TARİH 4 Mayıs 2017
36,6b OKUNMA     957 PAYLAŞIM

Türkiye'nin İlk Kadın Parti Genel Başkanı Olan Behice Boran'ın Mücadele Dolu Hayat Öyküsü

Türkiye'deki sol hareketin önemli isimlerinden biri olan sosyolog ve siyasetçi Behice Boran, aynı zamanda öncü bir kişilikti. Sürgünde sona eren yaşam öyküsü ise oldukça çetin ve arayış içinde geçti. Lafı, Sözlük yazarı "maszn" devralıyor.


savaşçı kadındı.

behice hanım, tip'in mehmet ali aybar başkanlığında efsane olmuş merkez yürütme kurulu üyesi. kimler yoktu o efsane merkez yürütmede; sadun aren, tarık ziya ekinci, nihat sargın, cemal hakkı selek...

behice hanım, ömrünü türkiye sosyalist hareketine adamış bir kadın savaşçı. zaman zaman türkiye komünist partisiyle yolları kesişmiş, kimi zaman dost, kimi zaman muarız olmuş.

1968 yılında sovyetlerin çekoslavakya müdahalesi sonrası yaşanan kargaşada; müdahaleye karşı tavır alan aybar'a karşı sadun arenle beraber muhalefet hareketine dahil olmuş, öncülüğünü yapmıştır.

o yıllarda, aybara kategorik olarak karşı çıkan, parti içi-parti dışı bir kısım sol muhalefet; aren boran ikilisini, aren boran oportünist kliği olarak yaftalamaktan geri durmamıştı.

Bianet

yaşanan bu politik depremde aybar genel başkanlıktan istifa etmiş, önce mehmet ali arslan ve daha sonra 1970 kongresinde genel genel başkan olmuştu behice hanım.

12 mart muhtırası sonrası günlerde t.i.p. kapatılmış, boran ve arkadaşları tutuklanmışlardı binlerce partili partisiz; sosyalist-komünist insan gibi.

behice hanım, parti yöneticisi olarak; parti dışı muhalefete ve özellikle gençlik örgütlenmelerinin başını çektiği eylemlere sıcak yaklaşmazdı. gençlerde aren boran ikilisini hayırla yad etmezdi. hatırladığım muhtıra öncesi son istanbul il kongresinde kürsüye çıkıp zorlukla hitap etmişti delegelere.

muhtıra sonrası günlerde sol hareket onlarca yiğit insanını şehit verdi. o yıllarda türkiye komünist partisinin atılım yıllarıydı. istanbul ili eminönü ilçesinde bir araya gelen partililer, "partizan dergisi" sayfalarında parti içi ve dışı muhalefetle teorik-pratik mevzularda tartışma yürütürken; maltepe tekel fabrikasında gıslaved lastik fabrikasında "gerçek" ismi altında işçi gazeteleri çıkarıyordu. yine bir kısım partili arkadaş başta oya sencer olmak üzere muhtıra sonrasına hazırlık bağlamında yeni bir parti çalışması içindeydiler.


1974 yılında çıkarılan genel mahiyetli afla bir çok tutuklu-hükümlü sosyalist özgürlüğüne kavuştu. henüz behice hanımlar tahliye olmadan kurulan türkiye sosyalist işçi partisi (tsip) açıkçası şaşkınlık uyandırmıştı.

behice hanım ve arkadaşları da türkiye işçi partisini yeniden kurmakta gecikmediler. böylece türkiye sosyalist hareketi iki partili geleneğini bozmuyordu. hatırlayın, 1946'larda da aynı şeyler olmuştu.

tarihte 2.türkiye işçi partisi diye anılan behice boran siyaseti; 12 eylüle kadar ve hatta sonrasında bile devam eden diğer sol partilerle-legal, illegal- şiddetli çatışma halindeydi.

dev yol, kurtuluş gibi hareketlerle, tsip, tkp gibi partilerle çekişerek gelinen 12 eylül günlerine kadar başını çektiği parti, birinci tip kadar kapsayıcı ve egemen bir görüntü verememiştir.

darbe sonrası yurt dışındadır behice hanım. yorgundur ve sağlığı bozulmuştur. sovyetlerde esen gorbaçov dalgası, tıpkı çek olayları gibi türkiye solunu kargaşaya sürüklemişti.

ülkenin en güçlü sosyalist hareketi dev yol, dağılmış; kadroları sempatizanlarına kadar tutuklanmıştı.


siyasi hareketler merkez kurulları itibariyle büyük ölçüde yurt dışında. ilk yıllar başarısız güç birliği denemeleriyle geçer. 1987 yılına yaklaşırken tkp-tip-tsip arasında yakınlaşma artar.

bu yakınlaşma birlikle netice bulur. behice hanım bu "mutlu" birliğe şahit olur. bir iki gün sona hayata veda eder.

behice hanımın naaşı ülkeye getirilir. uzun yıllar görev yaptığı tbmm önünde bir tören yapılır. akabinde istanbula gelir naaşı. yüzbinlerin katıldığı bir yürüyüşle son yolculuğuna uğurlanır. behice hanımın vedası aslında türkiye sosyalist örgütlü hayatının da bir vedasıydı sanki. onu toprağa verirken bir maziyi toprağa verdiğimizin de farkında değildik. yıllar içinde tkp tip kendilerini lağv ederek yeni bir senteze ulaştığını sanırken, sentez, örgütsüzlüğün bir başlangıç tarihiydi. tbkp nin kapatılmasından sonra kaç parti kuruldu, o partiler ne oldu, neye-nereye evrildi hafızalarda bile yok aslında. şimdi insanlar derin örgütsüzlükte debeleniyor.

12 eylülle başlayan büyük kürtaj, nihayetinde solun kendi eliyle bir imha sürecine evrilmiştir. bir vakit örgütlerde yönetici olanlar-basit üyeler ve hatta sempatizanlar nerede-nereye gitti.

evvel zaman içinde bir tarihti sol, şimdi yeni sahiplerini mi arıyor; ne yalan söyleyeyim bilemiyorum.

Bonus: BBC arşivinden çıkarılan Behice Boran röportajı