Vücutlarının Çeşitli Yerlerine Bir Şeyler Yerleştiren Dünyaca Ünlü Cyborg'ler
neil harbisson
en ünlü cyborg'lardan birisi. kafasında karınca antenine benzer bir antenle dolaşıyor. ingiliz bir ressam olan neil harbisson aynı zamanda dünyanın ilk resmi cyborg'u olma ünvanını da elinde bulunduruyor. ayrıca yasak olmasına rağmen pasaport fotoğrafını kafasında anten olmak suretiyle çektirme iznini de almayı başarmış. harbisson renk körlüğünün nadir bir türü ile doğuyor. hastalığının adı akromatopsi. ve hayatı sadece siyah ve beyaz olarak algılıyabiliyor. o da bu soruna çözüm olarak kafasının arkasına bir anten yerleştiriyor. gözlerinin önünde duran ve bir kameraya bağlı olan anten, ışık dalgaları biçiminde olan renkleri, duyulabilir frekanslara çeviriyor. harbisson'un şu anda duyduğu renk spektrumu koyu kırmızı görünen pes notalar ile moru temsil eden tiz sesler aralığında değişiyor. ben renkleri görmüyorum onları duyuyorum diyen harbisson ihtiyacı olan insanlar içinde "cyborg foundation" ı kuruyor.
piyano çalma konusunda da hayli yetenekli olan harbisson'un aşağıda renkleri dinliyorum dediği bir ted konuşması var:
stelarc
avustralyalı akademisyen. aynı zamanda bir performans sanatçısı. 10 yıllık bir sürecin sonucunda sol kolunda üçüncü bir kulak implantı ortaya çıkartmayı başarıyor. 2007 yılında vücuduna eklenen bu implant üç plastik cerrahla beraber yapılan bir çalışmanın ürünü. şu anda bu kulak hücrelerle uyumlu, kendi kan dolaşımı olan canlı bir organ olarak faaliyetini sürdürüyor. tabiki duyma yeteneği yok. ancak kulağa yerleştirilen küçük bir mikrofon sayesinde wi fi olan her yerde internet bağlantısı sağlanabiliyor.
http://stelarc.org/?catid=20242
moon ribas
kendisi bir performans sanatçısı. onun da sol koluna dünyada meydana gelen depremleri hissedebileceği özel bir cihaz yerleştiriliyor. bu cihaz özel yapım bir akıllı telefonla dünyadaki bütün jeolojik monitörlerle irtibat kurabilen bir cihaz. depremin büyüklüğüne göre ribas'ın kolu sarsılıyor. kolunda hissettiği sarsıntıları dans koreografilerine dönüştürerek sanatını icra ediyor. zihnimi değiştirmek için vücudumu değiştirdim diyen ribas, nepal'de meydana gelen 7.8'lik depremde çok sarsıldığını ve yataktan fırladığını söylüyor.
sismik hareketlerin kendisi için ikinci bir kalp atışına dönüştüğünü söyleyen ribas'ın aşağıda sarsıntılarla beraber oluşturduğu bir koreografisi ve röportajı var:
tim cannon
biohacking konusunda uzman olan grindhouse wetware'ın kurucularından tim cannon da 2013 yılında kendisini vücut sensörüyle donatan ilk kişi ünvanını elde etti. " circadia adı verilen bu vücut sensörü cildin altına yerleştirilmişti. ve cannon'un nabzını ve vücut ısısını düzenli bir şekilde akıllı telefonuna gönderiyordu. kablosuz şarj edilebilen ve cildin hemen altında led durum ışığı olan ve kolundaki dövmeyi de aydınlatabilen "circadia" bir süre sonra vücuttan çıkarıldı. tim cannon circadia ve diğer tüm implantların amacının evrimi hacklemek olduğunu söylüyor.
çocukken en büyük hayalinin robot olmak olduğunu söyleyen tim cannon ayrıca sıradaki hedefini de yapay kalp üretmek olarak açıklıyor:
rich lee
kulak kepçesine, boynuna takılan bir elektro manyetik bobin sayesinde müzik dinlemesini ve telefonda konuşmasını sağlayan hoparlör taktırıyor. yarasalara benzer bir ekolokasyon duyusu elde etmek için implantlarını değiştirmeyi planlıyor. ayrıca şu anda vücudunun 5 ayrı bölgesinde daha implantlar var. özellikle kolunun ön kısmına taktırdığı ve vücut ısısını ölçen implantı da oldukça ilgi çekiyor. parmaklarındaki implantlarda ise mıknatıs özelliği var. şu anda üzerinde uğraştığı şey ise kasık implantı. söylediğine göre bu implantın amacı kasıklardan penise gönderilen titreşimle viagra etkisi yaratmakmış. implantın adını da lovetron 9000 koymuş.
http://www.dailymail.co.uk/…plantable-vibrator.html
rob spence
çocukken pompalı tüfekten çıkan saçmalar nedeniyle gözünü kaybediyor. yıllarca uğraştıktan sonra kendine biyonik bir göz geliştirmeyi başarıyor. bu göze " eyeborg" adı veriliyor. 24 saat kayıt yapma özelliğine sahip. ayrıca bu implant göz dünyanın tek wireless kamera özelliği olan gözü olarak da kayıtlara geçiyor. göz kırmızı bir led ışık saçıyor. bu da rob spence'in terminatör gibi görünmesine yol açıyor.
jerry jalava
kendisi bilgisayar programcısı. geçirdiği bir motosiklet kazası neticesinde sol işaret parmağını kaybediyor. ve yerine içinde bellek bulunan özel bir protez taktırıyor.
kevin warwick
kendisi bir akademisyen. kaptan cyborg olarak biliniyor. koluna yerleştirilen ve sinirlere bağlanan bir çip sayesinde yaşadığı binayla arasında digital bir bağlantı kurabiliyor. mesela bürosundaki aletleri vücudundaki çipe komutlar vererek çalıştırabiliyor. kendisi bununla da sınırlı kalmamış insanların duygularına göre sinyaller gönderen başka çipler de yerleştirmiş. ayrıca felçliler için çip üretmekle de uğraşıyor.
çalışmalarını anlattığı bir videosu:
implant taktırmak genelde uzun araştırmalar gerektiren maliyetli bir süreç. yalnız bunu belli bir standarda oturtup seri şekilde üreten ve isteyen herkese ulaştırabilen firmalar da var. mesela cyborg nest. sağolsunlar herkesi düşünmüşler. ve bizler için de north sense adlı bir ürün geliştirmişler. vücuda kalıcı metal bar piercinglerle yerleştirilen north sense dünyanın manyetik algılama yeteneğini sağlıyor. yani türkçesi kibrit kutusu büyüklüğünde, usb ile şarj edilebilen ve kuzey yönüne baktığında titreşen küçük bir pusula oluyor kendileri. eğer vücudunuza monte ettirmezseniz elinize alıp bir pusula gibi de kullanabilirsiniz. tabi bu işin felsefesine aykırı bir durum. çünkü amaç aletin vücutla bütünleşmesi. vücudun herhangi bir yerine taktırılabiliyor.
"north sense"in yani bio pusulanın şu anki satış fiyatı 425 dolar. ve dünyanın çeşitli yerlerinden insanlar bu çipi taktırabilmek için talepte bulunuyor. ürün 2016 yılında piyasaya çıktı. ürünün detaylarına ulaşmak için: https://cyborgnest.net/products/the-north-sense#
ayrıca çipi taktıran kişinin yaptığı test de aşağıda. başarılı mı siz karar verin: