UZAY 7 Kasım 2025
21,9b OKUNMA     79 PAYLAŞIM

Venüs Neden Diğer Gezegenlerin Tersine Dönüyor?

Venüs, Güneş Sistemi'ndeki diğer gezegenlerin aksine tersine dönüyor.

venüs gezegeni geçmişte diğer bütün gezegenler gibi aynı yönde dönüyordu, ama bir proto-planet ile bir çarpışma yaşayıp dönme ekseni neredeyse 180 derece kaymıştır. bizim gezegenin de ekseni 23 derece kayıktır, ama garibim venüs'e ne yapmışlarsa neredeyse 180 derece kaydırmışlar. güneş sistemindeki tek örnek değildir. onun gibi şaftı kaymış gezegenler uydular da var. misal bir uranüs dikey değil yatay eksende döner. yine neptün'ün triton uydusu da ters yönde döner.

bu ters düz olayı aslında yanıltıcı. sisteme yukarıdan baktığında düz, aşağıdan baktığında ters oluyor. yanıltıcıdır yani. çok küçük bir enerjiyle sistemi sabote edip, 180 derece döndürdüğünde ters yönde dönüyor oluyorsun.

yatıp kalkıp uydumuz ay'a dua edelim. geçmişte biz de böyle çarpışmalar yaşadık, ama uydumuz dönüş eksenimizi an be an kalibre ettiği için majör sapmalar yaşamadık. o olmasaydı bizim de şaftımız kaymıştı. ay sayesinde dönüş eksenimiz 22.1 ~ 24.5 derece arasında sınırlı/stabil kalır. buna presesyon derler ve bir peryodu 26 bin yıl sürer. yine ay'ın dünya etrafındaki yörünge düzlemi ekvator düzlemine göre 5 derece eğitir. bu eğiklik 18.6 yılda bir tur atar. bu da yukarıda bahsettiğimiz presesyon salınımı üstüne 18.6 yıllık küçük bir salınım daha ekler. buna da nutasyon denir.

presesyon ve nutasyon denen salınımlar, milankoviç döngüsü denen buzul çağı döngülerinin sebeplerinden sadece ikisidir. madem buralara kadar girdik, hazır enerjim yerindeyken gece gece biraz daha kafa sikip, size buz çağlarını tetikleyen diğer iki sebebi de anlatayım *.

dünya'nın güneş etrafındaki yörüngesi mükemmel daire değildir. jüpiter, satürn gibi gezegenlerinin kütleçekim etkisinden dolayı yörünge eksantrikliği (eccentricity) değişim gösterir. eksantriklik dediğimiz şey yörüngenin elips/daireselleğini gösterir. mükemmel daire çiziyorsa e=0 olur. bu rakam ne kadar büyürse o derece belirgin elips çizeriz. jüpiter, satürn, venüs gibi komşu gezegenlerin kütleçekim etkisi nedeniyle yörüngemiz 100-400 bin yıl arasında değişen bir yörünge eliptiği değişim döngüsü yaşar. kah dairesel kah yüksek eliptik yörünge çizeriz. neden 100 ile 400 arasında değişiyor diye soracaksınız. bunu şöyle düşünebilirsiniz. bize komşu olan her gezegenin kütleçekim ve yörünge peryotlarının bize etkisini, peryotları farklı sinüs dalgaların üst üste binmiş olarak hayal edin. ha işte bunlar bizim güneş etrafında çizdiğimiz yörüngenin şeklini belirler. kütleçekim etkisi büyüklüğü; jüpiter, venüs, satürn, mars... şeklinde devam eder. 100 bin yıllık döngü jüpiter-satürn, 400 bin yıllık döngü ise jüpiter-venüs ikilisinin rezonansıdır. üst üste binmiş iki melodi gibi düşünün. diğer gezegen çiftleri için de var, ama onlar daha cılız kaldıkları için ana döngüleri bunlar belirlerler.

milankoviç olayı bitmedi. bi madde daha var. biliyorum yatsı namazına benzedi, ama bu madde son. selatü vitir rekatlarındayız.

bir de eksen eğikliği meselesi var. gavurcası obliquity'dir. lan amk dünya kaç çeşit hareket ediyor diyeceksiniz. efendim izah edeyim. bunu presesyonla karıştırmayın. bazen ben de karıştırıyorum. presesyon, dönme ekseninin yalpalama miktarıdır. eksen eğikliği ise dönme ekseninin yörünge düzlemine göre eğiklik açısıdır. bu da 22.1° – 24.5° arasında değişir ve peryodu 41 bin yıldır.

hani şu an dönme eksenimiz polaris, kutup yıldızını gösteriyor ya. aslında o vektör sabit değil. kuzey yıldızları üstünde dönme eksenimizin gösterdiği yer zamanla değişiyor. eksen vektörümüz kuzey yıldızları arasında, zaman içinde bir daire çiziyor. işte bu eksen vektörünün bir tur daire çizmesi olayı presesyon oluyor. tıpkı topaç çevirirken ekseninin zamanla yalpalaması gibi. o peryodu presesyon oluyor. obliquity ise eksenimizin yörünge düzlemine göre ne kadar yattığını gösterir.

hepsini alt alta yazarsak;

nutasyon: 18.6 yıl
presesyon: 26 bin yıl
obliquity: 41 bin yıl
eccentricity: 100-400 bin yıl

işte bu etkiler, peryotları farklı, tıpkı üst üste binmiş sinüs dalga gibi, gezegenimizin iklimsel döngülerini belirler. buz çağlarını tetikliyor bu döngüler. kimi güçlü kimi daha güçlü. bazen öyle oluyor ki bunu geçmişte defalarca kere yaşadık, bu dalgaların tepeleri üst üste biniyor ve süper buzul çağları yaşıyoruz. ekvatora kadar okyanusların donmuş olduğu bir dünya hayal edin. hatta yetmiyor atmosferdeki sera gazı oranı, volkanik faaliyetler, güneşin faaliyet döngüleri, tektonik hareketlerle karasal alan miktarı değişimi vesayir derken, bahtsız bedevi gibi hepsi üst üste denk geldiğinde bütün gezegen kartopuna dönüşüyor ve yarra yiyoruz. madem olaya bu kadar girdik, bunların kronolojisine de bir göz atalım;

misal 2.5 milyar yıl önce büyük oksidasyon denen olayı yaşadık. fotosentetik planktonlar ilk ortaya çıktıklarında atmosferin içinden geçtiler. yine güneş de o zamanler henüz yeni ergendi. atmosferde ısı tutan karbon azaldı ve gezegenimiz 250 milyon yıl boyunca dondu. buna huroniyen dönem, ecnebice; "great oxidation ice age" diyorlar.

yine 700 milyon yıl önce, sturtian denen bir süper buz çağı yaşadık ki asıl sebebi astronomik dinamikler, şu yukarıda bahsettiğim milankoviç döngülerinin üst üste binerek ekstrem bir uç yaşamasıydı. ekvatora kadar bütün gezegen donmuştu. 60 milyon yıl boyunca bütün gezegen buz kesti, kartopuna dönüştü.

bunlardan başka marinoan (650 myö), gaskiers (580 myö) iki süper buz çağı daha yaşadık.

bunların dışında irili ufaklı sayısız buz çağı yaşadık, ama yukarıdaki 4 buz çağı gibi güçlü değillerdi. biz aslında genelde bir buz gezegeniyiz. çoğu zaman buz çağına sıkışır, ara ara da böyle ılıman döneme denk gelir bütün gezegeni istila ederiz. yüzdeye vurduğunda ılıman dönem kabaca %10 zaman dilimine denk gelir. yaşadığımız son buzul çağı pleistosen idi ve yaklaşık 2.5 milyon yıl sürdü. maksimum seviyeyi de 20-25 bin yıl önce gördü. 11.7 bin yıl önce sona erdi ve şu an holosen dediğimiz süreci yaşıyoruz. ilk medeniyet izleri, misal göbeklitepe'nin 11.6 bin yıl önce ortaya çıkması bir rastlantı değildir. buzlar çekilir çekilmez arsayı kapatmışız. mütahitlik, beton asvalt aşkı ta o zamanlardan miras bize.