Türkçede Tam Olarak Tanımlanamayan Bazı Duygu ve Durumların Diğer Dillerdeki Karşılıkları
(bkz: gökotta) : sabahları kuşları dinlemek için erken uyanmak veya doğayı izlemek için erkenden dışarı çıkmak.
(bkz: nepenthe) : mutsuzluğunu unutturabilen şey.
(bkz: age otori) : beğenmediğin bi saç kesiminden sonra hissedilen kötü his.
(bkz: destinesia) : bir yere gidip oraya niye gittiğini unutmak.
(bkz: eglaf) : anlamı olmayan ve her sözcük yerine kullanılan kelime.
(bkz: komorebi) : ağaçların arasından süzülen güneş ışığı.
(bkz: fika) : tatlı bir şey yerken yanında kahve içmek.
(bkz: dejabrew) : sarhoşken yaptığın şeyleri yavaş yavaş hatırlama.
(bkz: laughback) : eskiden yaşanmış bir şeye yeni olmuş gibi gülmek.
(bkz: boregasm) : can sıkıntısının doruk noktasına ulaşması , hunharca sıkılmak.
(bkz: youniverse) : dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen sadece kendi ile ilgili şeyleri önemseyen kişiler için kullanılan kelime.
(bkz: liberosis) : olayları daha az önemseme isteği.
(bkz: ineffable) : kelimelerle anlatılamayacak kadar iyi olanı betimlemek için kullanılan sıfat.
(bkz: eloquence) : dili düzgün ve akıcı kullanma.
(bkz: aranyhid) : güneşin suya yansıması.
(bkz: cafune) : birinin elini başka birinin saçında gezdirmesi.
(bkz: ayurnamant) : değiştiremeyeceğin şeyler için üzülüp endişe etmenin mantıksız olduğunu savunan felsefe.
(bkz: jayus) : aslında komik olmayan bir şeye anlamsız bir şekilde gülmek.
(bkz: saudade) : sevdiğin ve kaybettiğin birine veya bir şeye özlem duyma.
(bkz: mokıta) : herkesin bildiği ama kimsenin dillendirmeye cesaret edemediği gerçek
(bkz: mellifluous) : tatlı , yumuşak , dinlenmesi zevk veren ses.
(bkz: ukiyo) : hayatın zorluklarından bağımsız anı yaşama.
(bkz: alexithymia) : duyguları açıklayabilme yeteneksizliği
(bkz: maturdating) : sinemaya veya restoranta yalnız başına gitmek.
(bkz: nonversation) : amaçsız kısa konuşma.
(bkz: redamancy) : seni seven birini sevme.
(bkz: hiberdating) : sevgili için arkadaşlarını takmamak.
(bkz: ambitchous) : ortalama kötü insanlardan daha kötü olmaya çalışma.
(bkz: unkeyboardinated) : klavye ile yazarken sürekli hatalar yapma.
(bkz: epiphanot) : çok muhteşem gözüken ama aslında amaçsız , gereksiz olan düşünce.
(bkz: metanoia) : birinin düşüncesini , kendini veya yaşam tarzını değiştirmesi.
(bkz: chionophile) : soğuk ve karı seven kişi.
(bkz: afterclap) : herkes durduktan sonra alkışlayan kişi.
(bkz: carcolepsy) : araba çalışır çalışmaz uyuyan yolcu.
(bkz: erroris) : sürekli hata yapan kişi.
(bkz: textrovert) : yüzyüze konuşmaktansa mesajlaşırken daha rahat hisseden kişi.
(bkz: selenophile) : ay'ı seven kişi.
(bkz: stigmatophile) : dövme ve piercing seven kişi.
(bkz: ceraunophile) : şimşek ve gök gürültüsünü seven kişi.
(bkz: pluviophile) : yağmuru seven , yağmurlu günleri daha eğlenceli ve huzurlu bulan kişi.
(bkz: askhole) : sürekli salak saçma , amaçsız sorularlar soran insan.
(bkz: shlimazl) : sürekli şanssız olan kişi.
pek bilinmeyen türkçe kelime : (bkz: gümüşservi) : geceleyin ay’ın suya yansımasıyla oluşan parıltılı görünüm.