Walter White'ı Efsane Bir Karaktere Dönüştüren Öğeler
klasik yazımda bir karakter aslında erdemlidir ancak görece korkak ya da çekimser olur. maceraya çağrı gerçekleştiğindeyse kendisine cesaret verecek bir güç elde eder ve giriştiği mücadeleyi kazanır finalde.
walter white'ı efsane yapan ögelerden biri de tam olarak bu; çünkü olması gerekenin tam tersini yapıp bu sistemi çalıştırmayı başarmışlar. mesela walter'ın maceraya çağrısı kendisini ne bileyim radyoaktif bir örümceğin ısırmasıyla ortaya çıkmıyor. öleceğini öğrendiğinde hikayesi başlıyor. o nedenle daha açılışta hikayenin yukarı değil aşağı yönlü ilerleyeceğini anlıyoruz ve dizi her anından bu vaadini gerçekleştiriyor.
ama bunu bir karakterin çöküşü gibi algılamamak lazım. bu tam olarak bir tersine yükseliş öyküsüdür. o nedenle seri boyunca walter'ın yaşadığı dönüşüm bizi sıkmaz zaten. hatta bu dönüşüm o kadar iyi temellendirilmiştir ki diziyi bi oturuşta bitirseniz, walter'a bakıp yahu birinci sezonda patronuna cevap bile veremeyen adam ne ara bu hale geldi demezsiniz.
açılışı yaptığımıza göre walter white'ı efsane bir karaktere dönüştüren ögelere bakabiliriz. ayrıca karakter inceleme konusu aynı zamanda bir youtube serisi. onun da videosunu görmek isterseniz yazının en altında bulabilirsiniz.
1. potansiyel meselesi
arkadaşlar size yazım konusunda altın değerinde bir konudan bahsedeceğim. şimdi elimizde walter gibi bir karakter var. kendisi komik değil, sempatik olma gibi bir çabası yok, hayatındaki herkese karşı aşırı mesafeli. böyle bir karakteri seyirciye nasıl sevdirecekseniz? sevmek ne alaka demeyin. televizyona iş yapıyorsunuz. yani seyirci ile ana karakter arasında bir bağ olmak zorunda. karakter istediğiniz kadar kötü olsun, vicdansız olsun, bu olmadan pilot bölümü bile geçemezsiniz. peki bu işi nasıl çözeceğiz?
arkadaşlar dünyadaki herkes ama herkes kendi potansiyelinin altında olduğuna ve kesinlikle daha fazlasını hak ettiğine inanır. ne bileyim elon musk'a falan sorun o bile der aynı şeyi. yani bu insan doğası gibi bir şey. işte white walter'ın yakalayıcı noktası bu. dizinin başında walter'ın kendi zekası ve yeteneğinin çok altında bir hayat yaşadığını görüyoruz. lisede kimsenin umursamadığı bir sınıfta ders anlatıyor. iki işte birden çalışıyor, yine de doğru düzgün para kazanamıyor. ailesinden takdir görmüyor ve adam kendi doğum gününde bile ilginin merkezi değil. bu bir karakter ile izleyici arasında bağ kurdurmak için muazzam bir nokta. çünkü insanlar hakkı yenenin yanında olur her zaman.
bu kısmı bitirmeden bi kısa not. bu potansiyele ulaşamama meselesi evet roket kadar etkili ama sınırı var. yani işi tutup da acındırmaya vardırmamanız lazım. biraz temeli atacaksınız sonra devam. yoksa kendi yarattığınız karakteri ileride karizmatik bir hale dönüştürmekte zorluk yaşarsınız. o nedenle arada bir denge tutturmak gerekiyor bu noktada.
2. gerçekçi dönüşüm
şimdi filmlerde ve dizilerde karakter dönüşümleri ani olur. atıyorum bi karakter 70 80 yaşında bile olsa rutininin dışına çıktığı anda birden bire hayatı çok farklı bir yere gider. ama gerçek hayat böyle mi? değil. gerçek hayatta bir şeyi değiştirmek çok fazla çaba gerektirir. çoğu zaman atıyorum yaşadığınız ülkeyi bile değiştirseniz kendinizi de yanınızda götürdüğünüz için değişim sırasında bi ileri bi geri falan olur yolunuz.
işte walter'ın değişimi de böyle. birdenbire heisenberg olmuyor. özellikle ilk sezonlarda işte uyuşturucu satıcılarıyla falan uğraşırken gayet beceriksiz. hemen her durum kontrolünden çıkıyor ve sürekli paniklediğini görüyorsunuz. bu da karakter değişimini sadece sinema değil anlatı tarihinin en iyi çalışılmış işlerinden biri haline getiriyor.
bunu biraz örneklerle açıklayalım. mesela ilk sezonda emilio ve krazy-8 durumunda walt iki kişiyi de öldürmüş olurdu. bundan sonra da hikaye her sıkıştığında walt, payır patır insan öldürmeye devam ederdi. ancak bildiğiniz üzere olaylar böyle gelişmiyor. walt ve krazy-8 arasında çoook uzun diyaloglar gelişiyor ve hatta walt bi noktada kurbanını salıvermeyi bile düşünüyor. ancak sonuçta bayağı kötü şekilde olsa da krazy'i öldürüyor.
3. ürkütücülük
arkadaşlar, iyi bir hikaye yazmanın en önemli noktalarından biri de izleyicide ya da okuyucuda bir takım hisler uyandırmaktır. hatta bunu genişletin işte resimde heykelde her sanat dalında alıcı tarafta bir his uyandırmanız gerekir. şimdi sinemada en kolay yapabileceğiniz şeylerden biri izleyiciyi korkutmaktır diye bakılıyor ama yani hitchcock ya da kubrick falan değilseniz korku çok saygı duyulan bir tür değil (bu kendi görüşüm değil, sadece stüdyoların bakış açısından bahsediyorum) çünkü bi insanı korkutmak çok da zor bir şey değil gibi görülüyor aslında.
asıl cevher ise gerilimde yatıyor. bunun için de ya stresli durumlara ya da ürkütücü bir karaktere ihtiyacınız var. breaking bad yeterince stresli ama hikayeden değil karakterden bahsettiğimiz için burada ana odağımız walter'ın ürkütücülüğü olacak. peki bir lise öğretmenini nasıl ürkütücü hale getireceksiniz? aslında burada handikap olarak görülecek bir şeyi öyle bi kullanmışlar karakter efsane bir ürkütücülüğe kavuşmuş.
şimdi walter'ın dışarıdan bakınca sakin, nahif, aile babası duruşu heisenberg ile müthiş bir tezat oluşturuyor. ürkütücü olan ise şu; biz de gerçek hayatta bi yığın walter ile karşılaşıyoruz ve dizi size bu normal insanların içinde bir heisenberg yatabileceğini söylüyor. yani gidip cafe'sinde çayını kahvesini içtiğiniz, bilet aldığınız, alışveriş yaptığınız insanların her birinde walter'a dönüşme ihtimali var diyor. ki bu gerçekten çok ürkütücü ve karakteri efsane statüsüne ulaştıran bir olay.
4. zeka konuları
bu sanırım 2000'lerden sonra trend olan bir konu. tam ne zaman kiminle başladı hatırlamıyorum ama ana karakterlerin aşırı zeki olduğu yapımlar ön plana çıkmaya başladı son 20 yılda. işte death note'taki l olsun, house olsun, sherlock olsun bi yığın örnek sayarız burada. eskiden bu çok aşırı bir gereklilik değildi mesela karakter cesur olsun, erdemli olsun kafası çok çalışmasa da idare ediyordu bir şekilde ama şu an ana karakterlerin çoğu toplumun üstünde bir zekaya sahip.
bu konunun bir diğer özelliği de karakterlerin sadece rakiplerini ya da karşılarına çıkan zorlukları değil izleyiciyi de zekalarıyla alt etmeleri. burada da biraz senaryonun etkisi var çünkü dizi ana karakterin etrafında döndüğü için planlarını da görebiliyoruz ama eğer dizi sizi şaşırtmak istiyorsa planın sonucunu gizliyor. ufak tefek şeyleri işaret edip sonucu patlatıyor. böylece karakteri de etkileyici hale getiriyorlar.
yalnız walter'ın zekası biraz önce saydığımız insanlara göre biraz farklı işliyor. şimdi diğer karakterlerin zekası günlük hayatta göremeyeceğimiz şeyler üzerine işliyor. işte merkez bankası basmak olur, fantastik işleyen defterlerle uğraşmak olur bunlar kendine özgü çözüm isteyen benzersiz konular. walter da tabii ki normal bir iş yapmıyor ama problemi çözüş şekli farklı. walter hepimizin gözünün önünde duran şeyleri alıp müthiş zekasıyla bizim özelliğini bilmediğimiz şekilde kullanıyor. işte yapı markete girsin içeriden tankla falan çıkar öyle bir adam. o nedenle diğer karakterlere göre parlak değil, ama zekaya bakış olarak muazzam bi anlatımı var dizinin.
sonuç olarak
walter white, dışarıdan bakınca diğer örneklerdeki gibi ihtişamlı bir karakter olmayabilir ama efsane midir, efsanedir. çünkü çok iyi çalışılmış her detayı ağır ağır demlenmiş bir karakter kendisi.
yazının videosuna bakmak isterseniz onu da buraya bıraktım: https://youtu.be/9_qidrqkli4