TV Dünyasının Keşfedilmeyi Bekleyen Gizli Hazinelerinden: Slow Horses
Neyin nesi bu dizi?
slow horses, ingilizlerin polisiye ve ajan dizilerinde çok daha iyi iş çıkarabildiklerini gösteren yapımlardan biri. 3 sezon'u su içer gibi izledim: komiklik dersen var, konular dersen merak uyandırıcı, karakterler de öyle ilginç ki her biri ile farklı bir bağ kuruyorsun. ajanların da insan olduğunu, amerikan yapımlarındaki gibi insanüstü özelliklere sahip olmadıklarını ama ajan olmak yolunda varlarını yoklarını koyduklarını görüyorsun. bazen adın çıkacağına canın çıksın dersin ya işte bu karakterler de öyle bir araya gelmiş.
yalnız bu grubu farklı kılan bir özellik var ki; adı üstüne onlar “slow horses” yani yavaş atlar. bu aşağılayıcı adı almalarının sebebi ise mi5'ın gözden çıkardığı ama aslında onlarsız da yapamayacakları bir grup. hele bir liderleri var ki; belki de dünyanın en iyi ajanı olmasına rağmen, o köhne binada, tozlu dosyaların arasında sigarasını tüttürerek, “atlarını” ordan oraya koşturmayı bilen, sözünü dinlettiren, lafını sakınmayan, yağadı trençkotuyla gary oldman, rolünün hakkını fazlasıyla veriyor.
dizinin kokusu var
jackson lamb'in olduğu bütün sahnelerde kendimi kafamı yana çevirmiş kokudan sakınırken buluyorum. özellikle olay onun odasında geçiyorsa tv'den uzaklaşma ihtiyacı hissediyorum. ortalama bir ingiliz'in korkunç hijyen standartlarını da düşünürsek lamb'in ne kadar tehlikeli bir adam olduğunu daha iyi kavrayabiliriz.
çok iddialı olayları iddiasız oyunculuklar ve hikaye anlatımıyla izlediğimiz için sanırım diziye eşlik etmek keyifli. gerçekçilik tuzağına yakalanmadan hikayeye ve gittikçe derinleşen karakterlere eşlik edebiliyoruz.
diziyi izlerken arada kendimi lamb yerine oraya gönderilen yeni müdür olsam ne yapardım diye düşünüyorum. sonra lamb'in odasını benzin döküp ateşe verdiğimi hayal ediyorum. muhtemelen benzine de gerek kalmaz kibriti atsam oda metan gazından parlar.
mark herron, kitapları "anti james bond" hikayesi anlatma motivasyonuyla yazdığını söylüyor
jackson lamb karakterinin iğrençliğine bakarak dizi ekibinin bunu iyice abarttığını söyleyebiliriz :)
mevzuların mi5 içindeki güç savaşları ve entrikalara odaklanması klasik ajan hikayelerine farklı bir yorum getirmiş. bölümlerin temposunu iyi kurgulamışlar, hap gibi gidiyor. her sezonu 6 bölümle sınırlamak sıkmaması açısından akıllıca bir karar olmuş.
diğer taraftan mi5'ı biraz fazla beceriksiz göstermişler gibi geldi. bazen aptallar sürüsünden hallice hareket etmeleri inandıcılığın kaybolmasına neden oluyor. mevzular hep aynı kişilere bağlanıyor filan. benim gibi 4 sezon binge yapanlar bir yerden sonra aynı şeyin tekrarını izliyor hissine kapılabilirler.
dizi ile ilgili beni en çok hayal kırıklığına uğratan şey ise; slough house, first desk, second desk, slow horses, dogs gibi insider mevzuların tamamının uydurma olması oldu. bunu öğrendikten sonra dizi gözümde iyice fantaziye sardı. yine de kendini izleten keyifli bir seyirlik. gary oldman, jack lowden (cartwright), christopher chung (ho), kristin scott thomas (taverner)'ın performansları diziyi taşımış.
Dizi hakkında birkaç küçük trivia
öncelikle, dizinin jenerik müziği mick jagger'ın seslendirdiği strange game parçasıdır
- dizinin ikinci ve üçüncü sezonları 6'şar bölüm olarak şimdiden çekilmiş ve 4. sezonunun çekimlerine başlanmıştır.
- dizinin bölümleri 41-53 dakika arası sürmektedir.
- yapım, usta aktör gary oldman'ın düzenli rol aldığı ilk televizyon dizisidir.
- dizi, ünlü yazar mick herron'un jackson lamb serisini başlatan aynı adlı romandan uyarlanmıştır. herron, bu seri kapsamında 10 farklı roman daha yazmıştır.
- dizinin çekimleri londra ve gloucestershire'da yapılmaktadır.
- dizide mi5 içerisindeki rekabete ve kirli hesaplaşmalara da yer verilmiştir.
- dizinin merkezinde, yaptıkları çeşitli hatalar nedeniyle servisin en istenmeyen ve düşük rütbeli bölümü olan slough house'da (ıskarta bürosu) görev yapan ajanların hikâyeleri anlatılmaktadır.