YAŞAM 3 Ekim 2017
524b OKUNMA     1498 PAYLAŞIM

Türkiye'de Bugüne Kadar Görülmüş En Kusursuz Hırsızlık: Ziraat Bankası Balgat Şubesi Soygunu

2008 Temmuz'unda Balgat'ta bulunan banka şubesinin özel müşteri kasaları tam 300 metrelik bir tünel kazılarak boşaltıldı. Yetkililerin sonradan sırrını asla çözemediği, tünelin başlangıç noktasının bile bulunamadığı bu soygunu biraz inceleyelim.


Olay 7 Temmuz 2008, yani bir pazartesi günü anlaşılıyor. Banka görevlileri müşteri kasalarının olduğu bölümü açtıklarında 300 kasadan 11'inin boşaltıldığını görüyor.


Asıl garip olan şey ise odaya zeminden girilmiş olması. Sonradan yapılan araştırmaya göre hırsızlar yaklaşık 300 metre tünel kazarak bankaya girmiş ve kutuları boşaltmış. Onlarca kutu arasından yalnızca 11'inin boşaltılması ise ayrıca ilginç.


Ekip, kaçarken tünelin içine kurdukları iskeleyi de yıkarak kaçtığı için tünelin girişine ulaşılamamış. Polis yetkilileri, bu tünelin ancak 2.5- 3 aylık bir çalışma sonucu kazılabileceğini açıklıyor.


Soygunun faillerine hiçbir şekilde ulaşılamamış. Geride ufak bir pusula dışında bir kanıt da bırakmamışlar. Dosya ise 2009'da kapanmış.


Sözlük yazarları bu akıl almaz soygunu yorumlamış.

haberi duyar duymaz aklıma inside man geldi. şu jodie foster'ın, clive owen'ın oynadığı soygun filmi. orada asıl amaç bankayı soymak değil kasalardan birindeki kozmik önemdeki bir belgeyi kaçırmaktı.

benzer bir durum olabilir mi?

bir kere inanılmaz profesyonel bir ekiple karşı karşıyayız. aylarca tünel kazıyorlar, etraftan gören duyan yok. tek kişi değil, çok kişili bir takım söz konusu. herkes işini dört dörtlük yapmış. tünel kazmak, tutturabilmek çok zordur. yine muhtemelen çatır çatır gps kullanmışlardır. alan çalışması dört dörtlük yapılmış. nerden girilecegi, hangi yolun izleneceği, atıkların nasıl çıkartılıp saklanacağı, tünel'in iç stabilitesini koruması, sonunda yıkılması. her ayrıntı düşünülmüş, hiçbir detay atlanmamış. of daha ne yazsam, insan kafasını yordukça mükemmel plan yapıldığını iyice fark ediyor. ister istemez saygı duyuyor. emniyet'in işi çok zor. olayın iç yüzünü bilenler hariç, bence dosya sonsuza kadar çözülemeyecekler arasına girip, sırlar dünyasına eklenecektir.

soygun planından sonra aklımız "bu iş neden yapıldı"ya, "o kasalarda ne vardı"ya kayıyor. acaba soygun tek bir kasadaki önemli bir belge için mi yapıldı, yoksa bazı kasalardaki çok değerli eşyaların peşindeydiler. tek bir kasadaki belgenin peşinde olup diğerlerini kapatma için açmış olabilirler yada yan kar için açtılar; "canımız sıkıldı komşu kasalarda ne var acaba, bir bakalım". içeriden yardım alındı mı, alındı ise ne ölçüde, nasıl bilgi sızdırıldı. muhtemelen emniyet'in soygun masası dedektifleri sabahtan beri benzer soruları kendilerine sormaktan tükenmişlerdir. (allah kolaylık versin)

her durumda birinci sınıf bir soygun aksiyonu. aslında bu tarz işlere hiçbir zaman sadece soygun dememek gerekiyor. bu başka birşey, adını koyamıyorum.

(bkz: inside man)

not: bankjob u izlemedim, sanıyorum benzer bir konu.

300 küsür metre tünel kazarken, yön bulmak için survey teknikleri (bkz: nivo) (bkz: teodolit) (bkz: total station) kullanıldığını sandığım soygun. bir kez yer üstünden ölçüm yapıp ona göre yer altında yollarını bulabilirler böylece. tabi bi de derinliği ayarlamak gerekir. insan bi anda tünelin 150. metresinde falan kendini yüzeyde buluverir - allah muhafaza... bunun için de yüzeyle aradaki mesafeyi ölçen ultrasonik bi zamazingo olmalı - o kısmını bilemiycem. yani baya teknolocik bişey olmuş.

resmen film gibi soygundur. kiralık kasaları tercih etmelerinin sebebi anakasalara nazaran daha kolay açılmaları olabilir. işlerini daha çabuk bitirmek istemiş olabilirler. anapara kasaları için tahminimce kaynak makinesi gerekebilir. kiralık kasalarsa ince demirdendir. hoş, tüneli kazan yanında kaynak makinesini de getirmiştir.

ayrıca bankaların kasalarında illa ki hareket sensörleri olur, eğer soygun gece yapıldıysa bu sensörlerin çalışmaması diye bir şey söz konusu olamaz. ancak haberde soygunun gece mi gündüz mü olduğuna dair bir bilgi bulamadım. eğer sensör yoksa bu korkunç bir ihmal demektir, eğer sensör var da çalışmadıysa içeriden birileri bu işin içinde olabilir. soyguncuların illa ki bir kez kasa dairesine girmiş olduklarını düşünüyorum, ön inceleme ve durum tespiti yapmışlardır kesin.

kısa bir süreye dosyası tamamen kapanacak soygun. bunu yapan elemanlara dair en ufak bir görüntü, kimlik, saç kırıntısı bile yok.

yani ankara'nın göbeğinde en az 3 ay gece gündüz tünel kazıyorsun, hiçbir kameraya yakalanmıyorsun, arkanda en ufak dna izi bırakmıyorsun.

yabi bu adamlar görünmezlik pelerini bulmadılarsa, bizzat içeriden birileriyle bağlantılılar. zaten bu soygundan birkaç ay sonra ergenekon davası başladı, muhtemelen muvazzaf birkaç generalin sözde top-secret belgelerini çaldılar.

bu soygunun üzerinden bir sene geçtikten sonra 2009 temmuz ayında hiç bir ipucu bulunamaması sebebiyle dosya kapatıldı. böylece belki de türkiye'de görülmüş en kusursuz banka soygunu olarak tarihe geçti.

bu arada bir çok komplo teorileri de üretildi; verilen onca emeğe, yapılan yatırıma ve hırsızların haftasonu bolca vaktinin olmasına karşın, bankanın para kasasına hiç dokunulmayıp sadecek kiralık kasalardan bir bölümünün açılması, hırsızların para veya maddi değeri yüksek eşyaları değil de bazı gizli belgeleri ele geçirmeyi hedeflediği yönünde tahminlere yol açtı. nitekim kasa sahiplerinin beyan ettiği tutarlar toplandığında 200 bin tl gibi soygunun büyüklüğüne oranla komik bir tutar ortaya çıkıyordu.

bu teorilerin resmi bir harekete dönüştüğü olay ise ergenekon savcılarının bankadan kiralık kasa sahiplerinin listesini istemesi oldu. çalınan kasalardan bir kısmını soygundan sonra sahiplenen kimse çıkmaması da şüphe uyandıran bir başka etkendi. nitekim bu kasa sahiplerinin belirlenen kimlik ve adreslerinin de sahte olduğu ortaya çıktı. en nihayetinde de ortada hiç bir ipucu olmaması sebebiyle bir sonuca ulaşılamadı.

planlı ve kusursuz olması sebebiyle bir kaç gün gündemimizi meşgul eden bu soygunun üzerinden bir buçuk seneden fazla bir zaman geçti ve gazete arşivlerindeki kayıp bir haber, bir muamma oldu, unutuldu gitti.

bu işi yapanlar şu an ne yapıyordur acaba... ben olsam kendimle gurur duyardım ancak kimsenin bu tertemiz soygunu benim yaptığımı bilmemesi delirtirdi. ayrıca ekipten biri okuyorsa ne olur benimle iletişime geçsin ve ekibe alsın. çaycılık yaparım, valizleri taşırım getir-götür ne varsa ne istiyorsanız yaparım.

bu toprakların gördüğü en büyük soygun.

Eğitim İçin Yurt Dışına Gideceklerin Kültür Şoku Yaşamaması Adına Bilmesi Gerekenler