Uzun Vadede Harcama Eğiliminin Azalmasına Yol Açacak Durum: Enerji Fakirliği
enerji fakirliği, bir toplumun enerji fiyatlarındaki yükselişle beraber enerjiye erişiminin kimi zaman aniden kimi zaman yıllar içinde yavaş yavaş kısıtlanmasıdır.
ani şoklar genellikle finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalarla gelişir. ticaret savaşı ve pandemi krizi sonrasında çok duyulan bir kavram var: tedarik zincirlerinde kırılma.
kısaca çin-abd arası dış ticaret mekaniğinin büyük bir kısmının seneler boyunca ucuz emekle beraber çin üzerinden gelişmesinin getirdiği alışkanlık aniden ortadan kalkınca bütün zincirler aksadı. pandemi ise daha çok dünya'nın kaynaklarının artan insan nüfusunu besleyememesinin bir dışavurumu olarak nitelendirilebilir. bu iki olgu hep beraber bütün sistemi sarstı. kendi işgüçlerinin daha pahalı olması sonucunda alternatif tedarik zincirlerinin maliyetlerinin yaratacağı maliyet enflasyonu ve pandemi nedeniyle harcama eğilimlerinin düşmesi sonucunda refahın yayınım hızı düşmeye başladı. genişlemeci para politikalarının enflasyon yaratmaya başlaması ve maliye politikalarının yetersiz kalması bunun başka bir tezahürüdür.
peki refahın yayınım katsayısı nedir?
canınızı sıkmak istemem ama bir toplumun içerisinde üst düzey zekaya ve çalışma alışkanlığına sahip çok az bir kesim vardır. iktisadî faaliyetler sonucunda yaratılan değerin göreceği talebin paranın devir hızına bağlı olarak enflasyonist olmaktan çıkabilmesi kapalı bir toplum içinde bu kişilerin yaratacağı eylemlere bağlıdır.
bu yazıyı okuyan kişilerin kahir ekseriyeti de bu grupta değil. bu az sayıda kişinin yaratacağı değer yatırım bütçeleriyle desteklenerek ancak bir refah üretir. faiz indirildikçe artan daha doğrusu artması beklenen parasal devir hızı enflasyon yaratmaya böyle başlar. açıkçası bu tarz yatırım kalemlerinden çıkacak artı değerin refaha dönüşümü de kapasite olarak bir orta sınıf yaratır. yaşanan şey tam olarak harcama eğilimleri törpülenen insanların bir de tedarik zincirlerindeki kırılmalarla yaşanan maliyet enflasyonu neticesinde iktisadî faaliyetten kaçınmak istemesidir. birinin nedeni pandemi, diğerinin nedeni tedarik zinciridir. enerji fakirliği bu noktada ortaya çıkar. çünkü gelişmiş ülkelerde enerji talebi doğal olarak daha yüksektir. ama emeğin de değerli olması nedeniyle gelen enflasyonist etki enerjinin de değerini artırır.
bunu açmak gerekirse bir ülke ekonomisinde maliyet enflasyonu içerisinde ham madde ve sermaye malı olduğu kadar çalışan ücretleri de vardır. fizikî olarak enerji talebi yükseldiğinde buna çalışan maliyeti de eşlik eder çünkü parasal döngü yeknesaktır. ezcümle birim işçi maliyeti yüksek olan abd'de aynı iş için mekanik olarak aynı birim enerji gerekse de, yüksek işçi maliyeti enerji fiyatlarını da yukarı çeker. işgücünün ucuz olduğu bir ülke yerine pahalı olduğu bir ülkeye aynı endüstriyel işi çekerseniz, enerji maliyeti artacaktır. yani aynı birim enerji tüketilse de, uluslararası piyasalarda enerji fiyatı yukarı gider. çünkü o enerjiyi kullanacak olan toplumun fertleri daha çok ücret talep ederler.
kuşkusuz bu durum türkiye gibi çeper kapitalist ülkelerde enerji maliyeti yaratır. devletin sosyal transfer ve yatırım politikalarıyla şekillenen iktsadî düzen sürdürülmemeye başlar. artan elektrik faturaları bunun bir yansımasıdır. yeni düzende ihtiyaç duyulan enerji sistemin sürdürebileceği eşiğin üzerine taşınır.
bunu engellemek için faizler düşürülerek tüketim artırılmaya çalışılsa da cari denge izin vermez. esnaf bundan şikayet eden ilk kesim olur. teorik olarak esnaf özellikle 2022 gibi bir yılda zaten refah üretemez, kısıtlı katma değeri de artan enerji fiyatlarıyla katma değer olmaktan çıkar ve eksi değer olur, yani toplumun kaynağını tüketen tarafa geçer. bu durum konjonktürel olduğu kadar kalıcıdır. çünkü gezegenin kaynakları kitlelerin taleplerini karşılayabilecek durumda değildir. bir bakteri popülasyonu nasıl besini köklediğinizde artıyorsa azalttığınızda da düşer.
enerji de bu açıdan benzerlik gösterir
maliyeti artan enerjiye erişim zorlaştıkça her şey zamlanır ve harcama eğilimi baskılanır. tüketim düşer ama nüfus ve talep aynı hızla düşmez. bu süreçlerde kaos ve gerilim artar. uzun vadede bir topluma enerjiyi uzun yıllar pahalı vermeye devam ederseniz nüfus eninde sonunda azalacaktır.