SİNEMA 30 Ocak 2023
30,5b OKUNMA     360 PAYLAŞIM

Truva'nın Yönetmen Versiyonu ve Sinemalarda Gösterilen Versiyonu Arasındaki Farklar

2004'ün hit filmi esasında nasıl kurgulanmıştı? Buyrun farklara...

troy... wolfgang petersen'in director's cut versiyonu ve sinemalarda gösterime giren theatrical version arasında ciddi farklar olan, vizyona girişinin 20. yılına yaklaştığımız epik film. bu yazıda iki versiyon arasındaki temel farkları listelemek istiyorum.

öncelikle vizyon versiyonundan sonra director's cut'ı seyrettiğiniz zaman gerçekten neyin gişe yapacağını iyi bilen bir elin filme dokunmuş olduğunu görüyorsunuz. vizyon kopyası 2 saat 43 dakika iken yönetmen kopyası 3 saat 16 dakika uzunluğunda. yönetmen kurgusundan vizyon kurgusuna aktarılan filmdeki farklılıkları birkaç başlık altında yazacağım.

tempo

bence vizyon kopyasındaki en önemli nokta, filmin temposunun arttırılıp, epik bir destan anlatısına çok da zarar vermeden filmin seyirciyi duygudan duyguya sürüklerken aksiyonu da hiç eksik etmeyen bir gişe filmi olmasına özen gösterilmiş olması. neredeyse her sahne director's cut'a göre daha hızlı akıyor ve bazı replikler ve bakışlar kurguda tıraşlanmış. dikkatimi çeken birkaç örnek:

henüz filmin açılış sahnesinde adeta tarkovsky'nin stalker'ı gibi bir köpek ve onu takip eden bir kamera ile açılan filmden bu sahne komple atılmış. köpeğin bir savaş alanında ölülerin arasında gezip, kan revan içindeki ölüleri koklaması ve bazılarını yalamasından sonra iki ordunun birbirine doğru yürüdüğü sahne, vizyon kopyasında direkt olarak birbirine yürüyen iki ordu ile açılıyor ve daha sonra "en iyi savaşçılarımızı birebir dövüştürelim ve bu iş böyle kapansın"a bağlanıyor.


hektor ve paris'in truva'yı temsilen menelaus'un mekanına misafir oldukları eğlence sahnesi epey tıraşlanmış. gerek eğlence kısmı, gerek sohbet kısmı, gerek sonrasına paris'in helen'i yiyişi oldukça hızlı bir kurgu halinde sunulmuş. böylece hikaye kurulurken film seyirciyi hiç baymıyor. ayrca bu sahnenin director's cut versiyonunda menelaus hektor'a "she is a lioness" diyerek bir kadın sunmaya çalışıyor ancak hektor "evde hanım bekler dayı" diyerek tam da evinin erkeği, düzgün adam olduğunu filmin başında gösteriyor. hektor'un evine ailesine ve vatanına bağlılığını film boyunca zaten sayısız kere göreceğimiz için belli ki tempoyu hızlandırmak adına bu diyalog da atılmış.

aynı mekanda hektor'un sabaha karşı helene'in odasından adeta bir keraneci gibi çıkan paris'i kenara çekip "bana bak zampara, barışı bozacak bir hareket yaparsan suratını kafatasından kazırım" dediği sahne de kendine vizyon versiyonunda yer bulamamış.

yönetmen kurgusunda yunan ordularının truva sahilini bastığı sahnede akhilles'in tüm ordulardan önce çıkarma yapıp allah ne verdiyse sağı solu biçmeye başladığı sahnede agamemnon'un gemisindeki askerler "süülo süülo" pardon "akhilles! akhilles!" diye tezahürata başlıyorlar ve agamemnon "kral burdayken akhilles kimin iti oluyor da tezahürat ediyorsunuz ula gavatlar" dercesine askerlerine pis pis bakıyor. bu sahne atılmış. ayrıca ajax'ın truva sahiline yol alan gemide "ben ajax'ım en büyük benim ulan" naraları attığı sahne de uçurulmuş.

truva sahili çıkartması sahnesi genel olarak oldukça hızlandırılmış ve akhilles'in önderliğindeki myrmidon'ların bir an önce apollo tapınağına ulaşması sağlanmış, çok daha hızlı akan bir kurgu elde edilmiş. tapınakta hektor ve akhilles'in diyalogları tıraşlanmış ve azaltılmış.

sahil çıkarmasının gecesinde truva'nın ölülerini yaktığı, kadınların kötü oyunculuklarla ağıt yaktığı bir sahne var. o sahne de vizyon kopyasında kullanılmamış.

hem truvalıların hem de agamemnon ve nestor önderliğindeki yunan'ların savaş stratejisi toplantılarındaki replikler azaltılmış ve "seyirciyi bir an önce savaşa ve aksiyona doğru yönlendirelim arkadaşlar" yolu izlenmiş.

akhilles'in hektor'u öldürdüğü sahne oldukça hızlandırılmış ve tempo katılmış. director's cut versiyonunda hektor tüm sülalesiyle eşiyle dostuyla vedalaşıp aşağı inene kadar akhilles'in bağırmaktan nerdeyse sesi kısılacak. zaten bir süre sonra bağırmaz oluyor. vizyon versiyonunda ise kısaltılan repliklerle yine bir an önce aksiyona geçiliyor.


finalde truva atı ile surların içerisine sızan yunan ordusunun truva'yı yerle bir ediş sekansı da director's cut'da oldukça uzun kanlı ve zalimken, vizyon versiyonunda hızlıca olup bitiyor. mesela vizyon versiyonunda salak salak yobazlıklarıyla ve kehanet düşkünlüğüyle savaşı kaybettiren danışmanladan birini "ben tanrı'nın hizmetkarıyım, bana dokunmayın" derken kaleden aşağı atıyorlar. bu sahneyi vizyon versiyonunda görmüyoruz.

finaldeki baskından kurtulup kaçmayı başaran briseis, helen ve paris'in tırmandıkları ida dağından truva'nın yanışını gördükleri bir sahneyi görüyoruz director's cut'da, vizyon versiyonunda bu sahne de yok.

daha birçok örnek verilebilir. tempoyu hızlandırmak adına atılan çok replik var. özellikle sahnelerin director's cut'a göre "sadede gel" düsturuyla daha erken kesildiğini görüyoruz. boş muhabbetleri tıraşlamışlar. mesela paris truva atını yakmalarını isterken "father burn it" diyor ve vizyon versiyonunda paris'in iplenmediğini ve atın şölenlerle içeriye alındığını hemen görüyoruz. director's cut'da ise neredeyse 1 dakika daha atı alsak mı almasak mı diye tartışıyorlar. ya da ne bileyim, hektor'un karısı, hektor'u akhilles ile dövüşmemeye ikna etmeye çalışırken 7 kardeşimi savaşta kaybettim falan diye çocukluğunu anlatıyor. bu replikleri de duymuyoruz. tıpkı agamemnon'un priam'ı öldürüp geçtiği sahnenin director's cut'ında priam'ın hemen ölemeyip "masumlara dokunmayın" diyip agamemnon'un "kimse masum değildir hacı" vs muhabbet ettiği anları duymadığımız gibi. bazı sahneler ve anlar da cringe görünüyor diye atılmış belli ki. brad pitt'in bu filmin her karesinde kendinden ve oyunculuğundan nefret ettiğini açıkladığını okuyup şaşırmıştım. malum brad pitt her haliyle karizma. ancak director's cut'da bir sürü komediye kaçan kasıntı duruş, bakış ve hareketleri var. herhalde onları kastediyordu. vizyon versiyonunda olabildiğince bu anlar traşlanmış ve bunların hepsi tempoyu hızlandırmak ve bu sayede filmi daha izlenilir kılmak adına yapılmış.

son bir not: hektor'un öldüğü sahnede priam'ın dövüşün sonunda drama queen adını feriha koydum'daki hazal kaya gibi bayıldığı cringe bir sahne var, izlerken kahkaha attım. mesela orayı da şutlamışlar. çok iyi olmuş.


vahşet ve seks

sanırım film 18+ alır da çokça seyirci kaybeder diye bu meseleye çok dikkat etmişler ve vizyon versiyonunda birçok sahneyi kesmişler ya da hafifletmişler. yönetmen kurgusunda savaş sahneleri kan revan içinde, kollar bacaklar havada uçuşuyor. hatta sanırım bazı sahneleri kurguda düzeltmek yerine bir edepli bi de kirli şekilde iki kere çekmişler. mesela akhilles yönetmen kurgusunda final sahnesinde briseis'i kurtarırken ona musallat olan askerin kafasını zart diye uçururken vizyon kopyasında sadece boğazını kesiyor. ya da apollo tapınağının önünde bir askerin bacağını uçurduğu sahne de vizyon kopyasında yok. ajax denilen ayıoğlu ayı director's cut'da elindeki hammer ile dehşet saçıyor, truva sahili'ni kana buluyor ancak vizyon kopyasında aynı vuruşları görmemize rağmen kan fışkırmalar minimum düzeyde. patroclus'un boğazının kesildiği sahne mesela. director's cut'da patroclus'un boğazı gerçekten paramparça kesilmiş gibi duruyor, efsane bir makyaj yapılmış. ananı avradını diyip boğazınızı tutuyorsunuz o derece. ama vizyon versiyonunda çok daha light bir çizgi kesik ile boğazında kan görüyoruz sadece. bu bilgisayar ortamında soflaştırılmış sanırım çünkü aktörün oyunculuğu bire bir aynı. sadece yaranın görünümü çok farklı.

seks sahneleri ve çıplaklıkta da vizyon kopyalarında sansür uygulanmış. yönetmen kurgusunda akhilles'i ilk gördüğümüz sahnede iki kadınla yatakta yattığı görünüyor mesela, kadınların çıplaklığı çok daha net seçiliyor. ya da mesela paris helen'in odasına ilk girdiğinde helene elbisesini indiriyor ve göğüsleri en net haliyle karşımıza çıkıyor. ama vizyon kopyasında kamera göğüsleri görmeyeceğimiz şekilde köprücük kemiğinde kalmış. ya zoom girdiler ya da görüntüyü yukarı çektiler demek. diane kruger'ın en efsane halinin memelerinden mahrum bırakılmışız ki bu insanlık suçudur. öhöm neyse. aynı şekilde paris'in helene'e kolye taktığı sahnede iki cut arasında ciddi çıplaklık açıları farkları var. ya da akhilles'in briseis ile seviştiği sahnede vizyonda sadece öpüşmeleri ve sürtünmelerini izlemiştik. director's cut'da çok daha net bir sevişme sahnesi var.

müzik

müzik kullanımı konusunda da ciddi farklar var iki versiyon arasında. şunu çok net söylemek lazım ki vizyon versiyonundaki müzik editi ve kullanımı açık ara daha iyi. gerek sahnelerin içindeki anlara yükselmeler ve duraksamaların denk getirilişi, gerek doğru müziğin kullanımı olsun vizyon versiyonu çok daha etkileyici. özellikle sahil çıkartması sahnesinde director's cut versiyonunda müzik bitip bitip yeniden başlayıp adeta tarkan viking kanı filmini izliyoruz hissiyatını verirken vizyon versiyonunda harmoni çok yerinde. ya da efsanevi hektor akhilles kapışması o vurmalı drumlar ve sonrasındaki kadın sesinden ağıt olmasa bu kadar etkileyici olmazmış. director's cut'da bu sahnede sanki jedi düellosu yapılıyor gibi epik bir müzik çalıyor ki kesinlikle yanlış bir tercih olurmuş, neyse ki toparlamışlar.

özetle bence director's cut daha realistken vizyon versiyonu daha epik ve gişe filmleri kodları taşıyan bir tarz benimsemiş. çokça arada kalmakla beraber, ömrüm boyunca sadece bir tanesini izleyebilecek olsam sanırım vizyon versiyonunu seçerim. çok daha derli toplu ve iyi çalışılmış izlenimi verdiği için.