İŞ HAYATI 23 Temmuz 2025
22,7b OKUNMA     146 PAYLAŞIM

Vehbi Koç Nasıl Türkiye'nin En Zengin İnsanlarından Biri Oldu?

Cumhuriyetin ilk yıllarında küçük bir bakkal dükkânından başlayıp, "ben bu ülkeye fabrika kuracağım" diyerek ülkenin en büyük holdinglerinden birinin temelini atan Vehbi Koç'un hikayesi.

ankaralı tüccar bir ailenin çocuğu olarak doğmuş, cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte ticaretin kitabını yazmaya başlamış bir adam vehbi koç.

cumhuriyetin ilk yıllarında küçük bir bakkal dükkânından başlayıp, "ben bu ülkeye fabrika kuracağım" diyerek ülkenin en büyük holdinglerinden birinin temelini atan vizyoner. sadece zengin olmayı değil, sanayi kurmayı, üretmeyi, istihdam yaratmayı kafaya koymuş bir adam.

koç holding’in kurucusu. bu holding, zamanla beyaz eşyadan otomotive, finanstan enerjiye kadar her alanda varlık göstermiş, türkiye'nin ekonomik kalkınmasında lokomotif olmuş.

bir yandan da "ülkem varsa ben de varım" diyerek eğitim, sağlık, kültür gibi alanlara da yatırımlar yapmış. vehbi koç vakfı’yla binlerce öğrenciye burs, okullara destek sağlamış, memlekete sadece iş değil, umut da vermiş.

"para kazanmak bir araçtır" felsefesini benimseyip, kazandığını ülkesine yatırmaktan çekinmemiş, gerçek anlamda cumhuriyetin girişimci ruhunu temsil eden bir figür.

1996’da antalya’da hayatını kaybetti ama ardında sadece dev bir holding değil, ülke için çalışan, düşünen bir anlayış bıraktı. bugün hâlâ ismiyle anılan okullar, hastaneler, kültür merkezleriyle yaşamaya devam ediyor.


vehbi koç’un doğumu, ailesi ve ilk yılları

1901’de ankara keçiören’de, “çoraklık” denen bir yazlıkta dünyaya gelen vehbi koç, tek erkek çocuk olarak dünyaya gelir. baba koçzade hacı mustafa efendi, anne kütükçüzade fatma hanım. soyları iki taraftan da hacı bayram-ı veli’ye dayanıyor; yani kök sağlam.

ankara idadisi’nde (o zamanların lisesi) okuyor ama hayat onu sınıf yerine ticarete çağırıyor. 1917’de, henüz 16 yaşındayken iş hayatına adım atıyor. doğum günü belirsiz, annesi “üzüme alaca düştüğünde” doğduğunu söyleyince, o da çocuklarıyla birlikte 20 temmuz’u doğum günü ilan ediyor.

ailesi 1925 sonunda artık evlenme vaktinin geldiğini düşünüyor. geleneksel usullerle, nadire teyzesinin kızı sadberk hanım'la evleniyor. nikâh ve düğün, 1926’nın ilk haftasında yapılıyor.

okuldan çok hayatın okuluna devam

vehbi koç, 10 yaşında mahalle mektebiyle başlıyor eğitime. ilk dersini hacı bayram camii'nin dibindeki "topal hoca’nın mektebi"nde alıyor. sonra yine cami civarında, kiralık bir evde eğitim verilen ilkokula geçiyor ve orayı birincilikle bitiriyor.

başarı burada bitmiyor derken; “taş mektep” olarak bilinen, şimdiki ihtisas hastanesinin olduğu yerdeki ankara idadisi’ne (lise) başlıyor ama işte klasik "okul mu, hayat mı?" sorunsalı. idadi macerası uzun sürmüyor çünkü hayat onu erkenden ticaretin içine çekiyor.


bakkal dükkânından küresel holdinge

1917, ankara. vehbi koç, babasının onun için açtığı küçük bir bakkalda işe başlıyor. rafta ayakkabı lastiği, makarna, zeytin, şeker; bugünün market devlerinin minyatür hali.

1926’da "koçzade ahmet vehbi" adıyla ilk şirketini ankara ticaret odası’na tescil ettiriyor. “ben bu işi büyütürüm” diyor ve öyle de yapıyor. 1928’de ford ve standard oil’in (şimdiki mobil) başkent temsilciliğini alıyor. diplomasi yok, ilişkilerle büyüme var.

ankaralı müteahhitlerin yapı malzemesi ihtiyacını erkenden görüp sektöre dalıyor. iş sadece ankara’yla sınırlı kalmıyor; eskişehir ve istanbul’da şubeler açıyor. böylece koç ticaret a.ş. doğuyor.

1948’de general electric’le el sıkışıyor, 1952’de ampul fabrikasını kuruyor. derken büyük sanayileşme dalgası başlıyor:
- demir döküm (1954),
- arçelik (1955),
- aygaz (1962),
- bozkurt mensucat,
- siemens ortaklığıyla kablo fabrikası,
- traktör üretimi (fiat lisansıyla),
ve en önemlisi: otomotiv sektörüne giriş.
1959’da ford ile kamyon montajına başlıyor; 1966’da ilk yerli seri üretim araç anadol yollarda. 1971’de murat geliyor - fiat'ı tofaş’la ülkeye getiriyor.

tüm bu operasyonlar 1963’te tek çatı altında birleşiyor: koç holding. türkiye’de “holding nedir?” sorusunun cevabını bizzat kendisi veriyor. sadece yerli değil, global ortaklıklarla büyüyor: fiat, ford, yamaha, allianz vs.

76 yıllık kariyerde 108'den fazla şirket, milyonluk yatırımlar, on binlerce çalışan, milyar dolarlık cirolar. sektör fark etmiyor: gıda, enerji, teknoloji, finans, otomotiv, turizm, perakende.

1984’te aktif görevden çekilip işleri oğlu rahmi koç’a devrediyor ama sistem tıkır tıkır işliyor.

vehbi koç’un siyasete mesafeli ama etkili duruşu

vehbi koç’un hayatı sadece ticaretle değil, siyasete olan mesafeli ilgisiyle de şekillenmiş. henüz 19 yaşındayken ankara’da müdafa-i hukuk cemiyeti’ne katılıyor; yani memleket meselelerine kafa yoran gençlerden. cemiyet sonradan chp'ye dönüşünce o da devam ediyor, belediye meclisi ve il yönetiminde görevler alıyor.

1943’te, dönemin cumhurbaşkanı ismet inönü, kendisine ankara milletvekilliği teklif ediyor ama vehbi bey nazikçe geri çeviriyor: “işlerim çok.” ama bu, tamamen kenara çekildiği anlamına gelmiyor; iş dünyasıyla ilgili her konuda inönü’ye destek olmaya devam ediyor.

1950’de demokrat parti iktidara gelince, chp’li kimliği yüzünden ciddi baskılar görüyor. ankara ticaret odası başkanlığına veda ediyor, hesapları didik didik ediliyor. işler zorlaştırılıyor, üstüne bir de “gel dp’ye geç” baskısı geliyor ama adam dik duruyor, "hayır" diyor. yine de, artan siyasi gerilim nedeniyle 1960’ta chp üyeliğinden istifa ediyor.

hem ticaretin hem insanlığın takdir ettiği adam

vehbi koç sadece türkiye’de değil, dünyada da “bu adam işini biliyor” dedirten isimlerden. 1987’de uluslararası ticaret odası, onu “yılın iş insanı” seçiyor. plaketini de bizzat dönemin hindistan başbakanı rajiv gandhi’nin elinden alıyor. yer: yeni delhi. evrensel çapta bir başarı yani ama olay sadece ticaret değil. koç’un sosyal sorumluluğa verdiği önem de dünya tarafından fark ediliyor.

1994’te, bu kez sahneye birleşmiş milletler çıkıyor. genel sekreter boutros boutros-ghali, koç’a yaptığı katkılar nedeniyle dünya aile planlaması ödülü”nü veriyor. yani insanlık adına da takdir edilen bir figür.

vehbi koç’un kaleminden

vehbi koç sadece fabrika değil, kitap da üretmiş bir adam. yaşadıklarını, gördüklerini, öğrendiklerini saklamak yerine yazıya dökmüş:

- hayat hikayem (1973): adından da anlaşılacağı gibi çocukluktan iş dünyasına uzanan bir serüvenin içten anlatımı,

- hatıralarım, görüşlerim, öğütlerim (1987): biraz anı, biraz fikir, biraz da “gençler bakın bu iş böyle yapılır” tadında öğütler içeren bir eser.

bu iki kitap daha sonra "vehbi koç anlatıyor" adıyla tek bir derleme hâline getirilmiş.