şeyin insanlar dünyasında bir karşılığı, platon’un deyimi ile bir biçimi vardır. dolayısı ile bu aşamada insanlar evreni westworld parkı için bir idealar evreni olarak ele almak yerinde olacaktır.

platon’a göre duyular dünyasındaki hiçbir şey kalıcı değildir, zaman içerisinde yaşlılık, hastalık, çürüme gibi sebeplerle yok olmaya mahkûmdur. idealar evreninde ise duyularla algılanacak bir bilgi söz konusu değildir. çünkü bu evrenin “ne gözlere ne de kulaklara ihtiyacı vardı; çünkü kendisinden başka ne görülür ne de işitilir bir şey kalmıştı”. robotların içinde yaşadığı dünya, kendi duyuları ile algıladıkları şeylerden ibarettir. bu anlamda bir formlar evrenidir. kurguda robotların insanlar evrenini duyuları ile algılamalarının bir yolu bulunmamaktadır. onların yaşadığı evrene dair algıladıkları her şey insanlar evrenindeki bir biçimin taklit edilmesi ile oluşmuştur.

yine platon’un öğretisinde kesin bilginin ancak idealar evrenine ait olabileceğini, idealar evreni de akıl yolu ile algılandığından kesin bilgiye ancak akıl aracılığı ile ulaşılabileceği belirtilir ve duyular dünyasına ilişkin elde edebileceğimiz bilgilerin kesin olmadığı söylenir. bir çeşit duyular evreninde yaşayan robotların bu duyular yolu ile insanlar âlemine ilişkin bir keşifte bulunmalarının dizinin kurgusunda mümkün olmadığı belirtilmişti. robotların duyu organları ile çevrelerine ve hayatlarına dair elde ettikleri bilgiler (ölüm bile) aslında insanlar evrenindeki karşılıklarından kopyalanmışlardır. parkta yer alan hayvanlar, doğal güzellikler, hisler, her türlü hareket vb. her şey aslında o duruma ya da şeye ilişkin kesin bir bilgi içermez.


örneklendirmek gerekirse, insanlar evreninde bir poker masasında kavga çıktığında insanların nasıl davrandığı gerçek bilgidir. parka ilişkin çalışmaların yapıldığı laboratuvarlarda aynı durum kopyalanır ve o gerçek bilgiden üretilen taklit bilgi gerçek insana bakılarak üretilen robotların sistemine yüklenir. dolayısı ile parkta bir poker masasında çıkan kavgadan robotların duyu organları ile elde ettikleri bilgi asıl olan bilginin kopyasıdır. parkın asıl ev sahibi olan robotlar gerçek bilgiye ise ancak akılları ve hafızaları sayesinde hatırlayarak ulaşabilirler.

bu noktada özetlemek gerekirse, platon’a göre gerçekliğin iki dünyası vardır. bunlardan ilki hakkında duyular aracılığı ile kesin ve mükemmel olmayan bilgiler edinebileceğimiz, her şeyin yaşlanma, çürüme gibi sebeplerle değiştiği veya formunu kaybettiği, hiçbir şeyin kalıcı olmadığı duyular dünyasıdır. gerçekliğin ikinci dünyasında ise kesin ve gerçek bilgi vardır ve insan aklını kullanarak bu bilgiye ulaşır. ebedi ve değişmez ideaların olduğu bu dünya idealar evrenidir ve duyularla keşfedilemez.

bu modele uyarlamak gerekirse westworld parkı robotların duyular aracılığı ile keşfettiği, mükemmel ve kesin bilgileri içermeyen yaşlanma ve çürümenin olduğu formlar evreni iken, bu evrendeki her formun kesin bilgisinin edinildiği insanlar dünyası ise robotlara göre idealar evrenidir. parktaki her türlü bilginin gerçeği insanlar evrenindedir.

platon’un idea ve forma ilişkin bu düşüncesi insan için de geçerlidir. insanın bu dünyaya ait ve duyularla algılanabilen bir bedeni vardır ve bu beden duyular dünyasındaki her şey gibi çürümeye ve yok olmaya mahkûmdur. öte yandan ölümsüz bir ruh bu beden içerisine yerleştirilmiştir, aklın barınaklığını yapar ve ölümsüz olduğundan idealar evreninden bilgi transferinin sağlanmasında rol oynar. park için insanlar dünyasının bir çeşit biçimler, idealar evreni olduğu daha önce de belirtilmişti. robotların parka ait bir bedenleri vardır ve bu beden duyuları aracılığı ile algılanabilir. bu beden insanlar evrenindeki biçiminden kopyalanmıştır. ancak insanlar evreninde bahsedilen ölümsüz bir ruhun bedene yerleştirilmesi ve aklın barınaklığını yapması parkta biraz farklı bir şekilde modellenmiştir. robotların bedeninde ruh değil yapay zekâ ve bir çeşit programlama vardır. yaratıcıları olan insanlar tarafından robotlara yerleştirilen bu zekâ dizinin ilerleyen bölümlerinde de görüldüğü üzere bilince barınaklık eder.


platon’un felsefesinde ruh, bedenden önce yaratılmıştır ve bedenden önceki hayatını idealar evreninde geçirmiştir. insan bedeni yaratıldıktan sonra ruh insan bedenindeki yerini alır ve idealar evrenindeki biçimleri unutur. insan duyular evreninde herhangi bir formla karşılaşıp onu duyuları ile algıladıkça ruh da akıl aracılığı ile idealar evrenini ve insanın karşılaştığı formun idealar evrenindeki karşılığını hatırlar. yani, platon’un idealar evreninde bulunmuş olan ruh bir form olan insan bedenine yerleşip, insanın idealar evrenine ilişkin bilgiyi elde ettiği şey olan akla ev sahipliği yaparken westworld evreninde robotların formu olan bedenlerine insanın ruhuna karşılık gelen bir yapay zekâ yerleştirilmiş olup bu yapay zekâ insan aklına karşılık gelen ve insanlar dünyasından olan bilince ev sahipliği yapar.

insanlar idealar evrenine ilişkin bilgiyi ruhlarına yerleştirilmiş olan akıl aracılığı ile keşfederken, robotlar insanlar dünyasına ilişkin bilgiyi yapay zekânın içerisinde oluşan bilinç ile keşfeder. ruhun akıl yolu ile idealar evrenindeki günlerini hatırlaması dizide robotların yapay zekâlarında oluşmaya başlayan bilinç ve hafıza yolu ile insanlar dünyasını hatırlamasına benzemektedir. öyle ki robot karakterlerden biri olan maeve, insanlar dünyasında karşılaştığı görüntüleri parka dönünce hatırlayıp çizerek saklarken, başka bir robotlar kabilesi insanlar dünyasında gördüğü robotların maketlerini hatırladığı kadarıyla yapıp, o maketleri tanrı kabul eden bir inanç sistemi kurmuştur.

bir nesne ve onun gölgesi üzerinden platon’un kurguladığı iki evreni başka bir şekilde anlatmak faydalı olacaktır. insan herhangi bir nesnenin gölgesini gördüğünde bu pürüzlü ve kısmen de biçimsiz olan gölgeden onun hangi nesneye ait olduğunu tahmin edebilir ancak o nesneye ilişkin gerçek bilgiyi edinebilmesinin yolu dönüp gölgenin kaynağına bakmasıdır. burada gölge duyular dünyasındaki form, gölgenin sahibi olan nesne ise idealar evrenindeki biçimdir. platon doğadaki tüm görüntüleri idealar evrenindeki biçimlerin gölgelerinden ibaret sayar.


bu noktada platon’un mağara benzetmesinden de biraz bahsetmek yerinde olacaktır. platon’un mağara benzetmesi bir yeraltı mağarasında, girişe sırtları dönük, elleri ve ayakları bağlı halde oturan ve mağaranın önünden geçen şeylerin gölgelerini duvardan seyreden insanları konu edinir. mağaradaki insanlar mağaranın duvarındaki bozuk yansımayı görürler sadece. gölgenin kaynağı ise mağaranın girişinde yanan bir ateştir. mağaradakiler sadece bu gölgeleri gördüğünden tek gerçekliğin bu gölgeler olduğunu düşünürler. parktaki robotların mağarada elleri ve ayakları bağlı halde oturan ve insanlar evrenindeki her şeyin gölgesi olarak önlerine sunulmuş olanla yetinenler olduğu açıktır.

mağara benzetmesi, insanlardan birinin kurtulup gölgelerin kaynağı olan gerçek nesneleri görmesi, o nesnelerin kaynağı olan idealar evrenini düşünmesi ve geri gelip sadece gölgeleri görmüş olan mağaradaki diğer insanlara gördüklerini inandıramaması şeklinde devam eder ve ilk çıkan ve aydınlanan insanın diğerleri tarafından öldürülmesi ile son bulur.

parkta mağaradan çıkan, idealar evrenini gören robotlar olarak dolores ve maeve’i kabul edebiliriz. her ikisi de bir şekilde bağlarından kurtulmuş ve insanlar evrenini keşfetmiştir. ancak bu noktada bir ayrımı kabul etmek gerekir. maeve insanlar evrenini keşfedip bu evreni diğer birkaç robota anlatarak bir kaçış planı hazırlayıp uygulamaya koyarken tamamen programlı hareket etmiştir. dolayısı ile insanlar evreninde yapmış olduğu gerçek bilgi keşfi insanlarca planlanmıştır. dolores ise yıllar içerisinde bilinç kazanarak insanlar âlemine ilişkin bilgi toplamaktadır. yani platon’un filozofların görevi olarak tabir ettiği idealar evrenindeki bilgiye ulaşma ve bu bilgiyi aktarma işini parkta yerine getiren robot dolores olarak kabul edilebilir.


buraya kadar yaptığım tüm tartışmalar, platon’un gerçek bilginin kaynağına ilişkin kurguladığı iki evrenin westworld dizisine uyarlanması üzerinden yapıldı. ancak bu aşamada platon’un kurguladığı iki evreni westworld ile uyarlamaktan ziyade birleştirmeyi de deneyebiliriz. şöyle ki, platon yeryüzündeki bütün formların idealar evreninde kusursuz bir biçimin kusurlu taklitleri olarak ortaya çıktığını söylemektedir. tanrı tarafından biçimler evreni kusursuz olarak yaratılmıştır. bu biçimler evrenindeki her ideanın yeryüzünde bir taklidi, formu vardır. insan bedeni de bu formlardan biridir ancak bir zamanlar idealar evreninde bulunmuş olan ve akla barınak olan ruha sahiptir. aklı yolu ile idealar evrenindeki bilgileri hatırlayan insan duyular dünyasında onların taklitleri ile yaşar.

bu tabloda formlar evreninde yer alan insanların bir idealar evreni rolüne bürünerek kendisinin bir formu olan westworld evrenini yarattığını söyleyebiliriz. yani gerçekte idealar evreninin bir formu olan insan dizide ya bir idea haline dönüşüp kendi formunu üretmiştir ya da aklı yolu ile idealar evrenindeki insan biçimini hatırlayıp gerçek insan ideasına en yakın formu üretmiştir. dolayısı ile parktaki robotlar ya formun formu olarak karşımıza çıkmaktadır ya da ideadan doğan bir formun aracılığı ile oluşturulan ancak o formdan daha çok ideaya yakın olan bir form olarak.

sonuç olarak dizinin ilerleyen sezonlarında bir çeşit post-human/üstün ırk olarak ortaya çıkacak olan robotların platonun evrenindeki ideaya kendisini “yaratan” formdan daha yakın olup olmadığını görmeyi ummak hiç de kötümser bir beklenti olmaz.

bekleyelim, görelim.