BİLİM 1 Nisan 2019
40,5b OKUNMA     707 PAYLAŞIM

Uzun Süre Kafası Rahat Takılan İnsanoğlunun Son 12 Bin Yıldaki Evrimsel Atağının Özeti

İnsanoğlunun son 300 bin yılı, 12 bin yıl öncesine kadar aşırı gelişim göstermeden geçti. Hemen hemen her icat, bulgu ve teknolojik gelişme bu 12 bin yılda yaşandı. Bu durumu inceliyoruz.
iStock

bir hayvan düşünün. 300 bin yıldan 12 bin yıl öncesine dek 290 bin yıl boyunca durgun bir yaşantı geçirsin. son 12 bin yılda ise bir anda coşuversin. bu patlamanın yanıtı basit, ancak yazımızın odak noktası bu yanıttan ziyade hayvanımızın geçirdiği değişimler olsun istiyorum.

son 12 bin yıl öncesine girmeden, geri kalan 290 bin yılda neler yapmış bu hayvan?

diğer hayvanlardan kendisini ayıran özellikleri neler olabilir?

iki ayak üstünde durabiliyor bu hayvan. ancak bu hiç de bir yenilik sayılmaz. kendilerinin henüz dünya üzerinde esamesi okunmaz, o dönemlerde varsa eğer portakalda vitaminken; 4 milyon yıl öncesinde iki ayağa kalkan ataları vardı.

taş aletler... bu da pek bir yenilik sayılmaz, 3 milyon yıl öncesinde ataları kullanmışlar taş aletleri.

ateş kullanıyor. bu da bir yenilik sayılmaz aslında. 3 milyon yıl öncesinde.

kürk kullanıyordu bu hayvan. yenilik diyebilir miyiz? maalesef... yine şaşıramadık. yakın akrabalarının kürk kullandığını, hatta iğne bile kullandıklarını biliyoruz.

yakın akrabalar mı? kim bu yakın akrabalar? şu anda neden yoklar? söz konusu yakın akrabalarından kendini ayıran, onlar ortadan kalmışken kendisinin bu satırları yazmasına neden olan şey nedir? yanıtı, biraz şans ve biraz daha akıllı olup uyum sağlayabilmesi. biliyoruz ki 30 bin yıl öncesinde hayvanımızla birlikte kendisiyle benzer yaşam biçiminde yaşayan 3 farklı yakın akrabası daha bulunmaktaydı. asya'da denisovanlar, endonezya'da homo floresiensisler, avrupa ve asya'da neandertaller. hatta öyle ki hayvanımızın neandertal ile seviştiğine dair kesin kanıtlar var.

hayvanımız gerçekten de durgun sayılabilecek bir 290 bin yıl geçiriyor. yine de hakkını yememek gerek. son 50 bin yılda ciddi bir yenilik getirdiğine tanık olmuyor değiliz. yaptıkları flütler ve heykeller ile daha soyut düşünebildikleri; iletişimlerinin, dillerinin çok daha gelişmiş oldukları sonucunu çıkarabiliyoruz. bu yazıyı okuyan ben ve sizler istiyoruz ki bu hayvan gerçekten bir devrim yapmış olsun, ne bileyim uzaya füze fırlatsın, üniversite arkadaşlarıyla geceleri fifa turnuvası düzenlesin; dünya savaşları olsun, hendekler, ne bileyim tanklar filan? flüt ne olum? :)

32 bin yıllık bir kemik flütü.

12 bin yıl öncesine geldik

aman yarabbi! çok şey oluyor çok! adeta askerden yeni dönmüş gibi hayvanımız. neler olmuş, neler yapmış bu kısa zamanda, biraz göz atalım.

ilkin köyler kurduğunu görüyoruz bu hayvanın. şu anlama geliyor: hayvanımız göçebeliği bırakıp, yerleşik yaşama geçiyor. bakalım nerelerde ne zaman kurulmuş bu köyler?

12 bin yıl önce bereketli hilal'de
9500 yıl önce çin'de
8000 yıl önce amazon'da
5500 yıl önce ingiltere'de
3500 yıl önce orta amerika'da

yukarıda saymadığım pek çok yer var... birbirlerine uzak olan bölgeleri seçtim.

şimdi... avcı-toplayıcılığı bırakıp yerleşik yaşama geçtik

yiyecek arayışları için evini bırakıp uzaklara gidemez. takdir edersiniz ki yiyecekler kuzu kuzu hayvanımızın ayağına gelmez. ekmeği aslanın ağzından almak yerine evinin etrafından alması gerek. işte burada tarım devrimi'ni gerçekleştiriyor hayvanımız. bitkileri evcilleştiriyor, onları evinin yakınında yetiştiriyor ve dahası depolayabiliyor. evcilleştirilen bitkilerin bazılarına bir göz atalım.

10.500 yıl önce bereketli hilal'de buğday
9500 yıl önce çin'de pirinç
9000 yıl önce yeni gine'de şekerkamışı
5500 yıl önce orta amerika'da mısır
5500 yıl önce andlar'da patates
4500 yıl önce kuzey amerika kıtasının doğusunda ayçiçeği

Günümüzde pirinç ekimi.

hayvanımız yerleşik yaşama geçti ve tarıma başladı

neler oldu bu sayede? nüfusu arttı. mesela 1 birim doğal alanda 1 aile avcı-toplayıcılıkla doyabiliyorken, tarım ile şekillendirilmiş 1 birim alandan 10 aile doymaya başladı. hayvanımız önceleri ortama uyum sağlarken artık şimdi, ortamı kendine uyum sağlayacak biçimde şekillendirmeye başladı. bu akıma hayvanlar da kapıldı. kimi hayvanlar, söz konusu hayvanımız ile işbirliği içine girdiklerinde etobur hayvanlardan korunabildiklerini gördüler. boyun eğip hayvanımızın kanatları altına girdiler. hayvanımız onların etinden, sütünden yararlandı, onların kas gücünden faydalanarak tarlalarını sürdü, uzun mesafeleri sırtlarına yükledikleriyle beraber kat edebildiler.

12.000 yıl önce berketli hilal, çin ve kuzey amerika'da köpek
10.000 yıl önce bereketli hilal'de koyun ve keçi
8000 yıl önce bereketli hilal, hindistan'da inek
6000 yıl önce ukrayna'da at
6000 yıl önce mısır'da eşek
5500 yıl önce andlar'da lama
4500 yıl önce arabistan'da arap devesi; orta asya'da çift hörgüçlü deve

hayvanımızın doğa ile mücadelesi ikinci plana düşüyor artık

asıl düşmanı kendisi. karmaşık bir yapılanma kurmuş. pek çok sınıf var; yöneticiler, askerler, zanaatkarlar, çiftçiler... başka topuluklarla iletişim halinde; kılıçla veya ticaretle. örgütlenmesi son sürat devam etmeli. sınırlar belirlenmeli ve bilinmeli, savaşlar sonrası bazı sözler verilmeli, depolarda ne kadar yiyecek olduğu ve bu yiyeceklerin hayvanımızın içinde bulunduğu topluluğu ne kadar idare edeceği yazılmalı... yazılmalı? yazmak?

5500 yıl önce sümer
5000 yıl önce mısır
3300 yıl önce çin
2600 yıl önce orta amerika

Milattan önce 1200'lü yıllarda yapılan bir Mısır hiyeroglifi.

durgun geçen 290 bin yılı ve hararetli, deli dolu, flörtleşmenin o tatlı heyecanı içinde geçen 12 bin yılı gözünüzün önüne getirin. kişioğlu ister istemez liverpool maçı sonrası sinan engin gibi oluyor: "adamlar 12 kez geldi 8'i gol oldu"

hayvanımız aynı hayvan. hadi, 250 bin yıl önceki değil de 50 bin yıl önce yaşamış bir hayvanın mezarını kazın, dna'sını tıpkısının aynısı şekilde bugün zigot olarak bir annenin karnına nakledin ve doğurun. herhangi bir zorluk çekmeyecek günümüz yaşamında. annesinin sütünü emecek, diploma alacak, araba kullanacak, sevişecek, savaşacak, ölecek... neden durgun bir 290 bin yıl geçirdi bu hayvan? neden bu koca zaman aralığında koyunu evcilleştirmedi, buğday yetiştirmedi, köyler kurmadı, yazı yazmadı?

üstelik en şaşırtıcısı, yukarıda verdiğimiz evcilleştirmelerin, icatların büyük çoğunluğunun birbirlerinden bağımsız gerçekleşmesi. yerleşik yaşam ilk bereketli hilal'de gerçekleşti ve oradan dünyaya yayıldı gibi bir durum yok. evet yayıldı; avrupa'ya anadolu üzerinden bereketli hilal ile yayıldı ancak bu çin için bu geçerli değil. ya orta amerika'yı ne yapacağız? kendileri keşfettiler. yalnız bir noktadan dünyaya yayılmış değil. farklı coğrafyalardan pek çok hayvan saydık, onlar da kendi bölgelerinde farklı insanlarca, farklı zamanlarda, farklı tekniklerde evcilleştirildiler; bitkiler için de geçerli bu durum. veya yazı. ne kadar soyut bir eşya kendisi. mısır'ın yazısı sümerlerden etkilendiği soru işareti olsa da hadi belki çin'i de ekleyelim buna; fakat orta amerika'da bağımsız bulunduğu su götürmez bir gerçek. dediğimiz gibi, hayvanımız aynı hayvan, evrim geçirmemiş. 290 bin yıl soru işareti olsa da 50 bin yıl önceki, uyum sağlayabilecek akla sahip günümüze. neden tüm bu olaylar tıklım tepiş 12 bin yıla sığdı?

Bereketli Hilal: Orta Doğu'da, Batı ve Ortadoğu uygarlıklarının doğduğu bölge.

12 bin yıl önce ne oldu?

12 bin yıl önce, 3 milyon yıldır süregelen buzul çağı sona erdi efendim.

buzul çağı'nın sona ermesiyle coğrafyalar değişti. coğrafyaların içinde yaşayan bitkiler ve hayvanlara hayvanımız daha kolay erişebildi. hayvanımızın yaşayabileceği alan hayli kere hayli arttı. zorlu koşullarda geçen 1 birim alandan devrim çıkarmak; daha kolay uyum sağlanabilen 10 birim alandan devrim çıkarmaya oranla daha zordur.

hayvanımız akıllıydı evet, ancak geçen yüzbin yıllar boyunca potansiyelini gerçekleştirebileceği ortamı bulamadı. lionel messi'yi alın tavşanlı linyitspor'a koyun. o kupaların ne kadarını kaldırabilir? veya etiyopyalı biri endonezya'da bir göl köyünde yetişse, uzun mesafe koşucusu olabilme ihtimali nedir? uzay boşluğunda ben, ne kadar yaşayabilirim?

En Basit Hatlarıyla İnsanlık Tarihini Bir Anda Gözünüzün Önüne Getirecek Nefis Bir Özet

Günümüzün İnanç ve Din Anlayışını Kökünden Şekillendiren Sümer Geleneği ve Kültür Evrimi