TELEVİZYON 21 Mart 2024
17,1b OKUNMA     226 PAYLAŞIM

Türkiye'de Yapılmış Samimi ve Kaliteli İşlerden Biri: Yabancı Damat

2004-2007 yılları arasında yayınlanan, Yunan bir damat ile Türk bir gelinin hikayesini konu alan Yabancı Damat dizisi, aradan yıllar geçmesine rağmen kendini izletiyor.

hatırla sevgili, çemberimde gül oya dışında baştan sona tüm bölümlerini izlediğim yerli dizi neredeyse yok çünkü yerli dizi izlemeyenlerden değil de izleyemeyen biriyim.
yabancı damat dizisini de yayınlandığı dönem konusunu biraz bilsem de izlememiştim. bu aralar sosyal medyada popüler olunca kızım diziyi beraber izleyelim mi dedi. sanırım z kuşağı arasında popüler olma nedeni, yabancı biriyle evlenince ailelerin tepkilerini anlamsız bulmaları. gençlerin bizim zamanımızdan daha evrensel düşündüklerini görmek hoşuma gidiyor.  işlerimizden ve derslerimizden fırsat buldukça izledik ve bugün final bölümü ile bir diziyi daha beraber izleyip bitirmenin keyfini yaşadık.

öncelikle dizi oyuncuları tam bi şampiyonlar ligi. izlerken dizi değil, sanki gizli kamera konulmuş da onların normal yaşantılarını izliyormuşuz gibi hissediyorsunuz. oyuncularının her biri muhteşem. dizi yunan bir erkek ile türk kızının aşkı etrafında gelişiyor. dizi final yapalı 20 seneye yaklaşacağı için spolier uyarısı vermeye gerek duymuyorum.

yunan ve türk evlilikleri mutlaka olmuştur. izmirli bir kız ile olan yunan evliliği sorun olmaz ama bir yunanlı ve güneydoğu anadolu yöresinden evlilik kolay olmaz. onun için senaryo ilgi çekici. 


zeki alasya, erdal özyağcılar, sumru yavrucuk, arif erkin, binnur kaya ilker aksum ve tüm oyuncular muhteşem oynamışlar.  dizi bayağı önce çekildiğinden oyuncuların değişimlerini görmek tuhaf geliyor. binnur kaya'nın abartılı karikatürize bir rolü olduğundan mimikleri alın kaş bölgesi 25. bölüme kadar bayağı göze batıyor 25. bölümde az az da olsa botoksa başlanmış. sahne sanatçılarının mimiklerini kaybetmemeleri için botoksu abartmamaları iyi oluyor.

nilgün belgün sadece rum rolünü oynayabilirmiş gibi neredeyse oynadığı her dizide aynı rolde.

dizide ilgi çeken bir diğer şey tam bi eski türkiye olması. rakı sofraları mesela. olması gerektiği gibi ekranda buzlanmadan izliyorduk, içmeyen kimse de bunu yadırgamazdı şimdi bu dizi yayınlansa türk örf adetlerine aykırı diye linç yerdi. aslında anlamadıkları bunların tam da türk örf adeti olması.

antepli olmadığımdan yöreyi bilmiyorum onun için yapacağım yorum dizi üzerinden olacak,
dizi güneydoğuda geçiyor ama aile antep'in şehirli bir ailesi. kadınların etekleri dizlerde ve başları açık. rakı sofrası hazırladıkları gibi ramazan sofralarına örf adetlerine de önem veriyorlar. çocuklarına oruç namaz baş kapatma gibi şeyleri dayatmayıp okul okumak isteyene de engel olmuyorlar hatta kızlarını ankara'ya üniversiteye gönderiyorlar. 


yabancı damat tarafı ise istanbullu rum bir aile. niko'nun annesi rolundeki eleni rolunu oynayan ayla karaca da gerçek hayatta istanbullu bir rum. heyecanlı ve karşındakini dinlemeden duyduğunu anlamada sıkıntısı olan türk ailesinin aksine sakin ve sevinçlerini de üzüntülerini de metanetle karşılayan yaşayan insanlar. bunu türkleri kötü yunanlıları iyi göstermişler olarak görmüyorum. gerçekten nazlı'nın ailesinin ve antepli çevrelerinin çoğu tepkisi hemen hemen aynı. senaristler ince ayrıntıları güzel yakalamışlar. dizide yer yer avrupa birliğine girme ile ilgili ayrıntıları izlerken gözlerim doldu. o zaman da eleştireceğimiz şeyler vardı ama daha iyiye gitmemiz gerekirken geriye gitmemiz gerçekten üzücü.

niko, özgür çevik'in yanlış hatırlamıyorsam yarışma ikincisi olup oynadığı ilk karakter. ilk dizi çekiminde başrol oynayıp şampiyonlar ligi gibi oyuncu kadrosuyla oynaması bir oyuncu için büyük şans. oldukça başarılı bir oyunculuk sergilemiş. sonrasında neden daha popüler olmadı anlamadım. 

bir de dizi bu kadar iyi ama ne nehir erdoğan ne de özgür çevik sosyal hesaplarından yabancı damat ile ilgili bir şey paylaşmıyorlar.

nazlı için nehir erdoğan çok iyi bir seçim. nehir erdoğan her ne kadar izmirli olsa da kaş göz ten rengi antep kızına bayağı uyuyordu. bu arada nehir erdoğan'ın duru bir güzelliği var. güzel mi çirkin mi diye değerlendirilmesini saçma buluyorum. herkes yaşı ilerledikçe botoks ve dolgu yaptıracak diye bir kural yok. burada “yaşı 50 ama hiç göstermiyor diye” övdüğünüz kadınları, çok değil sadece 2-3 ay botokslarına dolgularına gitmediği zaman yüzlerini görmenizi isterim. nehir erdoğan hem yetenekli hem de farklı bir aurosı olan bi güzelliğe sahip. o da özgür çevik gibi kariyerinin başında iken yabancı damat kadrosunda olması, kendisi için büyük şans. ve o da nedense yabancı damat dizisi üzerine çıkacak dizilerde yer almadı. bunda yurt dışında yaşamasının etkili olduğunu düşünüyorum ve kendisini, ülkede kalıp popüler gündemin içinde çok da kolay gündemde kalıp şöhret ve etkin olacakken yurt dışında yaşamayı seçtiği için takdir ediyorum.

diziye dönersek yunanlı erkek ile doğulu türk bir kızın aşkı ama sadece onların başından geçen olayları değil yan karakterlerinde aşkını hayal kırıklıklarını sevinçlerini üzüntülerini anlatması açısından çok iyi.

bunların başında elbette memik dede ve eftelya babaannenin aşkı geliyor. her ikisinin birbirlerine milliyetçilik üzerinden takık olmaları birbirlerinden nefret etmeleri torunları evlenmesin diye türlü oyunlar yapmaları aşklarına engel olamadı. gençken cinsel çekim ve hayata daha heyecanlı bakarak her duyguyu aşk sanabilirsiniz ama o yaşta yaşı ilerlemiş iki insanın aşkının, çoğu şeylerden arınmış gerçek bir aşk olduğu su götürmez bi gerçek.


zıt kutuplar birbirini çekse de karakter olarak benzeşenlerin daha sağlıklı ve daha tutkulu aşk yaşadıklarına inanıyorum. memik ve eftelya buna güzel bi örnek.

tabii antep'li denince mutfağını geçmeden olmaz. yemeğin birleştirici gücünü bol bol güzel yemek masaları ile görüyoruz. elbette yunan yemekleri de ihmal edilmemiş. sırf bu yüzden yunan mutfağı için ramazan sonu rokabalık 'a gideceğim.

dizinin her bölümünü kahkahalar eşliğinde izledik ama sonlara doğru epey bir hüzünlü. üstelik finalin mutlu son ile biteceğini bildiğiniz halde çok üzücü. bunda oyuncuların nirvanaya çıkan oyunculuklarının etkisi çok fazla. oyuncular oynamamış yaşamış. sonlardaki birkaç bölüm nazlı'nın hastalığı üzerinden ısrarla kemik iliği bağışına dikkat çekmeleri çok güzeldi.

dizinin staylingi kimse 2024'de izlememe rağmen kıyafet seçimlerini çok beğendim. mekan seçimleri de özellikle çiftlik evi, kendisinden çok seneler sonra çekilen aşk-ı memnudaki çiftlik evinden çok daha iyiydi. 

diziyi bu kadar güzel yapan bir diğer şey de müzikleriydi. hem yunanca hem türk şarkıları muhteşemdi. gökhan kırdar'ın yeteri kadar değerinin bilindiğini düşünmüyorum. kendisi gerçek anlamda tam bir sanatçı.

keşke bu tarz dizileri 10-20 yıl arayla kaldığı yerden başlatarak bir iki seri ile devam ettirseler. ölenler dizide de ölmüş olsa dolayısıyla hayriye ve rabia hanım dul kalmış, niko annesini kaybetmiş ve çocuklarına yaya'sını anlatırken ege ve ada'nın tam da olması gerektiği gibi dinlerden örf adetlerden bağımsız kendileri nasıl istiyorlarsa, nasıl bi yol çizdiklerini görmeyi isterdim.


bu arada diziyi izlerken sık sık nazlı ve niko'nun bebeği olarak dünyaya gelmek büyük şans dedim :)

niko gibi bir adamı sıradan türk kızı ile evlendi diye vizyonsuz bulanlara çok gülüyorum :) zaten vizyonlu! türk erkeği çocukların bakıcısına göz koyar ya da karısı hastalıktan ölünce kendisinden yaşça küçük kadını karısının mezarını ziyaret ederken kendisine ayarlar ve annesiz büyüyen çocuklarının hayatını daha da kötü hale getirirken kendi de boynuzları takardı.(bkz: aşk-ı memnu)

sumru yavrucuk bana göre türkiye'nin meryl streep'i. biyolojik anne olmadığı halde feride rolunu oynarken ağlarken sevinirken kızarken tam bir tipik türk annesiydi. dizide şimdiki zamanda olduğu gibi akıllı telefonlar olsaydı feride'yi düşünemiyorum, gece gündüz olur olmaz saatlerde nazlı ve nikoyu görüntülü arardı :)

erdal özyağcılar'ı hangi rolde izleseniz zaten rolunun hakkını verir çok çok büyük oyuncu.
yine memik dede karakterindeki arif erkin müthiş bir title sahip gerçek anlamda sanatçı. hem itü mezunu mimar hem de müzisyen, oyuncu ve bürokrat.

eftelya karakterine hayat veren tülin oral bir bana mı maggie smith'i anımsatıyor bilmiyorum ama kendisine hayran kalmamak elde değil. 

keza zeki alasya… dün başlığına yazılan şu yazı ile kendisini anmak istiyorum:


binnur kaya'da yaşı genç olup tecrübeli oyuncuların içinde onlarla beraber anılması başarısı asla tesadüf değil.

yabancı damat kadrosundan ölenleri rahmetle anarken kalanlara sağlıklı uzun ömür diliyorum. yıllar sonra z kuşağı biri ile izlerken sıkılmadan kahkalar eşliğinde zaman geçirdik, tüm ekibin emeğine sağlık.

tanım:en iyi türk dizileri içinde çok rahat ilk üçe girecek dizi.

dizinin en sevdiğim şarkıları


ekleme: özgür çevik'in yarışma sonrası ilk dizisi yazmışım ama o dönem yerli yarışma ve dizilere olan ön yargımdan dolayı izlemediğimden ne tür bir yarışmada olduğunu bilmiyordum. özgür'ün, beren saat ve engin akyürek gibi drama/oyuncu seçmeleri ile ilgili bir yarışmadan geldiğini düşünüyordum. ses yarışması ikincisi olup oyunculukta bu kadar iyi olmasına açıkçası şaşırdım. daha şaşırdığım bir şey varsa o da kıvanç tatlıtuğ'dan daha iyi bir oyuncu olduğu. kıvanç yanlış hatırlamıyorsam uzun ve sessiz bakışmalı aşırı saçma dizilerle oyunculuğa başladı ve son sinema filmi gibi netflixte yayınlanan çöp yapımlarda yer aldı, özgür ise niko karakteri ile hem duayen isimlerle bir arada hem de oyunculuğunun hakkını sonuna kadar verdiği yabancı damat dizisi ile başladı.şu an kıvanç tatlıtuğ'dan çok daha iyi yerlerde olmayı hak ederken neden popüler olmadı anlamadım.