EKONOMİ 2 Ekim 2018
65,4b OKUNMA     740 PAYLAŞIM

Üretim Ekonomisine Geçmek Türkiye İçin Neden Çok Zor?

Üretim ekonomisi, üretim ekonomisi... Neymiş bu üretim ekonomisi?
iStock


"türkiye üretim ekonomisine geçmeli" doğru bir tespit fakat üretim ekonomisine geçmek ne yazık ki çok zor

türkiye'nin ekonomik düzeni ne yazık ki devamlı enflasyon üreten bir sistem; enflasyon, piyasada ürünlerden daha fazla para olmasını ifade eder, bu sorun iki şekilde çözülür ya piyasadaki fazla para piyasadan çekilir/çektirilir ya da piyasadaki fazla paranın karşılığı olacak kadar piyasaya ürün sürülür. üretim ekonomisine geçmek ikinci yöntemdir.

peki türkiye'de enflasyonun devamlı sorun olmasını engelleyecek kadar üretimin rakamsal kaşlığı nedir? yüzlerce milyar dolarlık ürün! bu kadar büyük bir meblağın üretimi için gereken yatırım nedir? en azından trilyon dolar! (bunun markalaşması, kalite vs. de var, onları hiç saymıyorum.)

peki biz bu trilyon dolar ile ifade edilen üretime nasıl ulaşabiliriz?

1. doğrudan yatırım: türkiye'ye en iyi zamanında yıllık 25-30 milyar dolar doğrudan yatırım geldi, şu an ise bu oran yarı yarıya düşmüş durumda. bizim en iyi zamanımızdaki rakamlarla bile bu sorunu doğrudan dış yatırımlar ile çözmek mümkün değil.

2. yerli finansman: türkiye'de tasarruf oranları %12-13(yakın zamanda değişmişse bankacı arkadaşlar bilgi versin düzelteyim.) bizden zengin ya da fakir ülkelere göre çok çok az, bu rakamlarla çok daha küçük ihtiyaçlar bile karşılanamaz, trilyon dolarlık yatırım ise sadece hayal... bizim tasarrufumuzun az olmasıyla beraber ,tasarruf alışkanlığımız yüzünden yerli sermaye ile yatırım yapma ihtimali tasarruf oranımıza göre bile az çünkü yerli yatırımcı uzun vadeli tasarruf yapmıyor, aylık yatırım yapıyor, bir yatırımı finanse edebilmek için 10 yıl gibi vadeli kredilere ihtiyaç vardır. geriye kalıyor yabancı finansman(dış borç)

3. dış borç: türkiye'de uzun vadeli krediler ne yazık ki hep yabancı finansman(yerli banka ile olsa bile banka yabancıdan borçlanmak zorunda kalıyor) ile sağlanıyor, türk ekonomisinin dış borç kapasitesi yıllık milli hasılanın %50'si civarında bu oranın ne zaman üzerine çıkarsak ekonomide sorunlar baş gösteriyor ve bu borçlanma kapasitesi de ne yazık ki üretim ekonomisine geçmemiz için gereken sermayeye göre çok az.

bunlar olmayınca da enflasyon sorunu para politikası ile çözülmeye çalışıyor ama onun da önünde demografi problemi var.

peki bir finansman sorunu çözülse türkiye üretim ekonomisine geçer mi? 

hayır, mümkün değil çünkü türkiye'nin üretmeme kadar üretememe problemi de var yani para olsa her şeyi üretebilecek kapasitemiz yok, bu da ancak eğitim ile sağlanır o konuda da iyi değiliz. peki eğitim sorunu da çözüldü(5-10 senelik bir süreç ve çok çetrefilli, girdi çok uzun olmasın diye ayrıntıya girmiyorum) o zaman üretim ekonomisine geçer miyiz? hayır çünkü üretim ekonomisine geçmenin birinci adımı bunu istemektir, bizim iş dünyasında "bir şeyler üretmek isteyen yok".

iso 500 (türkiye'nin en büyük 500 şirketi) içinde geçen sene araştırma ve geliştirmeye harcanan para %0,5 idi (daha önceki senelere göre düşmüş) biz her şeyi bulduğumuz için arama derdimiz yok :) bir de yanlış anlaşılma olmasın iso 500 içinde araştırma ve geliştirmeye para harcayan 254 şirketin ortalama harcaması bu, 246 adet şirketimizin zaten çöpe atacak parası yok. peki bu büyük çabanın sonucu ne? teknoloji yoğunluğuna göre üretilen katma değerin sadece %3-4'ü yüksek teknoloji,(bence fazla bile) düşük teknoloji %60 civarında.

türkiye'deki mevcut güçlü şirketler bu kafa ile giderse üretim ekonomisine geçmek bir yana mevcut durumumuzu korumak bile bence son derece iyimser.

Diğerlerine Kıyasla Türklerin İngilizce Konusundaki Endişesi Yersiz mi?