EKONOMİ 8 Mart 2022
38,9b OKUNMA     458 PAYLAŞIM

Türkiye'ye Tarihinin En Büyük Cari Açıklarından Birini Verdiren 1994 Ekonomik Krizi Nasıl Çıktı?

Ülkemizin geleceğine uzun vadeli etkileri olan, Türk lirasının dolar karşısında yüzde 160'ın üzerinde değer kaybettiği krizi bir hatırlayalım.

1990'lı yıllarda kamu harcamaları popülist kararlarla çok hızlı artmış, devlet kamu bankalarından borç kullanıp büyük ölçüde borçlanmıştı. hazine, 1993 yılında borçlanma ihalelerinde giderek daha az borçlanıyor, ihale faizlerini daha düşük bir yerden kesmeye başlıyordu.

1991-1993 yıllarında ekonomiden sorumlu bakan olan tansu çiller, piyasada likidite bırakarak genel faizlerin aşağı çekilebileceğini düşünüyordu. az borçlanma hazine’nin bütçe gelir gider dengesi ile değil, merkez bankası’ndan kullandığı avansla oluyordu. hazine’nin piyasada bıraktığı likidite, merkez bankası tarafından çekiliyordu. ancak, merkez bankası’nın ne elindeki kâğıt miktarı, ne de döviz varlıkları bu kadar likidite ile başa çıkmaya yeterli değildi.

eski cumhurbaşkanı turgut özal'ın hayatını kaybetmesinin ardından yerine süleyman demirel'in seçilmesiyle, tansu çiller 25 haziran 1993 yılında başbakanlık koltuğuna oturdu.
bu dönemde hem bütçe hem cari açık çok yüksekti. çiller, ekonomik kurumların tümünü kendine bağlayarak kamunun borç yükünü, yüklü faiz ödemelerini azaltmak için faizleri düşürmeye kilitlendi. ancak bunu zorla yapmaya çalıştı.


merkez bankası ve bankalara zorla faiz indirtemeyince de, makro istikrar sağlayacak önlemler yerine, emirle faiz düşürmeye kalktı. hazine'nin borçlanma ihalelerini faiz yüksek gerekçesiyle iptal etti. borçlanamayınca "telekom'un t'si" denilen telefon hizmetlerini özelleştirmek istedi, ancak bu girişim anayasa mahkemesi'nden geri döndü.

çiller sadece muhalefetten değil, kendi partisinden gelen uyarılara da aldırmadan ısrar ve inatla faizleri düşürmeye çalışıyordu. daha düşük faiz dikte etme ısrarı kısa süre içerisinde ihale iptallerine dönüştü; 1993 yılı kasım ayında 5 ihalenin 2’si, aralık ayında da 4 ihalenin 2’si iptal edildi. kasım ayından sonra iş değişti; bu defa elinde bol likidite bulunan bankalar dövize yönelmeye başladılar.

işin daha dramatik tarafı; kur patlamasın diye piyasadaki bol likiditeyi çeken merkez bankası, hazine’nin bu faiz inadını bırakmasını isterken, çiller, merkez bankası’na başbakanlık müsteşarı imzalı bir yazı yolluyordu: "açık piyasa işlemleri yapmayın! yani likiditeyi çekmeyin!"

çiller'in ekonomi yönetimi, hazine'nin merkez bankası'ndan kısa vadeli avans kullanımına, yani para basmaya hız verdi.

bunun üzerine türkiye'den çok ciddi sermaye çıkışı yaşanırken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları not düşürdü. sermaye çıkışıyla birlikte ocak 1994'te dolar bir günde % 14 değer kazandı. ocak ile ekonomik bir dizi önlemin alındığı nisan ayları arasında lira, dolar karşısında % 160'ın üzerinde değer kaybetti.

hazine, tahvil ve bono satışı yapabilmek için alıcı bulamıyordu. ocak-nisan arası dönemde yapılan 20 hazine ihalesinin 6’sı teklif gelmediği için iptal edildi. çiller’in atadığı merkez bankası başkanı olan bülent gültekin istifa etti.

Bülent Gültekin

çiller, 5 nisan 1994 tarihinde bir ekonomik önlem paketi açıkladı

bu kararlar kapsamında lirada devalüasyona gidilirken, başka tekel ürünleri ve akaryakıt olmak üzere vergi oranlarında çok ciddi artışlar yapıldı. türkiye, mayıs 1994'te uluslararası para fonu (imf) ile 14 aylık bir stand-by anlaşması imzalamak zorunda kaldı ki, eğer çiller zorunlu olduğu için ımf'le anlaşamasaydı; 1994 krizinin kurlarda, faizde ve enflasyondaki sonucu çok daha yüksek oranlara çıkabilirdi.

5 nisan 1994 kararları sonrasında, hazine bunu kırabilmek için 3 aylık halka arz yaparak % 406 şok faiz teklif etmek zorunda kaldı. başbakan tansu çiller, % 80 seviyesindeki faizi 3-5 puan aşağı bastırmak isterken, % 400 faize razı gelmek zorunda kalmıştı. geride de üç banka batmıştı. kemer sıkma önlemleri ile yürürlüğe konulan kararlar ile krizin bir bölüm bedeli ‘net aktif vergisi’ ile şirketlere fatura edildi. faizler haziran sonuna kadar % 300’de seyrederken, aradaki çok kısa dönemler dışında 1999’a kadar % 100’ün altına inmedi.

devalüasyon öncesinde abd doları'na yatırım yapanlar da büyük rant sağlamış oldu. yaşanan durgunluk birçok firmayı ya küçülttü ya da iflas ettirdi.

çiller, ekonomi profesörü olarak girdiği siyasette en büyük ekonomi dersini alırken, faiz indirme inadıyla türkiye’ye de çok ağır bir bedel ödetti. 4 nisan 1994 ekonomik krizinin ardından 1995 seçimlerinde partisinin oyu %27'den %18'e indi.

cumhuriyet tarihinde ilk kez hiper enflasyonu yaşadığımız bu kriz sonucunda merkez sağ seçmen aşırı sağa yöneldi ve islamcı milli görüş hareketi ilk kez 1995 genel seçimlerinde birinci parti çıktı.


çiller'in ısrarla faizleri düşürmek istemesinin sonucunda şunlar oldu

1993’te yıllık ortalama %71 olan enflasyon, 1994’te %125'lik rekor seviyeye yükselmiş, hazine, borçlanmasında kaybolan talebi yeniden oluşturmak, kamu maliyesini toparlayabilmek için süper bono ihraç etmek zorunda kalmıştır. (3 ay vadeli ve %50 net dönem faizli bu bononun yıllık bileşik getirisi türkiye iç borçlanma tarihinin rekorudur; %406.)

haziran 1993'den nisan 1994'e kadar geçen 10 aylık süreçte, 10 bin liradan 40 bin liraya fırlayan dolar kuru, faizlerin tekrar arttırılması ve imf ile anlaşma yapılması üzerine düşüşe geçmiş, yaklaşık 1 sene boyunca da 40 bin liranın altında seyretmiştir.

geçtiğimiz yıl merkez bankası, faiz indirmeye başlamadan önce eylül 2021'de tcmb faizi %19, enflasyon %19 iken, mart 2022'de tcmb faizi %14'e kadar düşürmesine rağmen enflasyon %54'e yükselmiş, hazine, borçlanmasında kaybolan talebi yeniden oluşturmak, kamu maliyesini toparlayabilmek için kur korumalı mevduat hesapları uygulamasını çıkarmak zorunda kalmıştır.

faizin düşürülmeye başlandığı eylül 2021'den bugüne kadar olan süreçte de, alınan önlemlere rağmen döviz kurlarında istenen istikrar sağlanamamıştır...

(**) türkiye istatistik kurumu verileri
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/5_nisan_kararları
https://www.google.com/…1-olacak-m%c4%b1/a-59858509
https://tr.m.wikipedia.org/…ki/türkiye'de_enflasyon
hürriyet