TARİH 31 Ocak 2018
60,7b OKUNMA     830 PAYLAŞIM

Türkiye'deki Azınlıkların İlk Kez Büyük Bir Düş Kırıklığı Yaşamasına Sebep Olan 1934 Trakya Olayları

1934 yılında Trakya'da Yahudilere karşı yapılan saldırı ve yağmalar, ülke tarihindeki kara lekelerden biri.


bu dönemde trakya'da 45 bin civarında yahudi yaşıyordu. ağırlıklı olarak ticaret ve hayvancılık yan sanayi üzerinde egemenlik sağlayan yahudiler bölge ekonomisinin can damarı olan meracılık ve süt ürünleri konusunda ekonomiye hakim olmuşlardı. 

aynı dönemde cevat rıfat atilhan adlı bir yazar ”milli inkılap” adıyla istanbul'da bir dergi çıkarmaya başladı

eğitimini almanya'da yapan atilhan bir nazi sempatizanıydı. nazi ideolojisinden devşirdiği ”saf kan”, ”saf soy”, ”öztürk” gibi kavramları ilk kez kamuoyunda tartışıyor ve yahudi düşmanlığını körüklüyordu. atilhan'ın çevresinde kümelenen militanlar trakya'da yahudilerin ekonomik üstünlüklerine karşı bir şeyler yapmak gerektiği propagandasına başladıklarında bu sürecin getireceklerini sadece yahudi cemaati gördü. dönemin devlet makamlarına başvurarak bu anti-semit kampanyanın durdurulmasını istediler. oysa iş işten geçmişti. 

1934 yılının haziran ayında trakya yahudilerine karşı yaygın bir saldırı ve yağma hareketi başladı

yahudilere ait evler, mağazalar yağmalandı. kadınlara tecavüz edildi. yahudi tüccar ve esnafın dükkanları boykot edildi. 15 bin civarında yahudi evlerini, işlerini bırakıp istanbul'a doğru kaçmaya başladı. önceleri ”yahudileri istemiyoruz” diye slogan atan kitleler sonraları ”hadi, yahudi yağmasına” diye kışkırtılıyordu. başkentin olaylara müdahalesi geç de olsa gerçekleştiğinde sorumluların bir bölümü tutuklandı. ancak ideolojik olarak örgütlenmiş olan ırkçı-turancı çevrelere dokunulmadı. olaylardan ve israil devleti kurulduktan sonra trakya yahudilerinin tamamı israil'e göç etti. yaşanan travma bölge yahudilerinin hiç unutmadığı bir gerçeklik olarak hafızalara kazındı.

trakya olayları niçin yaşanmıştı? 

bu konuda iki görüş var. birincisine göre, ekonomik yaşamda yahudilerin ağırlığını ortadan kaldırmak isteyen bölge burjuvazisi böylesi bir talanla amacına ulaşmıştı. ikinci görüşe göre, savaşın yaklaştığını öngören ankara, türkiye'nin batıya açılan bu kapısında ”yabancı unsurları” tasfiye etmek ve olası bir savaşta ”beşinci kol” faaliyetini önlemek için bir saldırıya göz yummuştu. 

nedenleri ne olursa olsun, türkiye cumhuriyeti içinde yaşayan vatandaşların etnik kökenleri, dilleri, gelenekleri ve kültürleri nedeniyle böylesi bir saldırıya uğramaları azınlıklar için ilk büyük düş kırıklığı oldu. cumhuriyetle birlikte imparatorluğun ikinci sınıf vatandaşı yerine cumhuriyetin eşit ve özgür vatandaşı olacaklarını öngören azınlıklar bu olayla aidiyet duygularının sarsıldığını hissettiler.