SİNEMA 18 Haziran 2020
27,5b OKUNMA     560 PAYLAŞIM

Twilight Serisinin Yıldızı Kristen Stewart, Prenses Diana'yı Oynamak İçin Doğru Seçim mi?

Açalım: Galler Prensesi Diana'yı merkezine alan Şilili yönetmen Pablo Larraín filmi Spencer'da başrol Stewart'a gitti. Peki Stewart ne kadar doğru bir seçim? Kısaca bakalım.

stewart, yeni rolü galler prensesi diana için daha şimdiden sosyal medyada tepki topladı. prenses diana gibi hemen hemen herkes tarafından sevilen ve saygı duyulan bir figürün kristen stewart gibi hemen hemen hiç kimse tarafından sevilmeyen ve küçük görülen biri tarafından canlandırılacak olması akıllarına yatmıyor.

10 yıl neleri değiştiriyor...

2010'lu yılların başında kristen stewart dünya çapında fırtınalar estiriyordu. alacakaranlık popülaritesinin zirvesindeydi, doğal olarak stewart da zirvedeydi. gençlerin bir numaralı gündem maddesiydi. hatta öyle ki bafta bile görmezden gelemedi ve yükselen yıldız ödülü verdi. bugün ise birçok kişinin nefret ettiği ya da en azından hoşlanmadığı biri. 2010'ların başındaki fanlarının büyük çoğunluğu gitti. bu kısmen alacakaranlık serisinin popülaritesini ve değerini kaybetmesiyle oldu. seri çok sevilirken birden sosyal medyanın elinde oyuncağa dönüştü. filmler tiye alındı. tam bir caps malzemesine çevrildi. diğer kısmı ise stewart'ın fanlara "ihanet" etmesi sonucu gerçekleşti. bu tür gençlik serileriyle özdeşleştiğinizde fanlarınız sizi hep oynadığınız rolde olmanızı ister. stewart fanları da stewart'ın "masum ve iyi niyetli bella" ruhunu ömür boyu taşımasını istediler. emma watson böyle mesela. kendisi hâlâ hermione granger. stewart ise bunu açıkça reddetti. önce robert pattinson'ı aldattı ki bu olay sonrası çok fazla fan kaybetti. bella'nın edward'ı aldatmasını fanlar kaldıramadı. sonrasında ise saçlarını kısacık kestirip biseksüel olduğunu açıklayınca iyice kaçtılar. stewart da giderek aykırı rolleri oynamaya ve küçük filmlerde yer almaya başladı. bu "canım ne isterse yaparım, hiçbiriniz umurumda değilsiniz" tavrı elinde kalan birkaç fanı da kaçırdı. onu ve alacakaranlık'ı sevmeyenler zaten sevmiyordu, sevenler de gitti. geriye pek sevilmeyen düşük profilli bir oyuncu kaldı.


oyunculuğunun hangi seviyeye geldiğine değinmeyeceğim. alacakaranlık'ta vasattan halliceydi ama yıllar içinde değişti mi bilmiyorum. takip etmedim. ancak başka bir şey ilgimi çekti. açıkça sevilmeyen biri olmasına rağmen popüler yapımlarda yer alması. üstelik filmler başarısız olmasına rağmen tekrar tekrar bu rollerin ona verilmesi. bütün bunlardan bağımsız olarak ben bir yapımcı olsam stewart'la çalışmam. bir rol için bile bu kadar tepki alan biri bana gişede ne kazandırabilir? şuna dikkat çekmeye çalışıyorum. iş sadece kâr-zarar olarak indirgendiğinde stewart mantıklı bir seçim değil.

son filmlerinin bütçelerine ve hasılatlarına bakmak gerekirse

underwater
bütçe: 50 - 80 milyon dolar
hasılat: 40.9 milyon dolar

charlie'nin melekleri
bütçe: 48 - 55 milyon dolar
hasılat: 73.3 milyon dolar

seberg
bütçe: 8 milyon
hasılat: 675.808 bin dolar

lizzie
hasılat: 642.157 bin dolar

billy lynn's long halftime walk
bütçe: 40 milyon dolar
hasılat: 30.9 milyon dolar

personal shopper
bütçe: 1 milyon dolar
hasılat: 2.7 milyon dolar

certain women
bütçe: 2 milyon dolar
hasılat: 1.5 milyon dolar

işte torpil söylentileri bu yüzden dönüyor

kâr etmek isteyen birinin -ki amerikan film endüstrisinin başka bir amacı yok- stewart ile çalışması pek mantıklı değil. ismi bile film için olumsuz bir imaj. “mesele kâr değil, ödül getiriyor” desek mtv film ödülleri ya da teen choice ödülleri gibi dandik ödüller dışında kariyerindeki en önemli ödül 2010'da kazandığı bafta'nın yükselen yıldız ödülü. bazı eleştirmen ve festival ödüllerine aday olup kazanmışlığı var ama pek ses getirmedi.

küçük bütçeli bağımsız filmler bir yere kadar mantıklı, belki oyunculuğu gerçekten o seviyeye gelmiştir, bilmiyorum ancak hasılat odaklı filmlere nasıl dahil olduğunu anlamak mümkün değil. geçen yıl charlie'nin melekleri'nin büyük sükse yapması bekleniyordu ama joker'ın yanında esamesi bile okunmadı.

diana rolü içinse kendisine bol şans dilerim. the crown dördüncü sezonda diana'yı işleyecek. ne kadar başarılı bir prodüksiyon ortaya koyduklarını düşünürsek sonrasında hangi yapım gelirse gelsin uzun bir süre the crown'ın gölgesinde kalacaktır.

bir başka görüş de şu şekilde

stewart, lady diana'yı oynamaması gereken tek insan olabilir. gerçekten bak. bu kadının hem zekası, hem kalbi, hem gözlerindeki muzip parıltı, gülümseyişindeki hayat tutkusu, merhameti... bunları nasıl verebileceğini gerçekten merak ediyorum. hiçbir şekilde ortak noktaları yok bu anlamda. bunu kristen'ı aşağılamak için söylemiyorum. kristen güzelliğiyle de, yaşam tarzıyla da, aurasıyla, bakışlarıyla, yaydığı enerjisiyle de çok farklı bir kadın.

diana bir efsane ya. bu kadar efsanevi bir kadını, dünya'nın en çok fotoğraflanan, yıllardır isminin geçmediği tek bir gün olmayan kadın. en iyileri bile kolay kolay altından kalkamaz bu rolün. kıran kırana bir cast seçimi olmalıydı. tüm ingiltere'yi dolaşıp, tiyatroları okulları gezip belki de hiç tanınmayan ama bu kadının ruhuna sahip birisi bulunmalıydı.

kristen 18 yaşındayken bir prens'e aşık olmuş, sevildiğine inanmış, sonra aldatılmış, hem kırılgan hem de cesur, yaşama aşkıyla dolu bir kadını nasıl anlayabilir? mesela diana anaokulu öğretmenliği yapmış bir süre. kristen'da çocuklarla karşılaşsa nasıl davranacağını bilmeyecek, eli ayağına dolaşacak bir hava var.

nereden baksan her yönüyle çok kötü bir cast. filmle ilgili tek sevdiğim şey de filmin adının "spencer" olması. diana'nın sadece diana olduğunu, herkesten bağımsız, kraliyetle anılmasına gerek olmayan bir kadın olduğunu vurgulamışlar. başka da bir artısı yok benim için. hak etmeyen birisinin hak etmeden elde ettiği roldür. hakkı verilmemiş bir film olacaktır.