OYUN 22 Ocak 2021
41,5b OKUNMA     728 PAYLAŞIM

Ultima Online, Neden Gelmiş Geçmiş En İyi Online Oyun Olarak Görülüyor?

1997'de çıkan Ultima Online, pek çok oyun sever tarafından en iyi online oyun (MMORPG) olarak görülüyor. Sebeplerine kısaca bakalım.
MMORPG (Massive Multiplayer Online Role Playing Game): Devasa çok oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunu. Çok sayıda oyuncunun bilgisayarlarından internete bağlanarak birlikte oynadığı, oyun esnasında çeşitli karakterlere büründüğü büyükçe bir video oyunu türü. Knight Online, Ultima gibi oyunlar bu klasmana girer.

ultima online second age... kültürel/sosyolojik kodların en dolaysızca taşınabildiği oyun içi dinamiklere sahip olan tek mmorpg.

kültürel/sosyolojik kodlar derken neyi kastediyorum? dostluk, düşmanlık, yardımseverlik, puştluk, yalancılık, misafirperverlik vb. iyi/kötü meziyetler anadolu'da nasıl yaşanabiliyorsa ortalama uo server'ında (sanane, nebula, revolution, exile vb.) da öyle kurgulanabiliyordu, kurgu yanlış kelime belki, oyun bunları hayattakine yakın bir şekilde yaşamanı sağlıyordu! bu kısmı anlatmak çok zor, oynayanların kafada ışık hemen yanacaktır. çok çok çok özgür bir oyundu, hiçbir ön tanımlı senaryoya bağlı değildi, kendi aradığın oyunu yaratabiliyordun eşle dostla yabancılarla, ister rol yap, ister yancı ol, ister lider ol, onu ol bunu ol, istediğini ol. alınabilecek tatlar çok geniş bir spektruma yayılıyordu. ayrıca sphere server kurulumu ve genel olarak scripting'i çok kolay olduğundan oyuncuların kendi server'larını yaratabilmeleri işten değildi.


bizatihi oyun dinamiklerinden/mekaniklerinden kaynaklı (oyuncu aligmentları, mavilik, crimlik, pklık, guard zone, loncalaşma, factionlaşma, ölme-dirilme, lootlanabilirlik, ceset kesme; büyü, dövüş, healing, zanaat, binek cart, curt vb. sistemleri... uzar gider) olarak şerefsizliğin, dayanışmanın, rol yapmanın vb. bu denli gerçekleştirilebilir potansiyel taşıdığı bir oyun daha gelmedi. bin tane farklı senaryoyla örneklendirilebilir ama vakit yok, üşenmeyen biri şuraya minoc madenci dayanışmalarını, locus çökünce quann'da (ya da tam tersi) beliren bombacı mülayimleri, gz içi çıplak flame strike'cıları, dungeon yemlemelerini, ev kıstırmacalarını, bineklere dövdürmeceleri, jhelom mezarı basan pklara hayatı dar eden journeyman expert aç ve cıbıl boksçuları, ne bileyim bir sürü şeyin diğer mmorpg'lerde neden bizatihi oyun dinamikleri nedeniyle olamadığını detaylıca anlatabilir.

bokun yiyem ultima.


birçok farklı online oyun oynadım ama bu oyun bir başkaydı

97 yılında çıkan uo için bu oyunun hayranlarının hep söylediği bir söz vardı "ultima bırakılmaz sadece ara verilir" diye. gerçekten de öyleydi artık uo'yu bıraktım deseniz bile bi bakardınız aylar sonra ya da 1 2 sene sonra eski arkadaşlarınız yine toplanıyor ve sizi de çağırıyorlar. ben biraz takılırım çok oynamam diye yeni sunucuya başlardınız ve saatleriniz bilgisayarın başında geçerdi. savaşçı ve büyücü karakterlerin yanı sıra, zanaatkar karakterlerle oynayabiliyor olmak bu oyunu gerçek bir rpg yapıyordu. kimi zaman savaşçı karakterinizle oyuna girer loncalar arası savaşlarda savaşırdınız. 1-2 saat sonra ise zanaatkar karakterle girer, az evvel savaştığınız düşmanlarınızdan birinin zanaatkar karakteriyle kendinizi muhabbet ederken bulurdunuz. evinizde dostlarınızla sohbet ederken bir anda katiller gelip evi basabilir ve sizi öldürebilirdi.

yazının başında bu oyun bırakılmaz demiştim evet ama ben artık gerçekten bıraktım. en son 2012 yılında ünlü nebula sunucusunda oynuyordum ve bir daha da oynamadım. güzel zamanlardı tabi ama bize geriye bıraktıkları artık sadece, anılar ve bazı güzel dostlar.

son söz

gelmiş geçmiş en iyi online oyun denilince, teknik ve kitle açısından world of warcraft tabii ki hepsinin üstünde olsa da oynanış, dinamikler ve sağladığı özgürlük açısından ultima online'a yaklaşabilen 2. bir oyun olmadı.

onca online oyun oynadım hepsi beni bir şey olmak için zorladı. görevleri yapmak, ilerlemek, aynı düzlemlerde gezmek ve nihayetinde kahraman olmamı istedi.

ultima online ise, banane lan, istersen dilenci ol, istersen katil ol, istersen terzi ol, ister kahraman, istersen it köpek uğursuz ol hayatını bildiğin gibi yaşa diyordu.